hz isa

entry651 galeri70
    121.
  1. "meryem oğlu isa'yı tevrat'ın tasdikçisi olarak gönderdik; ona da bir hidayet, bir nur bulunan incil'i, ondan evvelki tevrat'ın tasdikçisi ve sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere verdik." (el-maide) ancak bu incil de tevrat gibi tahrifata uğramıştır. bununla birlikte allah teala tarafından son peygamber hz. Muhammed'e indirilen kur'an-ı kerim, zebur, tevrat ve incil'in hükümlerini ve geçerliliklerini ortadan kaldırmıştır. Hz. isa, islâm alimlerinin çoğunluğuna göre cisim ve ruhuyla göğe yükseltilmiştir.

    Hz. isa kıyamet vaktine yakın gökten arz-ı mukaddes'e inecek, elinde bir kargı olacak; afik denilen bir yerde ortaya çıkacak ve kargı ile deccâl'i öldürecek ve sabah namazında kudüs'e gelecektir. imam kendi yerini ona vermek isteyecek fakat o imâm'ın gerisinde hz. Muhammed'in şeriatına uygun olarak namazını kılacaktır. sonra domuzu öldürecek ve haçı kıracak, sinagoglar ve kiliseleri yıkacak ve kendisine iman etmeyen bütün hristiyanlarla savaşacaktır

    hz. isa nüzûlünden sonra kırk sene daha yaşayacak, öldüğünde müslümanlar namazını kılacak ve islâm dinine uygun olarak gömülecektir.
    2 ...
  2. 120.
  3. tarihi kaynaklarda ismi geçer. sayısız incil türevinde adı anılmış, -ki o zamandan kalan sayısız incil'i tarih kaynağı olarak kabul etmemek nasıl bir kaypaklıktır- pavlus tarafından hristiyanlık dini temellendirilirken de kendisi ve öğretileri çarpıtılarak bu dine eklemlenmiştir.

    hz. isa'nın olmadığını iddia etmek, o dönemde yaşayan, onu gören, ona iman eden, ondan duyduklarını kitaplaştıran yüzlerce insanı yok saymaktır. çarmıha gerilişi o dönemden kalan bir çok yazılı eserde yer edinmiştir zaten. ha müslümanlar çarmıha gerilmesini kabul etmezler, o'nun yerine bir başkasının isa'ya benzetilerek çarmıha gerildiğini söyler kur'an.

    ama bu da hz. isa'nın yaşadığına bir delil oluşturur ancak.

    sayısız delil varken de delil yok demek düpedüz dezenformasyondur. ve dezenformasyon yapmak en direkt şekliyle seviyesizliktir.
    3 ...
  4. 119.
  5. asıl adı muhammed'tir zaten. nüfus memurları yanlışlığa mahal vermişlerdir.
    1 ...
  6. 118.
  7. mit olduğuna yönelik iddialar geçersizdir. pavlus gibi bir adam -her ne kadar yaşadığı dönemde o'nun düşmanı da olsa- hristiyanlık dinini temellendirirken *, hz. isa'nın varlığını da kanıtlamıştır. ayrıca hz. isa yaşarken ona inananlar, yani havariler de dünyanın dört bir yanında manastırlar kurmuş, hz. isa'nın varlığını bir kez daha kanıtlamışlardır.

    not: "tarihi kaynaklarda hakkında hiçbir emare yoktur" diyenlerin tarihi kaynakları "inkılap tarihi"nden ibaret olmasın?

    aman aman!
    8 ...
  8. 117.
  9. hz. isa'nın durumuyla ilgili ayet-i kerimelerin mealleri

    hz. isa hz.muhammed'in geleceğini müjdeledi

    [61 / 6]
    6. Hani Meryemoğlu isa da: "Ey isrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size gönderdiği peygamberiyim. Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik edici(1) ve benden sonra gelecek, adı Ahmed(2) olan bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" demişti.(3) Fakat o (müjdelenen peygamber) apaçık delillerle kendilerine gelince: "Bu açık bir sihirdir." dediler. [bk. 2/146; 6/20]

    Dipnotlar:
    1-krş. 3/81; 7/157
    2-Ahmed, Peygamberimiz'in adlarından birisidir. Yuhanna incil'inde (16/7) "Faraklit" olarak geçen bu kelime, Türkçe'ye "Tesellici" olarak tercüme edilmiştir ve şöyle denilmektedir: "... Size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem tesellici (müjdeleyici ve uyarıcı) gelmez... Ve o gelince günah(tan sakındırma)da, salah (iyilik)de ve hükümde tüm dünyayı ilzam edecek (galibiyetle tesiri altında bırakacak)tır." Burada da son dinin kitabı Kur'an ve onun peygamberine ait delil açıkça görülmektedir.
    3-bk. 3/81; 7/157

    hz. isa'nın duası

    [5 / 114]
    114. Meryemoğlu isa da (dua ederek): "Ey Allah'ım! Ey Rabbimiz! (Bugün) bizim üzerimize gökten bir sofra indir de bizim için hem evvel (gelen)lerimiz hem de sonra (gelecek)lerimiz için bir bayram ve sen(in kudretin)den bir âyet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın." dedi.(1)

    Dipnotlar:
    1-Mucize, tabiatüstü hâdise olup, gerek tabiat olaylarını düzenli bir şekilde yaratan ve gerekse peygamberlerini mucizelerle destekleyen de ancak Allah'tır.

    [5 / 118]
    118. "Eğer onlara azap edersen, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan yine şüphesiz mutlak galip ve mutlak hüküm ve hikmet sahibi sensin, sen." (diye cevap verecek)

    hz. isa'nın mucizeleri

    [3 / 48-49]
    48-49. (Melekler, isa hakkındaki sözlerine devam ederek: "Allah) ona (isa'ya) kitabı (okuma yazmayı), hikmeti, Tevrat ve incil'i öğretecek." O isrâiloğulları'na (gönderilen) bir Resûl olarak şöyle diyecektir: "Hakikaten ben Rabbinizden size bir âyet (mucize) ile geldim ki, size çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıp ona üflerim. (O da) Allah'ın izniyle, hemen (canlanıp) bir kuş oluverir. Anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm, hatta Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim, evlerinizde yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer (Allah'a) iman edenlerdenseniz, elbette bunda sizin için (benim peygamberliğimi gösteren) kat'î bir delil vardır."

