hüsn ü aşk

entry19 galeri0
    1.
  1. Hargehleri dûd-ı âh-ı hırmân
    Sohbetleri ney gibi hep efgan
    Her birisi bir nigâra urgun
    Şemşir gibi dehanı pür hun
    Ektikleri dâne-i şerâre
    Biçtikleri kalb-i pâre pâre
    Sattıkları hep metâ´-ı candır
    Aldıkları sûziş-î nihandır

    Bedr ise muradı ben şeb olsam
    Gerdûnı severse kevkeb olsam

    Envâr ile lainat doldu
    işte o gece sabah oldu

    Tek Hüsn için Aşk âh kılsın
    Dünya yıkılırsa hâ yıkılsın

    Afveyleyelim ki belki bilmez
    Bir sürçen atın başı kesilmez

    Firkat gibi mevt ömre sürmez
    Allah ne verir de kul götürmez

    Kımransa hevâya kalbolurdu
    Mırlansa sadâya kalbolurdu

    Irlardı cünun terânesinden
    Leylî Mecnun hikayesinden

    *
    1 ...
  2. 2.
  3. in dem ki zi şairi eser nist
    sultanı suhan menem diger nist

    şairlikten eser bulunmayan bu zamanda, söz sultanı benim başkası değil.
    1 ...
  4. 3.
  5. fuzuli,şihabeddin-i sühreverdi nin münisü'l-uşşak adlı eserinden ilhamla farsça olarak yazmıştır..tıbba dair bilgilerini de ortaya koymaktadır..ruhun beden ülkesine yaptığı yaptığı yolculuğu anlattığı bu eserinde beden ülkesini o dönemki tıp ilmine göre açıklar..risale-i sıhhat u maraz ve ruh-name adlarıyla da anılır..
    1 ...
  6. 4.
  7. beşir ayvazoğlu nun kuğunun son şarkısı isimli müthiş biyografisi de galip ve hüsn ü aşk ı temel alır.
    0 ...
  8. 5.
  9. tarz-ı selefe takaddüm ettim
    bir başka lügat tekellüm ettim

    zannetme ki şöyle-böyle bir söz
    gel sen dahi söyle böyle bir söz

    erbab-ı suhan tamam malum
    işte kalem işte kişver-i rum

    divan edebiyatı'nın son ve muhteşem nefesi.
    1 ...
  10. 6.
  11. Lise 2 edebiyat müfredatında olan mesnevi.
    0 ...
  12. 7.
  13. 8.
  14. şeyh galip'in bir mesnevisidir. Divan edebiyatındaki en güzel mesnevilerden biri olarak kabul edilir. konu itibariyle leyla ile mecnun mesnevisine çok benzer. nabi'nin hayrabat'ından daha güzel bir mesnevi yazılacağı iddiasıyla yazılmıştır. burada hüsn gerçek güzeliği yani Allah'ı, aşk ise insanı temsil eder. aşk hüsn'e ulaşmak için zorlu yollardan geçer ve en sonunda hüsn'e ulaşır. 18. yy'da yazılmış bir eserdir. ilahi aşk konusu işlenmiştir. sebk-i hind üslubuyla yazılmıştır. konusu hakkında bilgi için:

    http://tr.wikipedia.org/w...BC_A%C5%9Fk#Eserin_Konusu
    2 ...
  15. 9.
  16. özeti şöyledir;

