bünyesinde birden fazla isim barındıran erkek ismidir;*
hüdaverdi
hüda
hüdaver
daver
(içindeki isimlerin hepsi bulunamamış olabilir, o konuda garanti verilmemesi gerekir. ancak araştırmalar devam ediyormuş son duyumlara göre)
filmlerini hiç izleyemesemde sevdiğim türk sineması karakterlerindendir.genelde aklıma hep:
hüdaverdi
kime verdi
ne verdi
nezaman verdi
yada
hüdaverdi ile perakende sözcükleri arasında bağ kurmayı başarabilmiş bir yazarımızın bir aralar çok sık kullanmak sureti ile hafızma kazınmıs sözcüğü. * şeklindeki saçmalamalar peşpeşe gelir.
ali bey amca repliği ile akıllara gelen yaramaz küçük çocuktur. ayrıca filmde bilerek espiri yapmaya çalışmaz orda küçük bir çocuğun söylenenleri nasıl algıladığını vurgulamaktadır.
sokakta bir cocuk bulur ve ali bey amcasina götürür ali bey amcasida kimin bu cocuk diye sorar ve bu kücük sevimli cocuk amcasini bir kadinin evine götürür. kadin bu benim cocugum degil der ve hüdaverdide söyle bir tepki verir : hadi beh ordan herkes senin cocuk düsürdügünü biliyor. *
aynı isimli karakterin başrolünde oynadığı filmin kısaltılmış adı. tarkan çizgiromanlarının çizeri sezgin burak tarafından yaratılan karakter. filmde ali bey amcayı haldun dormen, pırtık ı ,ki bence gayet de iyidir bu rolde, ercan yazgan ve zurnayı da ihsan yüce oynamıştır. pırtık ve zurna nın oynadığı bölümler dışında bayan bir film olmakla beraber, mizah konusunda çok yol katettiğimizin göstergecidir.
hüdaverdi bi köşede oturmuş çılgınca ağlamaktadır, 2 adam hüdaverdiye doğru yaklaşır,
-annemden ciklet parası istedim dayakkkkk yeeeeeedim
-yani alamadın mı parayı?
-aldımmmmmmmmmmm...
-daha ne ağlıyorsun öyleyse?
-bakkala gittim ciklete zam vermiş, üstünü tamamlamak için gidip bi daha dayakk yiycemmm...
....
-benim içim sıkıylıyoo siz orda gülüyosunuz buraya baksanıza içim sıkılıyoooo...
-peki neden için sıkılıyo?
-bilmiyorum şuramda bi sıkıntı var.
-ağrıyor mu?
-çok sıkılıyoooo...
-apandisit olmasın doktora götürsek mi?
-aaaaa tamam tamam, boş yere kafanı yorma, buldumm donumun lastiği sıkıyo....
filmi izleyince insan "o yıllar ne kadar güzelmiş, tek katlı en fazla 2 katlı müstakil evler, sıcak, candan insanlar, evlerde çok fazla eşya yok, rahat bir ortam. Bugün dev dev binalar, üstüste binmiş apartman dairelerinde birbirine selam vermeyen, birbirlerini tanımayan komşular, elektronik eşyaların hayatımızı işgal etmesi, falan filan. Ah o yıllar gibi ortam geri gelse keşke..." şeklinde insan içinden geçiriyor.
her mahalleye, her aileye, her işyerine yani her ortama en az bir tane ali bey amca gibi, sakin, hoşgörülü, babacan, sinirleri alınmış bir kişi lazım. keşke her çocukta hüdaverdi gibi olsa; afacan, yaramazlığını da yapan, söyleyeceğini esirgemeyen ama yeri geldiğinde saygıyı sevgiyi de bilen. Maalesef günümüzde bunları mumla arıyoruz.