    [5 / 110]
    110. Allah (o gün) şöyle buyuracak: "Ey Meryemoğlu isa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu'l-Kuds (Cebrail) ile desteklemiştim. (Bu sayede Allah'dan bir mucize ile) beşikte, yetişkin iken de (peygamber olarak) insanlarla konuşuyordun. Hani sonra (da sana) kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve incil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde (bir şey) yapıyordun, içine üflüyordun, o da benim iznimle (canlanıp) kuş oluyordu; anadan doğma körü ve (derisi) alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüyü (mezardan) çıkar(ıp dirilt)iyordun. Hani sen kendilerine (isrâiloğulları'na) açık deliller (mucizeler) getirdiğinde onlardan küfre sapanlar: 'Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir' demişlerdi de o vakit isrâiloğulları'nın seni öldürmelerine mânî olmuştum." [krş. 3/45-46]
    4 ...
  10. 116.
  11. hz. isa'nın durumuyla ilgili ayet-i kerimelerin mealleri

    hz. isa'nın durumu hz. adem gibidir

    [3 / 59]
    59. Muhakkak ki, Allah katında isa'nın (babasız dünyaya gelişinin) durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra "ol" dedi, o da derhal oluverdi.

    hz. isa'nın namaz ve zekatla emredilmesi

    [19 / 31]
    31. "Nerede olursam olayım beni, mübarek (feyizli ve insanlara faydalı) kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti."

    hz. isa mesih allah'ın kelimesidir

    [4 / 171]
    171. Ey Ehl-i Kitab! Dîninizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryemoğlu isa Mesih ancak Allah'ın Resûlü ve Meryem'e ulaştırdığı "ol" kelimesi(nin eseri) ve (Cebrail ile) O'ndan (gönderilmiş) bir ruhtur. Allah'a ve resûllerine inanın, "(Allah) üçtür." demeyin, kendi faydanıza olarak buna son verin. Allah bir tek ilâhtır. O, çocuğu olmaktan tamamen uzaktır (münezzehtir), O'nun şânı yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah kâfîdir.(1)

    Dipnotlar:
    1-Âyetteki "Allah'ın kelimesi" ve ruh hakkında ayrıca bk. 3/45-47; 15/29; 17/85; 19/17-36. Hz. isa, Allah'ın birliğini, kendisinin de O'nun kulu ve resûlü olduğunu söyleyerek tevhid inancını getirmesine rağmen hıristiyanlar M.S. 325 yılında iznik'te toplanmış, tevhidci grup ve temsilcisi iskenderiyeli papaz Arius'a rağmen, Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd'de yer almadığı halde oylamada parmak sayısı ve imparator Konstantinos'un etkisiyle "teslis" denilen "üçlü bir ilâh" anlayışına geçmişlerdir. Onlara göre Allah, baba-oğul-ruhu'l-Kuds'ten ibarettir. Yani Allah bu üç unsurdan meydana gelmiştir. Hem bunların her biri bir ilâh, hem de üçü birden bir ilâhtır. Böylece onlar bir çelişki içinde şirke ve küfre düşmüşlerdir. [krş. 5/17, 72-73]

    hz. isa mesih allah'ın oğludur diyenler

    [5 / 17]
    17. "Hiç şüphesiz Allah, o Meryem'in oğlu Mesih'tir." diyenler andolsun ki, (şirke girip) kâfir olmuşlardır. De ki: "Öyleyse Allah, Meryemoğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek isterse, O'na karşı (bunu önlemek için) kimin elinden bir şey gelir? Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin mülkiyeti/hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini yaratır. Allah her şeye kâdirdir."

    (Böylece teslis inancına sahip olan hıristiyanlar: "Allah birdir, aynı zamanda üçtür." deyip, Hz. isa'ya "Allah'ın oğlu" dediler ve onu ilâh saydılar. Hem müşrik hem de kâfir oldular(krş. 3/64; 4/171; 5/72-73; 9/30 ve dipnotları). Halbuki Hz. Âdem'in, hem babasız hem de annesiz yaratılmış olduğunu düşünmediler.) [bk. 3/59, 67 ve dipnotu; bu türden Ehl-i Kitab'la evlenme konusunda bk. 2/221 ve dipnot 2]

    hz. isa mesih çarmıha gerilmedi

    [3 / 55]
    55. O vakit Allah buyurmuştu ki: "Ey isa! (Korkma) Şüphesiz ki seni ben (içlerinden) alıp kendi katıma yükselteceğim (seni vefat ettirecek benim),(2) inkâr edenlerden de seni (kurtarıp) arındıracağım ve sana (ancak Allah'ın bir peygamberi olarak) uyanları kıyâmet gününe kadar, inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz ancak banadır. (O vakit) ihtilaf ettiğiniz hususlarda aranızda ben hükmedeceğim."

    Dipnotlar:
    2-Âyette geçen "teveffî" kelimesi vefat ettirme/canını alma ve "kabada" (tutup alma ve teslim alma) anlamlarına gelir. 6/60 ve 39/42. âyetlerde geçtiği üzere burada da öldürme anlamına değildir. Çünkü onu öldürünce, öldürmek isteyenlerin maksadı hâsıl olduğundan, içlerinden alıp yükseltmeye lüzum kalmayacaktır. 'Ruhen yükseldi' de diyemeyiz, çünkü ölünce ruhu zaten alçakta kalmayacaktır. Bu aradaki "vav" da tertip/sıra için değil cem/birliktelik içindir. ibni Kesîr tefsirinde, çoğunluk müfessirlerin "uyku halinde iken kaldırma" dediklerini, ibni Cerîr et-Taberî'nin de "alıp kaldırma" anlamı verdiğini nakleder. [bk. Muhtasaru ibni Kesîr, I, 286. Diğer âyetler için bk. 5/117; 6/60; 39/42]

    [4 / 156-159]
    156-157. Onların (isa'yı) inkâr etmeleri, Meryem'e (zina etti diye) büyük iftirada bulunmaları ve: "Allah'ın Resûlü Mesih; Meryemoğlu isa'yı biz öldürdük." demeleri sebebiyle (onları lanetleyip cezalandırdık). Halbuki onlar, onu ne öldürdüler ne de astılar. Fakat onlara (o sırada asıp öldürdükleri adam, tıpkı isa'ya) benzer gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşen (yahudi ve hıristiyan)lar bu hususta tam bir şüphe içindedirler. Tahmine uymaktan başka, onunla ilgili hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve onu kesinlikle öldürmediler. (Zaten kesin öldürdüklerini de bilmiyorlar.)

    158. Bunun aksine Allah onu (isa'yı) kendisine yükseltti (ve korudu). Allah mutlak galip, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.

    (Âl-i imrân 3/55 ile Mâide 5/117. âyetler ve açıklamalarında geçtiği üzere 'müteveffîke' kelimesini çoğu müfessirler, 'kâbiduke' (seni çekip alacağım) anlamında almışlardır. Ölüm anlamında ise mecâzen kullanılmıştır. Çünkü aynı kelime, En'âm sûresi 60. âyette (gece) uyutma yerine kullanılmıştır. Ölümün tam karşılığı ise 'mevt'tir (39/42). Yukarıdaki âyetlerde geçtiği üzere Hz. isa, Allah tarafından başka zamanda öldürülmüş olsaydı, o andaki 'ref' (kaldırma) kelimesinin bir anlamı olmazdı. Bu kelime bazılarının dediği gibi 'mânevî yükselme' anlamına gelmez. Yukarı kaldırma işi nasıl olursa olsun meydana gelmiştir. Mühim olan şudur ki, yahudiler, O'nu ne öldürdüler, ne de astılar.)

    159. Ehl-i Kitab'dan olup da ölümünden önce (ölüm anında) O'na iman etmeyecek kimse yoktur.(1) O da kıyâmet gününde onların aleyhine şâhit olacaktır.

    Dipnotlar:
    1-Hz. isa'nın Allah'ın oğlu değil, kulu ve resûlü olduğuna, insanlar tarafından öldürülmediğine ölüm anında hepsi iman edecektir. Fakat bu sıradaki iman kabul edilmeyecektir.
    3 ...
  12. 115.
  13. hz. isa' nın doğumu hakkında kur'an-ı kerim'den ayetlerin mealleri

    [3 / 44-47]

    44. (Ey Muhammed!) Bunlar (Hanne, Zekeriya, Yahya, Meryem kıssaları) sana vahyettiğimiz gaybın (görmediğin devrin) haberlerindendir. Meryem'e, (küçükken) onlardan hangisi kefil ol(up himayesine al)acak diye kalemlerini (veya kur'a oklarını) atarlarken sen onların yanlarında değildin. Bu hususta çekiştikleri zaman da sen onların yanlarında değildin.

    45. O vakit melekler demişti ki: "Ey Meryem! Allah, kendisinden (gelen) bir kelime ile (şimdiden) sana müjde veriyor ki, adı Meryemoğlu isa Mesih'tir; dünyada ve âhirette itibarlı ve (Allah'a) yakın olanlardandır."

    (Mesih Hz. isa'nın bir lakabıdır. ibranice bir kelime olup aslı "Meşih"tir. "Mübarek" anlamına gelmektedir.)

    46. (Melekler, devam ederek dedi ki:) "O, hem beşikte iken hem yetişkinliğinde (peygamber olarak) insanlara hitap edip konuşacak. Üstelik de (o), iyilerdendir."

    47. (Meryem) dedi ki: "Yâ Rabbi! Bana bir beşer eli değmemiş (ilişmemiş) iken nasıl bir çocuğum olur?" (Allah şöyle) buyurdu: "Öyle de olsa Allah, dilediğini yaratır. O, bir işin olmasını dilediği zaman ancak, 'ol' der, o da oluverir." [bk. 19/16-23]

    [19/16-25]
    16. (Resûlüm! Bu) Kitab'da Meryem'den de (onlara) söz et. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.(1)

    17. Sonra onlarla kendi arasına bir perde edin(ip çek)mişti. Biz ona ruhumuzu (Cebrail'i) göndermiştik de o, kendisine tam (ve düzgün) bir insan olarak görünmüştü.

    18. (Meryem) dedi ki: "Doğrusu ben senden, esirgeyen (Allah')a sığınırım. Eğer (günahtan) sakınan (bir) kimse isen (git yanımdan)."

    19. (Cebrail de:) "Ben ancak Rabbinin sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için gönderdiği elçisiyim." dedi.

    20. "Bana bir insan dokunmadığı ve ben de kötü/iffetsiz bir kadın olmadığım halde benim nasıl bir oğlum olur?" dedi. [krş. 3/47]

    21. (Cebrail:) "Bu böyledir." dedi. "(Fakat) Rabbin: 2O bana göre kolaydır; onu insanlara (kudretimize) bir işaret ve tarafımızdan bir rahmet kılacağız' dedi. Zaten (o ezelde) takdir edilmiş bir iştir."

    22. Nihayet (Meryem, Allah'ın izniyle) ona (isa'ya) gebe kaldı ve bu (hali) ile uzak bir yere çekildi. [krş. 3/59-60]

    23. Doğum sancısı onu (budanmış kuru bir) hurma ağacına (dayanmaya) zorladı. "Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulup gitseydim!" dedi.

    24. Derken, alt tarafından (bir ses) ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin alt (yan)ında küçük bir nehir meydana getirdi." (bk. 23/50)

    25. "Hurma ağacının (kuru) dalını kendine doğru silkele, (kudretimize delil olarak) üzerine taze, olgun hurma dökülsün."

    DiPNOTLAR:
    1-Beyt-i Makdis'in veya evinin doğusuna.

    [19/26-34]
    26. "Artık ye, iç, (oğlun dolayısıyla) gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen: 2Ben, Rahmân için (susma) oruc(u) adadım, bugün hiçbir insanla asla konuşmayacağım' de."

    27. (Meryem) onu (kucağında) taşıyarak akrabalarına getirdi. (Onlar:) "Ey Meryem! Sen ne tuhaf bir şey yaptın!" dediler.

    28. "Ey Harun'un (nesli ve doğrulukta onun)(1) kız kardeşi! Baban (imran) kötü iş yapan bir kimse değildi, annen de fâhişe değildi." (dediler).

    29. O da (kendileriyle konuşması için) çocuğa işaret etti. (Onlar:) "Biz beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?" dediler. [bk. 23/50]

    30. (Çocuk) dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O, bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı."

    31. "Nerede olursam olayım beni, mübarek (feyizli ve insanlara faydalı) kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti."

    32. "Beni anneme itaatli (ve iyilik edici) kıldı. Beni bedbaht/azgın bir zorba yapmadı."

    33. "Doğduğum gün de, öleceğim gün de, diri olarak kaldırılacağım gün de, selâm (esenlik, Allah'dan) benim üzerimedir." [krş. 19/15]

    34. işte çekiş(ip ayrılığa düş)tükleri Meryemoğlu isa hakkında (Allah'ın) gerçek olan söz(ü) budur.

    35. Allah'ın çocuk edinmesi (asla) olmamıştır. O'nun şânı yücedir (ve böyle yakıştırmalardan uzaktır). O, bir işe hükmettiği zaman, sadece ona "ol" der, o da (hemen) oluverir.

    DiPNOTLAR:
    1-Sâbûnî (Safve), II, 215.
    4 ...
  14. 114.
  15. hz. isa hakkında kur'an-ı kerim'den ayetlerin mealleri

    [2/253]
    253. işte, peygamberlerin bir kısmını, (verdiğimiz özelliklerle) diğerlerine üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle (perde arkasından vasıtasız) konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Meryemoğlu isa'ya açık mucize (ve belge)ler verdik ve onu Rûhu'l-Kuds (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi (onları iradelerine bırakmasaydı), onlardan sonraki (ümmet)ler, kendilerine apaçık mucize (ve delil)ler geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimi iman etti, kimi de küfre saptı. Yine Allah dileseydi (onları iradelerine bırakmasaydı) birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah dilediğini mutlaka yapar (Onları iradelerine bırakmayı dilemiştir).

    [3/46-52]
    46. (Melekler, devam ederek dedi ki:) "O, hem beşikte iken hem yetişkinliğinde (peygamber olarak) insanlara hitap edip konuşacak. Üstelik de (o), iyilerdendir."
    47. (Meryem) dedi ki: "Yâ Rabbi! Bana bir beşer eli değmemiş (ilişmemiş) iken nasıl bir çocuğum olur?" (Allah şöyle) buyurdu: "Öyle de olsa Allah, dilediğini yaratır. O, bir işin olmasını dilediği zaman ancak, 'ol' der, o da oluverir." [bk. 19/16-23]
    48-49. (Melekler, isa hakkındaki sözlerine devam ederek: "Allah) ona (isa'ya) kitabı (okuma yazmayı), hikmeti, Tevrat ve incil'i öğretecek." O isrâiloğulları'na (gönderilen) bir Resûl olarak şöyle diyecektir: "Hakikaten ben Rabbinizden size bir âyet (mucize) ile geldim ki, size çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıp ona üflerim. (O da) Allah'ın izniyle, hemen (canlanıp) bir kuş oluverir. Anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm, hatta Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim, evlerinizde yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer (Allah'a) iman edenlerdenseniz, elbette bunda sizin için (benim peygamberliğimi gösteren) kat'î bir delil vardır."
    50. "(Yine ben) önümde olan Tevrat'(ın aslın)ı tasdik edici olarak ve size haram edilenlerden (iç yağı ve deve eti gibi) bazısını size (tekrar) helal kılmak için (gönderildim). Size, Rabbinizden (peygamberliğimi ispat eden) bir âyet (mucize) getirdim; artık Allah'dan korkun da bana itaat edin."
    51. "Şüphe yok ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin. işte doğru yol budur."
    52. isa, onların inkârları(ndaki ısrarları)nı sezince: "Allah('ın dîni) için yardımcılarım kimlerdir?" dedi. Havâriler: "Biziz Allah (dînin)in yardımcıları. Biz Allah'a iman ettik ve şâhit ol ki biz, gerçek müslümanlarız." dedi(ler).(1)

    DiPNOTLAR:
    1-Âyet-i kerîmede geçtiği üzere "havâri" kelimesi; arkadaş, dost, sahip, yardımcı demek olup, aslı "havarya"dır ve Arapça'ya Habeşçe'den geçmiştir. ibranice'si de "heverim"dir. Havâriler, Hz. isa'ya ve Allah'tan getirdiği dîne yardım etmeyi taahhüt etmiş olan sahâbîlerdir. Hıristiyanlara "Nasârâ" denmesi de havârilerin Hz. isa'ya nusret (yardım) biatı etmelerindendir (Elmalılı, II, 1108). [bk. 5/111-113]

    [3/53-59]
    53. "Ey Rabbimiz! indirdiğin (Kitab')a inandık ve Resûlü'n de peşinden gittik; artık bizi şehâdet edenlerle beraber yaz." (dediler).
    54. (Yahudiler, Hz. isa'yı öldürmek için) hile düşündüler. Allah da hilelerini kendi aleyhlerine çevirdi. Allah hile yapanların karşılığını en iyi verendir.(1)
    55. O vakit Allah buyurmuştu ki: "Ey isa! (Korkma) Şüphesiz ki seni ben (içlerinden) alıp kendi katıma yükselteceğim (seni vefat ettirecek benim),(2) inkâr edenlerden de seni (kurtarıp) arındıracağım ve sana (ancak Allah'ın bir peygamberi olarak) uyanları kıyâmet gününe kadar, inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz ancak banadır. (O vakit) ihtilaf ettiğiniz hususlarda aranızda ben hükmedeceğim."
    56. inkâr edenlere gelince, onları dünya ve âhirette en şiddetli azap ile cezalandıracağım. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
    57. iman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onlara mükâfatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez.
    58. (Ey Muhammed!) işte bu sana okuduğumuz (olay ve hükümler), âyetlerden ve hikmet dolu olan (Kur'an')dandır.
    59. Muhakkak ki, Allah katında isa'nın (babasız dünyaya gelişinin) durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra "ol" dedi, o da derhal oluverdi.

    DiPNOTLAR:

    1-Hz. isa'yı aralarından yukarı kaldırdı ve onu öldürmek isteyeni de Hz. isa'ya benzetti de onu öldürdüler. [bk. 4/157-158]

    2-Âyette geçen "teveffî" kelimesi vefat ettirme/canını alma ve "kabada" (tutup alma ve teslim alma) anlamlarına gelir. 6/60 ve 39/42. âyetlerde geçtiği üzere burada da öldürme anlamına değildir. Çünkü onu öldürünce, öldürmek isteyenlerin maksadı hâsıl olduğundan, içlerinden alıp yükseltmeye lüzum kalmayacaktır. 2Ruhen yükseldi' de diyemeyiz, çünkü ölünce ruhu zaten alçakta kalmayacaktır. Bu aradaki "vav" da tertip/sıra için değil cem/birliktelik içindir. ibni Kesîr tefsirinde, çoğunluk müfessirlerin "uyku halinde iken kaldırma" dediklerini, ibni Cerîr et-Taberî'nin de "alıp kaldırma" anlamı verdiğini nakleder. [bk. Muhtasaru ibni Kesîr, I, 286. Diğer âyetler için bk. 5/117; 6/60; 39/42]

    [4/156-159]
    156-157. Onların (isa'yı) inkâr etmeleri, Meryem'e (zina etti diye) büyük iftirada bulunmaları ve: "Allah'ın Resûlü Mesih; Meryemoğlu isa'yı biz öldürdük." demeleri sebebiyle (onları lanetleyip cezalandırdık). Halbuki onlar, onu ne öldürdüler ne de astılar. Fakat onlara (o sırada asıp öldürdükleri adam, tıpkı isa'ya) benzer gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşen (yahudi ve hıristiyan)lar bu hususta tam bir şüphe içindedirler. Tahmine uymaktan başka, onunla ilgili hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve onu kesinlikle öldürmediler. (Zaten kesin öldürdüklerini de bilmiyorlar.)