    Araplarda beni mahabbet (sevgi oğulları) adlı bir kabile vardır. aynı gece içinde bu kabilenin ileri gelenlerinden birinin oğlu, diğerinin de bir kızı doğar. erkeğe "aşk" kıza da "hüsn" adını verip bunları birbirine nişanlarlar. bu iki çocuk okul çağına gelince "edeb" adlı bir okula başlayarak "monla-yı cünun" adlı bir hocadan ders okumaya başlarlar. hüsn ile aşkın aralarındaki aşk bu edeb metebine başlar. hüsn ara sıra aşkın halvetgah (tek başına dinlendiği yer)'ına gitmekte ; bazan da ikisi birlikte içinde "feyz" adlı bir havuz bulunan "mana" mesireye uğramaktadırlar. o bahçede "sühan" adında her şeyi bilen, anlayan bir mihmandar vardır. bu güzel günler çabuk geçiyor ve kabile mensuplarından "hayret" adlı biri, ikisinin buluşma ve görüşmelerine engel oluyor. görüşmeleri engellenen aşıklar sühanın aracılığıyla habrleşmeye başlıyorlar. aşkın "gayret" (1. kıskançlık, 2. çaba) adlı bir lalası, hüsnün de "ismet" (namus) adlı bir dayısı vardır. gayretin de cesaretlendirmesiyle aşk kabilenin ileri gidenlerine gidip hüsn!ü ister kabilede aşk'ın bu isteği alayla karşılanır ve isteğinin olabilmesi için "kalb" ülkesine gidip oradaki "kimya"yı getirmesi gerektiğini söyler. fakat kalb ülkesinin yolunda bin başlı rengarenk bir ejderhanın, bir ateş denizinin, bu denizden geçebilmek için mumdan yapılmış gemilerin, onun ötesinde bin yıllık "gam harabesi"nin "matem sarayı"nın, cinlerin, devlerin, kapkaranlık gecelerin, geçilmez çöllerin olduğunu da sözlerine ekler. aşk gayret'le birlikte yola çıkar. fakat daha ilk adımda son derece derin bir kuyuya düşerler. kuyuda bir cadı vardır. cadı aşk ile gayret'i iyice semirsinler de yiyeyim diye hapseder. fakat bu arada sühan yetişir ve kuyunun dininde üzerinde "ism-i a'zam" yazılı bir ip olduğunu, cinlerin bu ipten habersiz olduklarını, onu bulup kuyudan çıkmalarını söyler. bu yolla kuyudan kurtulan aşk ve gayret'in yolu bu kez de çok çetin bir kışın hüküm sürdüğü gam harabesi'ne uğrar. gam harabesi'ndeki yaşlı bir cadı aşk'a aşık olur. aşk cadının bu yoldaki isteklerini geri çevirince cadı onu çarmıha gerer. sühan burada da imdatlarına yetişerek aşk'a hüsn'den bir atla kılıç, gayret'e de iki kanat getirir. yine yola düşen aşk ile gayret, yolda cinlerle, gulyabanilerle savaşarak "ateş denizi"ne ulaşırlar., bu denizin kıyısında mumdan yapılmış gemiler vardır. cinler aşk ve gayret'e bu gemilere binerek "ateş denizi"ni aşmalarını teklif ederlerse de onlar bu teklifi kabul etmezler. at, bir semender gibi süzülerek ateş denizi'ni aşar. gayret'de hüsn'ün gönderdiği kanatlar sayesinde bu denizi uçarak geçer ve çin ülkesinin kıyılarına ulaşırlar. bu sırada sühan kırmızı gagalı bir dudukuşu şekline gelerek aşk'a çin padişahının "huşrüba" adlı bir kızı olduğunu, eğer bu kıza kapılırsa onu "zatussuver kal'ası"na hapsedeceğini söylerse de aşk, hüsn'e benzediğini sandığı "huşrüba"ya gönlünü kaptırır. huşrüba, sühan'nın dediği gibi hüsn'ü zatussuver kal'a"sına götürerek hapseder. kaleye girer girmez bu kalenin kapısı gözden kaybolur, silinir. gayret'le burada kalakalan aşk'ın imdadına yine sühan yetişir ve aşk2a kaleyi ateşe vermesini söyler. aşk'la gayret sühan'ın söylediğin, yaparak kurtulsalar da aşk artık perişan bir haldedir. sonunda kutlu bir sabah vakti sühan bir hekim kılığında gelerek aşk'ı kalb kalesi2ne götürür. bu arada gayret ortadan kaybolur. kalenin bir tarafı deniz bir tarafı karadır. her iki yanda da beşer kapı, her kapıda bekçiler vardır. farklı farklı elbiseler giymiş müjdeciler gelir. aşk sühan'la birlikte hüsn'ün sarayına gider. bu arada hayret, ismet, monla-yı cünun ve diğerleri gelir. bu arada mana mesiresi de görünür. bu arada sühan cadıyı öldürenin, yolları açanın, papağan şeklinde gelip öğüt verenin, hekim kılığında gelenin hep kendisi olduğunu söyler. sühan, aşk'a "sen yanlış bir yol tutmuşsun aşk hüsn'dür, hüsn'de aşk, birliğe ikilik sığmaz, bütün bu sıkıntılara yanlış yola gittiğin için uğradın" der. artık onlarla birlikte olan herkes geride kalır, hayret, aşk'ı alıp hüsn'e götürür, Gayb'ın yani vuslatın perdeleri açılır. vuslatı tarife ise gerek yoktur. (Gölpınarlı 1968: 32-33)
    1 ...
  17. 10.
  18. eğitim fakülteleri türkçe öğretmenliği programramlarında(töp) eski türk edebiyatı derslerinde güzel tarafları verilmeden anlatılan not merkezli bünyelerin kaldırmadığı konulardan biridir.
    bkz: edebiyat türkçe öğretmenlerinin neyinedir?
    0 ...
  19. 11.
  20. hüsn güzellik sembolü olarak kadını, aşk ise umutsuzluk ve acı sembolü olarak erkeği temsil eder. şeyh galip bu eserinde eski ve büyük şairleri farsça ve arapçanın anlaşılmayan kelimelerini kullandığı için yermektedir. ve fakat kendisi aynı şekilde eleştirdiği şairler gibi arapça ve farsça kelimelerden oluşturmuştur eserini.
    0 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. Şeyh Galib'in başyapıtıdır. 2101beyittir. Eseri girdiği bir iddia üzerine 6 ayda yazmıştır. Divan edebiyatı önemli örneklerinden olmasına rağmen tasavvufi alt yapısı ve sembolizmi ile genel olarak edebiyat ve (bkz: spiritualizm) açısından çok önemlidir. Güzellik isminde bir kız ile aşk isminde bir erkeğin aşkını anlatan tasavvufi bir temele sahip mesnevidir. Verilen mesaj ise şudur aşkın hüsn hüsn'ünde aşk olduğunu birlikte ikililiğin olmayacağı aslın teklik olduğudur yani (bkz: vahdet-i vücud)
    1 ...
  24. 14.
  25. 15.
  26. türk edebiyatında manzum şekliyle yazılmış ilk melankolik romandır bana göre.
    1 ...
  27. 16.
  28. alegorik bir mesnevidir. şeyh galip bir gün bir mecliste, nabi' nin hayrabad adlı eserinin övüldüğünü duyar ve ''ben daha iyisini yaparım'' der. yapar da.

