Hayatın tokadını yemektir.
ilk iş deneyimim de 5 dakika geç kaldığım için tatlı sert bir dille uyarılmıştım.
Öyle lay lay lom yok iş hayatına. Öğrencilik hayatına benzemez.
Adamın kıçından kıl kopartırlar.
(bkz: kapitalist sistem)
Sosyal, insanlara sözünü geçirebilen yavşak tipler. Bunlar genelde yönetici müdür falan olur.
Bi boktan anlamayan kaşar kızlar. Bunlar da ya birinin karısıdır ya da yöneticilerin cinsel arzularını tatmin ettikleri için ordadırlar. Bunlarla arası kötü olan ortamdan dışlanır.
Son olarak da inek asosyal tipler vardır. Bunlara da amele gözüyle bakılır her iş bunlara yıkılır takdir de edilmezler.
Insanlarin mesleğini kutsallastirdigi temelde isvereni zengin etmeye dayali kölelik sistemi. Birde su yaptığım isten keyif aliyorum diyen 9-5 calisanlari yokmu. Midemi bulandiriyorsunuz aq, surekli mesaiye kalip birseyler başardığıni sananlar filan. Is cikisi kalan uc saatinde de gunun yorgunluğu uzerime çöktüğü icin gözümü dahi açamıyorum. Kurtulmam lazim bu iğrenç döngüselden.
Kendi işini yapsan bile kimseye yaranamıyorsun arkadaş. En sonunda bir buzağı, iki koyun, 4 tavuk alıp yerleşeceğim muğla’da bir köye. Ne kadar da mandıra filozofik bir hareket değil mi? Şimdilerde diyorum demek insan o sınıra böyle böyle geliyormuş. Hiç de uzak değil bakın bu söylediklerim. Az kaldı yani. Şurama geldi. Boyum da kısa anlatabülüyom mu?
insanların bu platformlarda her şeyi yapmak serbestmişçesine, her türlü bencil ve kötü niyetli davranışlarını sergileyebildikleri ve bu yüzden cehenneme çevirdikleri ortamlar maalesef artık.
O kadar okumuş ve eğitimli insanın bir araya gelip, birbirlerini bu şekilde aşağılayıp, dedikodu yapıp, insanları birbirine düşürme çabasına inanamıyor insan. Erkeklerin bir çoğundaki sürekli bir kadın iş arkadaşlarına yürüme yahut çoğu kadının "herkes beni kıskanıyor" hezeyanlarına girmiyorum bile. Ergenliğe saplanıp kalmış narsistler ordusu adeta.
Ve o kadar diplomaya, mastere, bir yığın eğitime rağmen, en çok da bu yüzden medenileşemiyoruz fikrimce. Çünkü unutmamak gerekir ki, sosyal anlamda insan ancak erdemli davranışları ve erdemli olma çabası ölçüsünde uygarlaşabilen bir canlı.
bir kişinin bir kişi için arkasından konuştuğuna şahit olduğunuz kadar, o arkasından konuşanın onun yanında binbir türlü yalakalık yaptığına gözlerinizle şahit olmaya iş hayatı denir.
başarılıysanız sorun yok extra eforunuzun ölçümü yapılmaz çoğu zaman, ama sıra hata yapmaya geldi mi boku yedirtmek için uğraşırlar onun bedelini ölçebilirler nedense. soyunu sopunu s.ktiklerim.
iş hayatına atıldığınız ilk sene kuvvetle ihtimal bocalayıp şamar oğlanına döneceksiniz. Piyasanın ahlaklısı doğrucu davutu olmaya inanın gerek yok. Kimse size madalya takmadığı gibi, ilk gözden çıkarılan elaman da siz olursunuz.
Patrona ahlak değil, ona itaat edecek para kazandıracak elaman lazım. O elaman siz olun başınız ağrımasın.
Çünkü patronun her zaman her yaptığı her söyleği doğru değildir ama patron her zaman patronur.
Kıssadan hisse: Sis tem le sa vaş ma ya cak sın!
Bu kadar.
hayatın en gerçekçi şekilde cereyan ettiği yaşamın büyük bölümüne verilen ad. amaç para kazanmaktır özgürlüğün karanlık tonlarında bir hayat yaşarsınız.
zordur. bu arada patron olmayı istediği an çalışacak istemediği an çalışmayacak zannedenler var galiba. öyle değil tabii. daha fazla sorumluluk sahibi olmak insanı daha çok yorar.