    158. Bunun aksine Allah onu (isa'yı) kendisine yükseltti (ve korudu). Allah mutlak galip, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.

    (Âl-i imrân 3/55 ile Mâide 5/117. âyetler ve açıklamalarında geçtiği üzere 'müteveffîke' kelimesini çoğu müfessirler, 'kâbiduke' (seni çekip alacağım) anlamında almışlardır. Ölüm anlamında ise mecâzen kullanılmıştır. Çünkü aynı kelime, En'âm sûresi 60. âyette (gece) uyutma yerine kullanılmıştır. Ölümün tam karşılığı ise 'mevt'tir (39/42). Yukarıdaki âyetlerde geçtiği üzere Hz. isa, Allah tarafından başka zamanda öldürülmüş olsaydı, o andaki 'ref' (kaldırma) kelimesinin bir anlamı olmazdı. Bu kelime bazılarının dediği gibi 'mânevî yükselme' anlamına gelmez. Yukarı kaldırma işi nasıl olursa olsun meydana gelmiştir. Mühim olan şudur ki, yahudiler, O'nu ne öldürdüler, ne de astılar.)

    159. Ehl-i Kitab'dan olup da ölümünden önce (ölüm anında) O'na iman etmeyecek kimse yoktur.(1) O da kıyâmet gününde onların aleyhine şâhit olacaktır.

    DiPNOTLAR:

    1-Hz. isa'nın Allah'ın oğlu değil, kulu ve resûlü olduğuna, insanlar tarafından öldürülmediğine ölüm anında hepsi iman edecektir. Fakat bu sıradaki iman kabul edilmeyecektir.

    [4/171-172]
    171. Ey Ehl-i Kitab! Dîninizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryemoğlu isa Mesih ancak Allah'ın Resûlü ve Meryem'e ulaştırdığı "ol" kelimesi(nin eseri) ve (Cebrail ile) O'ndan (gönderilmiş) bir ruhtur. Allah'a ve resûllerine inanın, "(Allah) üçtür." demeyin, kendi faydanıza olarak buna son verin. Allah bir tek ilâhtır. O, çocuğu olmaktan tamamen uzaktır (münezzehtir), O'nun şânı yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah kâfîdir.(1)

    172. Mesih (isa) da, (Allah'a) en yakın melekler de, Allah'a kul ol(arak ibadet yap)maktan asla çekinmez(ler). Kim O'na kulluktan kaçınır ve büyüklük taslarsa (bilsin ki Allah, âhirette) onların hepsini huzurunda toplayacak (hesaba çekecek)tir.

    DiPNOTLAR:
    1-Âyetteki "Allah'ın kelimesi" ve ruh hakkında ayrıca bk. 3/45-47; 15/29; 17/85; 19/17-36. Hz. isa, Allah'ın birliğini, kendisinin de O'nun kulu ve resûlü olduğunu söyleyerek tevhid inancını getirmesine rağmen hıristiyanlar M.S. 325 yılında iznik'te toplanmış, tevhidci grup ve temsilcisi iskenderiyeli papaz Arius'a rağmen, Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd'de yer almadığı halde oylamada parmak sayısı ve imparator Konstantinos'un etkisiyle "teslis" denilen "üçlü bir ilâh" anlayışına geçmişlerdir. Onlara göre Allah, baba-oğul-ruhu'l-Kuds'ten ibarettir. Yani Allah bu üç unsurdan meydana gelmiştir. Hem bunların her biri bir ilâh, hem de üçü birden bir ilâhtır. Böylece onlar bir çelişki içinde şirke ve küfre düşmüşlerdir. [krş. 5/17, 72-73]

    [5/17]
    17. "Hiç şüphesiz Allah, o Meryem'in oğlu Mesih'tir." diyenler andolsun ki, (şirke girip) kâfir olmuşlardır. De ki: "Öyleyse Allah, Meryemoğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek isterse, O'na karşı (bunu önlemek için) kimin elinden bir şey gelir? Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin mülkiyeti/hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini yaratır. Allah her şeye kâdirdir."

    (Böylece teslis inancına sahip olan hıristiyanlar: "Allah birdir, aynı zamanda üçtür." deyip, Hz. isa'ya "Allah'ın oğlu" dediler ve onu ilâh saydılar. Hem müşrik hem de kâfir oldular(krş. 3/64; 4/171; 5/72-73; 9/30 ve dipnotları). Halbuki Hz. Âdem'in, hem babasız hem de annesiz yaratılmış olduğunu düşünmediler.) [bk. 3/59, 67 ve dipnotu; bu türden Ehl-i Kitab'la evlenme konusunda bk. 2/221 ve dipnot 2]

    [5/46]
    46. Daha sonra da (o peygamberlerin) izleri üzerine, kendinden önceki (asıl) Tevrat'ı tasdik edici olarak Meryemoğlu isa'yı gönderdik. Ona da içinde doğruya rehberlik ve nur bulunan, kendisinden önceki Tevrat'ın tasdikçisi, takvâlı olan (Allah'ın emirlerine aykırı hareketten sakınan)lara bir yol gösterici ve öğüt olmak üzere incil'i verdik.

    [5/72]
    72. "Hakikaten Allah, Meryemoğlu (isa) Mesih'tir." diyenler, andolsun ki (şirke girip) kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih (isa): "Ey isrâiloğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü kim Allah'a ortak koşarsa, (Allah'a rağmen başka şeyi öne çıkarır ve ona bağlılık gösterirse) hiç şüphesiz Allah ona cennetini haram eder; onun varacağı yer de ateştir. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur." demişti.

