Nereye gittiğini bilmediğimiz trenlerden biri. Kompartımanda görmüş geçirmiş, asil görünümlü yaşlıca bir kadın. Şapkası da kendi gibi sevimli. Trenin içi ne kadar sakinse geçtiği, insanın az olduğu yerlerde doğa sevincinden coşmuş da coşmuş. Hava güneşli, kompartıman sıcak. Aah o gördüğüm geyik miydi yoksa?
kendimi kaçarken buldum kendimden.iki cam arasına sıkışmış üşümüş ayaklarım.bacak bacak üstüne atıp uyuşturmalıyım onları.susturmalıyım içimden gelen sesleri.sıcak bi müzik açtım belki ısıtır.ama onlar da biliyor aylardan kış.mevsimlerden şubat.tersine çevilmiş hayatım.ayaklar baş başlar ayak.çıkamıyorum da bu üçgenden.ama aydınlık,ama ferah.tek kusuru kapalı olması.dışa kapalı,içe açık alabildiğine.kısarsak o açıklığı her şey uyumlu olacak.
aklımı kaybedecek kadar sevdiğimi anladım. ve sadece senin yüzünü 1 kez bile olsa güldürmek istiyorum. ama artık yalvarırım senden gitmemi bekleme. bu hasretlik, bu özlem bitsin artık be. bitsin amk.
Değişmicem lan değişmicem işte.
Kimse için bi başkası olmicam, neysem oyum 5 sene önce neysem şimdi de oyum 5 sene sonra da aynısı olcam. Rahatsız olan da defolsun gitsin.
babaannem kadar yaşlandıktan sonra ölmek istemiyorum, aklım başımdayken ölmek istiyorum, babaanneme bakıp aklımdan geçenler bunlar. bir zamanlar onunla geçirdiğimiz güzel günleri hatırlamıyor, saçlarımı küllü suyla yıkadığını hatırlamıyor, beni ne kadar çok sevdiğini hatırlamıyor.