yıllar önce annemin 'yarın sabah erkenden denize gidip dilek dileyeceğiz', dediği gündür benim için. milattır belki de..
sabahın 5.00' i gibi kalkılmış, kaleiçine gidilmiştir. yığınla insanın dileklerini tutmasını uykulu gözlerle izlerken..bir koku..ama nasıl bir koku.. elimi havaya kaldırmamla, geceden kalma bir ayyaşın kayalıkların üzerine bıraktığı o bok..tabi uyandım bu olayla..gittim elimi yıkadım, derilerini yüzer gibi.. insanlar mutlu mutlu dilek dileyip, geleceklerini tayin ederken, ben bir kenarda boka bulanmış ağlıyordum..
eve dönüş yolunda annem hala benimle dalga geçiyor, 'ne avuçlamışsın, hala kokuyu yanımızda getiriyorsun' diyordu. bense elimi resmen karşı kaldırım da yürütüyordum, o denli benden uzak.. eve geldiğimizde kokunun sebebi de anlaşılmıştı.. meğer annem de üzerine oturmuş...
evet, o sene bol para bekledik..hıdrellez sanırım 6 mayıs olduğunu unutup, bizlere 1 nisan şakası yapmıştı.. artık akıllandım, en fazla yapacağım şey, 40 karınca yuvasından 40 toprak toplayıp, 40 gün gül ağacına asarım..fazlasını hıdrellez'de beklemesin artık..
yarın yine milyonlarca kişinin milyonlarca farklı dilekler dileyeceği gündür.
dileğimi tuttum, güllerimi buldum, en saf halimle çocuklar gibi dileyeceğim seni.
memleketimde * olsaydım kutlamanın ayrı zevkli olacağını düşündüğüm, bahar bayramı.
ateşten atlaması, gül altına dilenen dilekleri, 41 çeşit toplanan otuyla pek neşeli, eğlenceli gelenek.
ya bugün hıdırellez ve ben iş çıkışı kadıköye gittim,tanımadığım bi evin etrafı kimse girmesin diye çevrili bahçesine girdim ve dileklerimi yazdığım kağıdımı oraya ektim.bu arada gül ağacının dibinde ısırgan varmış tabi o karanlıkta kolum baya yandı.sonra biri binadan çıktı ve tuhaf tuhaf bana baktı, merhaba iyi akşamlar dedim gülümseyerek oda bana gayet samimi bi şekilde karşılık verdi,ama çok korktum bişi diyecek diye.sonra çıktım bahçeden ve yolda biri beni yakalayacak korkusuyla dua etmeden geldiğimi hatırladım ve çok pişman oldum.geride dönemezdim.sonra ikinci bir gül ağacı bulmaya koyuldum ve buldum.bu sefer dua ettim ve ektim dileğimi gül ağacının altına. hatta ekme işlemini yaparken orda nur yüzlü bi teyze 80 yaşlarındaydı selpak mendil satıyordu.gittim biraz para verdim ve ona dedimki selpak istemiyorum teyzeciğim sadece dua et yeter dedim.allah razı olsun kızım dedi.sonra kayboldu ordan.herneyse yine içime sinmedi çünkü şirketten çıkmadan önce bi sitede resim çizin ve öle ekin dileğinizi diyordu.bu geldi aklıma ve gittim başka bir kağıda dileklerimi çizdim.bizim evin karşısındaki caminin avlusundaki gül ağacının dibine ektim duamı ettim.yani bugün tam 3 ayrı yerde gül ağacının altına dileklerimi yazdım ektim.Allahtan hayırlsıysa inşaallah olur umarım.bakalım ne olacak merak içinde bekliyorum.
küçük yerlerde gayet iyi kutlanabilen hede. biz burada site içerisinde gül ağacının dibine bi şeyler karaladık. dibine para gömdük. bi de ateş yaktık. üzerinden atladık. diledik de diledik de diledik. ya tutarsa dedik. hakkaten ya tutarsa? bir yıl içinde çok değişim yaşayacağım.
heyecandır, eğlencedir, berekettir. yazı müjdelediği için heyecanlanırsın, o gün o gece deli gibi manyak gibi eğlenirsin, lalala kop kop kop herkes deli, sen eğlenirken yersin, içersin işte bu da esnafa berekettir.* rumelide olanı pek bir keyiflidir.
Ramazan Hub isimli yazarın hakkında tuğla kalınlığında çok güzel bir kitap yazdığı Hz. Hızır A.S. ile Hz. ilyas A.S.'nin yılda bir kez buluştukları gün. Adı geçen kitapta konu hakkında oldukça ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.
ya bugün hıdırellez ve ben iş çıkışı kadıköye gittim,tanımadığım bi evin etrafı kimse girmesin diye çevrili bahçesine girdim ve dileklerimi yazdığım kağıdımı oraya ektim.bu arada gül ağacının dibinde ısırgan varmış tabi o karanlıkta kolum baya yandı.sonra biri binadan çıktı ve tuhaf tuhaf bana baktı, merhaba iyi akşamlar dedim gülümseyerek oda bana gayet samimi bi şekilde karşılık verdi,ama çok korktum bişi diyecek diye.sonra çıktım bahçeden ve yolda biri beni yakalayacak korkusuyla dua etmeden geldiğimi hatırladım ve çok pişman oldum.geride dönemezdim.sonra ikinci bir gül ağacı bulmaya koyuldum ve buldum.bu sefer dua ettim ve ektim dileğimi gül ağacının altına. hatta ekme işlemini yaparken orda nur yüzlü bi teyze 80 yaşlarındaydı selpak mendil satıyordu.gittim biraz para verdim ve ona dedimki selpak istemiyorum teyzeciğim sadece dua et yeter dedim.allah razı olsun kızım dedi.sonra kayboldu ordan.herneyse yine içime sinmedi çünkü şirketten çıkmadan önce bi sitede resim çizin ve öle ekin dileğinizi diyordu.bu geldi aklıma ve gittim başka bir kağıda dileklerimi çizdim.bizim evin karşısındaki caminin avlusundaki gül ağacının dibine ektim duamı ettim.yani bugün tam 3 ayrı yerde gül ağacının altına dileklerimi yazdım ektim.Allahtan hayırlsıysa inşaallah olur umarım.bakalım ne olacak merak içinde bekliyorum.
edit: bu entry 06.05.2010 günü kaleme alınmıştır. biliginize