    [5/75]
    75. Meryemoğlu Mesih (isa) bir resûlden/bir peygamberden başka bir şey değildir. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir. Onun anası da (her haliyle) dosdoğrudur. ikisi de (diğer insanlar gibi) yer içerlerdi. Bak, âyetleri onlara nasıl açıklıyoruz. Sonra bak, (âyetlerdeki hakikatlerden) nasıl geri çevriliyorlar?(1)

    DiPNOTLAR:
    1-Âyet-i kerîme, yahudilerin Hz. Meryem'e iftira ederek, "Hz. isa'yı gayr-ı meşru doğurdu." Demelerini reddetmekte ve onun namuslu bir bâkire olduğunu söylemektedir. Başka âyetlerde ise bunun bir mucize olduğu belirtilmektedir. Hıristiyanlar, Hz. Meryem'e Hz. isa ile birlikte bu mucizeden dolayı ilâhlık vasfı vermektedirler. Buna karşı âyette, "ilâhlar yemez, içmez; halbuki bunlar insanlar gibi yer içerler." denilerek onların bu inançları çürütülmektedir. [bk. 3/45, 47; 19/16, 37]

    [9/30-31]
    30. Yahudiler: "Üzeyr Allah'ın oğludur." dedi(ler). Hıristiyanlar da: "(isa) Mesih Allah'ın oğludur." dedi(ler, kâfir oldular).(4) Bu, onların ağızlarıyla (cahilce geveledikleri) sözleridir. (Böylelikle onlar) daha evvel küfre sapanların sözlerini(5) taklit ederler. Allah onları kahretsin! (Haktan) nasıl da çevriliyor (ve yalan uyduruyor)lar! [bk. 3/67 ve dipnot]

    31. Bilginlerini (hahamlarını), rahiplerini ve Meryemoğlu Mesih'i Allah'dan ayrı rabler edindiler. Halbuki onlara, ancak bir tek ilâh(olan Allah')a kulluk etmeleri emredildi. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden uzak ve yücedir.

    (Resûlullah (s.a.v.), bu âyeti okurken içeriye daha evvel hıristiyan iken islâm ile şereflenen Adiy b. Hâtem (r.a.) girdi. Bu âyeti duyunca Resûlullah'a: "Onları rab edinmiyor, onlara ibadet etmiyorlar ki!" dedi. Resûlullah (s.a.v.) da: "Onlar, Allah'ın helal kıldığı şeyleri haram, (farz kıldıklarını yasak), haram kıldığı şeyleri de serbest/helal kıldıkları zaman, onlara (gönüllü) itaat etmiyorlar mı?" diye sordu. O da: "Evet ediyorlar." deyince, Resûlullah (s.a.v.): "işte bundan dolayı onlara (rab olarak) tapıyorlar/kulluk ediyorlar." buyurdu. Abdullah b. Abbas (r.a.) demiştir ki: "Hahamlar ve papazlar, kendilerine secde etmelerini istememişlerdir. Fakat onlar, Allah'ın emirlerine aykırı emirler vermişler, bundan dolayı kendilerine 2rabler' denilmiştir. O emirleri gönüllü olarak kabullenenler ve istekle yerine getirenler de onları rab edinmişler ve küfre girmişler demektir."(6) (bk. 10/32). Bu âyet ve onu açıklayan hadîs-i şerîf, Allah'a ortak koşmanın, O'ndan başka rab edinmenin/şirkin çok açık bir örneği ve delilidir.) [bk. 3/64]

    DiPNOTLAR:
    4-Bk. 5/17, 73.
    5-Müşriklerin: "Melekler Allah'ın kızlarıdır." şeklindeki sözlerini.
    6-Taberî, VI, cüz, 10, 80-81.

    [19/16-25]
    16. (Resûlüm! Bu) Kitab'da Meryem'den de (onlara) söz et. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.(1)

    17. Sonra onlarla kendi arasına bir perde edin(ip çek)mişti. Biz ona ruhumuzu (Cebrail'i) göndermiştik de o, kendisine tam (ve düzgün) bir insan olarak görünmüştü.

    18. (Meryem) dedi ki: "Doğrusu ben senden, esirgeyen (Allah')a sığınırım. Eğer (günahtan) sakınan (bir) kimse isen (git yanımdan)."

    19. (Cebrail de:) "Ben ancak Rabbinin sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için gönderdiği elçisiyim." dedi.

    20. "Bana bir insan dokunmadığı ve ben de kötü/iffetsiz bir kadın olmadığım halde benim nasıl bir oğlum olur?" dedi. [krş. 3/47]

    21. (Cebrail:) "Bu böyledir." dedi. "(Fakat) Rabbin: 2O bana göre kolaydır; onu insanlara (kudretimize) bir işaret ve tarafımızdan bir rahmet kılacağız' dedi. Zaten (o ezelde) takdir edilmiş bir iştir."

    22. Nihayet (Meryem, Allah'ın izniyle) ona (isa'ya) gebe kaldı ve bu (hali) ile uzak bir yere çekildi. [krş. 3/59-60]

    23. Doğum sancısı onu (budanmış kuru bir) hurma ağacına (dayanmaya) zorladı. "Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulup gitseydim!" dedi.

    24. Derken, alt tarafından (bir ses) ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin alt (yan)ında küçük bir nehir meydana getirdi." (bk. 23/50)

    25. "Hurma ağacının (kuru) dalını kendine doğru silkele, (kudretimize delil olarak) üzerine taze, olgun hurma dökülsün."

    DiPNOTLAR:
    1-Beyt-i Makdis'in veya evinin doğusuna.

    [19/26-34]
    26. "Artık ye, iç, (oğlun dolayısıyla) gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen: 2Ben, Rahmân için (susma) oruc(u) adadım, bugün hiçbir insanla asla konuşmayacağım' de."

    27. (Meryem) onu (kucağında) taşıyarak akrabalarına getirdi. (Onlar:) "Ey Meryem! Sen ne tuhaf bir şey yaptın!" dediler.

    28. "Ey Harun'un (nesli ve doğrulukta onun)(1) kız kardeşi! Baban (imran) kötü iş yapan bir kimse değildi, annen de fâhişe değildi." (dediler).

    29. O da (kendileriyle konuşması için) çocuğa işaret etti. (Onlar:) "Biz beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?" dediler. [bk. 23/50]

    30. (Çocuk) dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O, bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı."

    31. "Nerede olursam olayım beni, mübarek (feyizli ve insanlara faydalı) kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti."

    32. "Beni anneme itaatli (ve iyilik edici) kıldı. Beni bedbaht/azgın bir zorba yapmadı."