    eleştirmenlerce o döneme kadar ki kendi türünde en başarılı eser sayılmaktadır.
    0 ...
  29. 17.
  30. Sevdiğim kısımlar:

    Ey sakî-i cebrail meşrep
    Peymâne-i vahyim et lebaleb

    Sakî sakî revâ değildir
    Merdan-ı hüdâ cüdalâ değildir.
    1 ...
  31. 18.
  32. Ömrün beş mevsimi var.
    Aşk, hasret, yalnızlık, vuslat ve hüzün
    Sahi, sen hangi mevsimdesin...

    Hüsn-ü Aşk / Şeyh Galib
    6 ...
  33. 19.
  34. Romeo ve juliet kadar bilinmemesi, oynanmamasi sebebiyle üzen, şehy galip'in kazandirdigi en önemli eserdir. Hüsn(guzellik) adinda bir kiz ve aşk adinda bir erkeğin birbirlerine kavusma seruveni ve aşk'in bu yolda geçtigi zorluklardan, diyar-i kalbe ulasmasindan bahsedilir. Ask bu yolculukta aradigini kendi icinde bulur ve diyar-i kalp dedigi de kendi kalbinin icidir.

    Ayrica şöyle mukemmel bir ud taksimi de vardir:
    https://youtu.be/H4ysKB_nR6k
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük