--spoiler--
bu suhufları cennetten gönderilirken yanında mı götürdü, yoksa sonradan cebrail mi getirdi. getirdiyse nasıl getirdi. sayfalara nasıl yazıldı. kağıt kalem yokken, sayfalardan nasıl bahsedebiliriz?
--spoiler--
topraktan insan yaratıp ona ruhundan üfleyip can veren allah kalem, kağıt vermekten yoksun olabilir mi? (haşa) düşünülmesi gereken nokta budur ki şu an kağıt maddesine kağıt diyorsan bu ad nerden nasıl geldi? veyahut kaleme, kalem diyor isek bu adı kim verdi? nasıl geldi sorusunun cevabı da hz. adem (a. s) gider ve onda mevcuttur... o'nun öğretmeni allah(c. c)'dur ki herşeyi ona allah öğretti. yani sizin ya da bizim aklımızın almayacağı kadar zekiydi zira kainattaki bütün meslekler işler ve herşeyin adı adem a. s öğretilmişti o da kendinden sonra gelen nesline aktardı.. ve böylece gitti.. onun çocukları (habil ve kabil'den sonra habil ve kabil de dahil iki olarak gelmiştir) sürekli ikiz dünyaya gelmiştir en son şit a. s tek olmuştur ki şit zaten tek demektir..(yanılmıyorsam ibranicede -lakin yanılmış olabilirimde) bunun dışında aynı anda doğan ikizlerin birbirleri ile evlenmeleri yasaktır ancak bir sonraki ikizlerden biri ile evlenilebilinir idi... ki kabil habil'e bu yüzden kin tutmuştur.. kabil'in ikizi aklima çok daha güzeldi ve o zamanın şeriatına göre kabil'in iizi aklima ile habil evlenebiliyordu ve habil'in ikizi ile de kabil ancak kabil kendi ikizi ile evlenmekte ısrar etmiştir lakin hz. adem bunun yasak olduğunu ne kadar üstüne basa bas söylemişsede kabil dinlememiştir... bunun üzerine hz. adem'de onlara ikisinde adak getirip allah'a sunmalarını söylemiş imin adağı kabul edilir ise aklima onun ile evlenecektir... bunun üzerine adaklar getirilmiştir... habil hayvancılk ile uğraştığından en güzel hayvanını getirip allah'a sunmuştur lakin kabil hırslanıp şeytana kulak verdiğinden "bütün bunları yetiştirebilmek için bütün sene uğraştım en güzel sebzelerimi meyvelerimi niye vereyim?" demş ve en vasat bulduğu sebzelerini meyvelerini allah'a sunmştur... bunun üzerine allah-u teala habil'in adağını kabul etmiştir.. bundan dolayı kabil'in habil'e karşı ola sevgisizliği bir kat daha artmış sonuna kan dökmeye adar götürmüştür... sonuç olarak kabil'in ikizi aklima ile habil evlenmiştir... ve aynı anda doğan ikizlerin birbirleri ile evlenmeleri yasak imiş...
bunun dışında yani kağıt yoktu kalem yoktu demek saçma... deri vardı -ki zaten eski zamanlarda
derilere ya da taşlara yazılıyordu. suhuf olayı cevabını bulmuştur umarım... diğer mevzuya gelirsek, (tüm bunların dışında topraktan yaratılmış toprağın şekillenip can bulup hayata geçme olayına inanmış bir aklın kaleme kağıda takılması ilginçtir.. bu da insanın fıtratında var işte... fıtri mesele... dozunda kalırsa tabi.. şirke kadar ulaşmazsa.)
ensest ilişkilerden mi meydana geldik sorusu yersiz ateistçe bir sorudur ki bir müslümanın bu tarz edepsizce bir sorgulama yapması yersizdir. evet allah-u teala o zamanlar onu uygun bulmuştur ki belli bir vakitten sonra yasak kılmıştır. habil ve kabil soyu diye ayrılmıştır ve günümüzde nasıl amcaoğlu dayıkızı evlenebiliyorsa o zamanlarda o tarz bir çoğalma üreme vuku bulmuştur. bunun ensestlik ile alakası yok.. 1.si ensest kimlere nedir? günümüzde ensest kavramı nasıl ortaya çıkmıştır? dünyada zaten milyonlarca insan mevcutken bir tane akıl fukarasının kalkıp kendi kızıyla ya da babasıyla, abisiyle birlikte olması onun sapıklığını gösterir ki ensest bunlara denir... yani seçme şansları var(ayrıca kutsal kitabımız da bu olay kesin sınırlar ile çizilmiş ve yol gösterilmiştir doğru yol belirtilmiştir) durum böyleyken kalkıp aile içi ilişki kurmak sapıklıktır günümüz zamanında... biz şu an rabbimizimin bize koyduğu kurallar çerçevesinde yaşıyoruz nasıl içki haram kılınmış ise içmiyorsak bu da öyle bir şey... veyahut muhammed mustafa(s. a.v) mirac'a çıkmadan önce nasıl 5 vakit namaz farz değilse mirac gecesinden sonra farz kılındıysa ve o zamanın mü'minleri de o vakitten sonra namaz kılmaya başlamış ve ümmetine yani bizelere farz kılınmış ise bu da öyle bir durumdur... biz ancak allah'ın bize çizdiği sınırlar ve kurallar çerçevesinde hareket edebiliriz.
onun dışına çıkıp sorgularsak sorgulama şu şekilde olursa; yahu bu namaz niye 5 vakit 5 vakit namaz mı olur olmaz böyle şey!? bu şekilde sorgulanırsa allah korusun bu işin sonu kafirliğe kadar gider.. kişi kafir olur... lakin eğer düzgün bir şekilde yani şu şekilde düşünülünürse; acaba neden 5 vakit namazı emretmiş rabbimiz sırrı nedir? anlamı nedir? diye sorulursa bunda sadece arayış vardır isyan yoktur. bunun sonucunda da kutsal kitap açılır araştırılır ve bakılır ve;
hım... namaz bizim rabbimize verdiğimiz sözün yerine getirilme bçimiymişmiş... ona verdiğimiz sözü bu şekilde yerine getiriyormuşuz ve dünyaya gelme sebebimiz o'nu tesbih edip zikretmekmiş... cevabına ulaşırız...
dip not: -ki şu an yoga moga diye rahatlama ruhu dinlendirme seanslarına akın eden insanoğlunun boşlukta olmasının tek sebebi namazdan uzak durmasıdır... esas ruhu doyurma ve dinginlik veren namazdır... dene ve gör... tamamen bilimsel... deney ve gözleme dayalı... ne kayebedebilirsin ki? taş çatlasın 5 dakika...
cennet'ten yeryüzü çöplüğü'ne düşünce pişmanlık içinde ağlamaktan perişan olmuş peygamber.
kimbilir cennet'te neler görmüş, duymuş, tatmıştı. yeryüzü çöplüğü'ne düşmekten büyük ceza olur mu?
inşallah döneceğimiz son durağımız, anavatanımız olan cennet olur.
tıpkı iblis gibi o da allahın emrine karşı gelmiştir. fakat iblis gibi kendisini temize çıkartmaya çalışmamış, işlediği hatayı kendisine mal ederek allahtan af dilemiştir.
kuran'ı okumayanların, okuyup da yorumlamaya hacetleri olmayıp, bunun için bir çaba göstermeyenlerin, cennetten kovulduğunu iddia ettiği peygamberimiz. bakara suresini tekrar tekrar okuyun. allah her şeyi bilir ve bağışlayan biridir. bunu karalamayak isteyen ya da öteki dinlerin yozlaştığı düşünceleri islamiyet'e bir leke gibi sürmek isteyenler, isyankar olmanın bahanesi olarak öne sürdüğü düşüncelerden biridir bu.
bakara suresinden bir ayet paylaşıyorum.
--spoiler--
Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olanlardan istediğiniz yerden bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz' dedik. Şeytan orada ikisini.de ayarttı, onları bulundukları yerden çıkarttı. Onlara 'birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet içip yerleşip geçineceksiniz' dedik. Adem Rabbinden emirler aldı, onları yerine getirdi, Rabbi de bunun üzerine tövbesini kabul etti.
--spoiler--
eğer buradan bir şekilde bildiğimiz 'kovulmak' anlamını çıkarıyorsanız, kafanızdaki engelleri, gözünüzdeki bağı kaldırın derim. yaratılışın hakikatini görün.
taha suresinde şöyle bir ayet geçer: "Ant olsun ki, biz daha önce Adem'e ahd vermiştik, fakat unuttu, onu azimli bulmadık."
Azimli bulmadık. Demek ki, insanoğlu zaten bir amaç için yaratılmış. Bu dünya bir sınav dünyası derken bu kast ediliyor. Bugün dünyadaki kıyıma, savaşlara bakıp, madem yaratıcı var müdahale etsin diyenler, birazcık düşünsünler. hz. adem as'ı iyi anlarsak, her şeye daha geniş bir bakış açısı koyabiliriz. kuran'ı okumak kolaydır, fakat anlaması zordur. çünkü olaylar kopuk verilmiştir birbirinden. inanılmaz, muazzam bir sabır göstermeniz gerekir. ama bu sabır bizim insanda pek olmadığı için böyle neye inandığını bilmeyen ya da neden inanmadığını bilmeyen çok insan var.
nasıl türediği konusunda çelişkiler uyandıran peygamber. kuran- kerim'e göre tanrı sadece bir kadın ve bir erkek yaratıyor ve tüm insanlık bu iki kişiden türüyor. buraya kadar herşey normal gözükürken akla takılan soru ise şu:
koskoca kainat, iki insanın oluşturdduğu ailedeki ensest ilişkiden mi türedi?
peşin edit: bu entry islamı kötülemek için değil bizzat daha iyi bir fikir sahibi olmak için girilmiştir. bu sözlükte ilahiyat fakültesi öğrencisi yazarlarda mevcuttur eminim ki daha aydınlatıcı bilgilere sahiptirler. biri bizleri aydınlatsın.