    33. "Doğduğum gün de, öleceğim gün de, diri olarak kaldırılacağım gün de, selâm (esenlik, Allah'dan) benim üzerimedir." [krş. 19/15]

    34. işte çekiş(ip ayrılığa düş)tükleri Meryemoğlu isa hakkında (Allah'ın) gerçek olan söz(ü) budur.

    35. Allah'ın çocuk edinmesi (asla) olmamıştır. O'nun şânı yücedir (ve böyle yakıştırmalardan uzaktır). O, bir işe hükmettiği zaman, sadece ona "ol" der, o da (hemen) oluverir.

    DiPNOTLAR:
    1-Sâbûnî (Safve), II, 215.

    [23 / 50]

    50. Meryem'in oğlunu ve annesini de (kudretimize işaret eden) birer ibret vesilesi yaptık ve onları oturmaya uygun, akar suyu olan bir tepede barındırdık.

    [33 / 7]

    7. (Resûlüm!) Hani vaktiyle biz, peygamberlerden (tebliğ ve davet hususunda) ahitlerini almıştık. Senden, Nuh'tan, ibrahim'den ve Musa ile Meryemoğlu isa'dan da. (Evet) biz, onlardan kuvvetli bir söz almıştık. [krş. 3/81; 7/6]

    [43 / 57-60]

    57. (Resûlüm!) Meryemoğlu (isa) bir misal olarak anlatılınca, hemen kavmi(nden melekler Allah'ın kızları diye inanan müşrikler) gürültü (yaygara) çıkarmaya başladılar:

    58. "Bizim ilâhlarımız mı hayırlı yoksa o (isa) mı?" dediler. Bunu sana sırf bir tartışma olsun diye misal verdiler. Doğrusu onlar kavgacı (ve düşman) bir kavimdir.

    59. O (isa), hem kendisine nimet verdiğimiz, hem de isrâiloğulları'na onu, (babasız doğuşuyla ibret verici) bir misal yaptığımız bir kuldan başkası değildir.

    60. Eğer dileseydik, size karşılık yeryüzünde, sizden sonra yerinizi tutacak melekler yaratırdık.(1)

    Dipnotlar:
    1-Beydâvî; Celâleyn.

    [43 / 61-65]

    61. Şüphesiz o,(1) kıyâmet için bir bilgidir. O (kıyâmet günü)nden asla şüphe etmeyin ve bana (şeriatıma) uyun. işte bu, dosdoğru bir yoldur.

    62. Şeytan sizi (islâm'a uymaktan) sakın ha alıkoymasın! Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

    63. isa apaçık delillerle geldiği zaman demişti ki: "Ben size hikmeti (incil'i) getirdim ve (din) hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerin bazısını size açıklamak için (geldim). Allah'dan korkun ve bana itaat edin!"

    64. "Şüphesiz Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. (Hepiniz) O'na (ibadet ve itaatle) kulluk edin, (zaten) doğru yol da budur." [bk. 6/102; 9/31; 46/13 ve dipnotu]

    65. Sonra (yahudi ve hıristiyan) gruplar (isa hakkında) aralarında ayrılığa düştüler. Artık, acıklı bir günün azabından o zulmedenlerin vay haline! [bk. 7/159; 19/37]

    Dipnotlar:
    1-Buhârî hadisinde Hz. isa'nın yeryüzüne âdil bir hakem kul olarak ineceğinin bildirilmesine dayanarak "o" zamiri, tefsirlerde genellikle "isa" olarak tefsir edilmiştir. Şâz kıraatte ilim kelimesinin "âlem" olarak okunuşundan dolayı: "O (isa) kıyamet için bir alâmettir." şeklinde de mâna verilmiştir (Beydâvî; Celâleyn). Diğer taraftan "o" zamiri "Kur'an" diye de tefsir edilmiştir ve "Son kitap olarak kıyamete işarettir ve kıyametin sahnelerini o bildirir." denmiştir. En doğrusunu Allah bilir (Keşmîrî, s. 58-59). [bk. 47/18]

    [57 / 26-27]

    26. Andolsun ki, biz, Nuh'u ve ibrahim'i (peygamber olarak) gönderdik, peygamberliği ve Kitab'ı da (artık) onların nesillerine verdik. Onlardan bir kısmı doğru yolu bulmuştur. Fakat çoğu yoldan çıkmışlardır.

    27. Sonra onların izleri üzerine ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryemoğlu isa'yı da arkalarından gönderdik; O'na incil'i verdik ve ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet (duygusu) koyduk. Ruhbanlığa (gelince):(3) Onu kendileri icat ettiler. Biz onu üzerlerine yazmadık, ancak Allah'ın rızasını aramak için (böyle bir şey ortaya koydular). Fakat ona da hakkıyla uymadılar (teslis inancına ve riyâkârlığa saptılar). Biz de onlardan (ortak koşmadan)(4) iman edenlere mükâfatlarını verdik. Onlardan birçoğu yoldan çıkmışlar (kâfir olmuşlar)dır. [bk. 5/17, 72-73; 9/30]

    Dipnotlar:
    3-Rahbâniyet (Ruhbanlık): Ömür boyu dünya lezzetlerinden el çekip, evlenmeyip, ücra yerlerde sırf ibadetle meşgul olmaktır. islâm bunu yasaklamıştır.

    4-Taberî, XVII, 139.

    [61 / 6]

    6. Hani Meryemoğlu isa da: "Ey isrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size gönderdiği peygamberiyim. Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik edici(1) ve benden sonra gelecek, adı Ahmed(2) olan bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" demişti.(3) Fakat o (müjdelenen peygamber) apaçık delillerle kendilerine gelince: "Bu açık bir sihirdir." dediler. [bk. 2/146; 6/20]

    Dipnotlar:
    1-krş. 3/81; 7/157

    2-Ahmed, Peygamberimiz'in adlarından birisidir. Yuhanna incil'inde (16/7) "Faraklit" olarak geçen bu kelime, Türkçe'ye "Tesellici" olarak tercüme edilmiştir ve şöyle denilmektedir: "... Size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem tesellici (müjdeleyici ve uyarıcı) gelmez... Ve o gelince günah(tan sakındırma)da, salah (iyilik)de ve hükümde tüm dünyayı ilzam edecek (galibiyetle tesiri altında bırakacak)tır." Burada da son dinin kitabı Kur'an ve onun peygamberine ait delil açıkça görülmektedir.

    3-bk. 3/81; 7/157
    6 ...
  16. 113.
  17. takipçilerinin hz muhammed'i tanımadığı peygamber.
    0 ...
  18. 112.
  19. kur'an da hz. isa ile ilgili olan ayetleri buraya taşıyalım. allah islam peygamberini nasıl anlatmış;

    hz. isa'nın dünya ve ahiretteki konumu

    [3/45]
    O vakit melekler demişti ki: "Ey Meryem! Allah, kendisinden (gelen) bir kelime ile (şimdiden) sana müjde veriyor ki, adı Meryemoğlu isa Mesih'tir; dünyada ve âhirette itibarlı ve (Allah'a) yakın olanlardandır."

    (Mesih Hz. isa'nın bir lakabıdır. ibranice bir kelime olup aslı "Meşih"tir. "Mübarek" anlamına gelmektedir.)

    hz. isa allah'ın kuludur

    [4/172]
    Mesih (isa) da, (Allah'a) en yakın melekler de, Allah'a kul ol(arak ibadet yap)maktan asla çekinmez(ler). Kim O'na kulluktan kaçınır ve büyüklük taslarsa (bilsin ki Allah, âhirette) onların hepsini huzurunda toplayacak (hesaba çekecek)tir.

    not : bunlar ayetlerin aslı değil, türkçe'ye yapılan çevirileridir. buna dikkat edilerek okunmalıdır.
    4 ...
  20. 111.
  21. "bir islam peygamberi."

    evet, hz. isa bir islam peygamberidir. getirdiği din hristiyanlık değil islam'dır. getirdiği din göğe yükseltilmesinden hemen sonra en azılı düşmanlarından biri olan pavlus tarafından tahrip edilmiş, bunun sonucunda da hristiyanlık ismini almıştır.
    35 ...
  22. 110.
  23. 109.
  24. hz muhammed'e nazaran daha karizmatiktir.
    1 ...
  25. 108.
  26. dünyaya tekrar dönüp dönmeyeceği konusunda tartışma yaratmayan, ahir zamanda yeryüzüne inecek olan yüce şahsiyet.

    kafanızdan sallamayın kardeşim, açın kitap okuyun...
    2 ...
  27. 107.
  28. The god who wasn't there adlı filmde yer alan bir araştırma sonucuna göre ne komik olanı, ne çapkın olanı rağbet görmemiş ancak mel gibson'un the passion adlı film sahnelerinden etkilenen milyonlarca hristiyanın bolca kanlı ve işkence görmüş olanı tercih ettiği kişidir.

    American atheists 2009 platformunda söz alan bir psikolog durumu şöyle açıklar:

    Elinize bir bıçak alın ve karşınıza birini oturtun. Sağ elinizi yavaş yavaş kesmeye başlayın. Bu sırada sol beyninizdeki sinir hücreleri tepki verecektir. Karşınızda oturmuş ve sizi seyretmekte olan kişinin de aynen sizinki gibi beyninin sol küresinde benzer bir sinir faaliyeti oluşacaktır. Bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir tepkidir.

    Şimdi Karşılarında hz. isa'nın çarmıha gerilmiş resimlerini gören birisi sizce ne hissedecektir!? Tabi ki onun gibi acı çekmiş ve onun gibi tanrısal. Bu kısaca teolojinin ve dini dogmaların zihinsel süreçlerden olan empati duygusunu kendi amaçları için yönlendirmesidir.
    1 ...
  29. 106.
  30. Hristiyanlığın pergamberi ve tüm insanların kurtarıcısıdır. Hikayeyi özetlemem gerekirse :

    isa insanları hristiyanlığa çağırmış fakat bir grup inanırken bir başka grup inanmamıştır. Sonra inanmayanlar isa yı çarmıha germişlerdir. isa şu sözleri söylemiş 'ben yaşamış, yaşayan ve yaşayacak tüm insanların günahları için ölüyorum' ve öldürülmüştür. insanlar da isa nın vücudunun o tahtalara çivilenmiş şeklini kolye olarak takarlar.

    Amerikan tarihçileri ve filozoflarının bu konu ile ilgili yorumları ise ilginçtir.

    ''Eğer isa 20 yıl önce öldürülmüş olsaydı, hristiyanlar boyunlarının etrafına minyatür elektrikli sandalye figürleri mi takacatı?''

    ''Kitaplarda denir ki; isa tüm insanların işlenmiş ve işlenecek 'bütün' günahları için öldü. Bu ilk günah kavramını da içine alır. Hani o adem ve havvanın elma yemesi ile ilgili olan. Bu dünya bana cennet gibi gözükmüyor.''

    ' tanrı 3 gün sonra dirilteceğini bilerek, tek oğlunu tahtaya çivileterek kurban ediyor. Bu bana pek fedakarlık gibi gelmiyor.''

    ''Hristiyanlar boyunlarında isanın tahtalara çakılı cesedini taşıyorlar. isa geri dönecek diyorsunuz, sizce o şekiller dünyaya geldiği zaman isa nın görmek isteyeceği şekiller mi?''
    3 ...
  31. 105.
  32. dünyaya tekrar dönüp dönmeyeceği konusunda tartışmalar vardır.
    2 ...
  33. 104.
  34. çükünün şeklini an itibari ile öğrendiğimiz muhterem.
    4 ...
  35. 103.
  36. 102.
  37. Hristiyanlıktaki çelişkiyi dile getiren ünlü sözde adı geçen peygamber.

    Orijinal :The Vatican is against surrogate mothers. Good thing they didn't have that rule when Jesus was born. - Elayne Boosler

    Çevirisi : Vatikan taşıyıcı annelere karşı.iyi ki isa doğduğunda öyle bir kuralları yoktu.

    ironiye dikkat !
    2 ...
  38. 101.
  39. şöyle demeliydi :
    ilk taşı nevrotik kusurları olmayan biri atsın... *
    0 ...
  40. 100.
  41. zeitgeist the movie'de yokluğu hakkında sağlam kaynak bulunan efsane. bir şeyin yokluğunu ispat etmişler, gerçekten araştırmacılık diye buna denir.

    din üzerinden prim yapmak, özellikle vatikan ve yandaşları için kolay yoldan maddi kazanç sağlamak için uydurulmuştur.
    5 ...
  42. 99.
  43. günahkarları ve meyhanecileri seviyordu...
    çünkü onlar iki yüzlü değillerdi...
    1 ...
  44. 98.
  45. hakkında birsürü saçma rivayet dolaşan peygamberdir,
    çamurdan kuş yapıp üfleyince uçarmış...
    *
    2 ...
  46. 97.
  47. yuhanna inciline göre, pilatus hazreti isa'yı tutup dövmüştür...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük