Başrolde Kate Siegel'in oynadığı ve yönetmenliğinde başrolün eşi Mike Flanagan'ı gördüğümüz müthiş bir gerilim filmidir, tavsiyem yalnız izlemenizdir ki filme daha çok odaklanabilin ve duyguları daha iyi hissedin çünkü başrol sağır ve dilsizdir, dolayısıyla diyaloglar normal bir filme göre çok çok azdır.
Çok sıradan bir film denebilirdi, eğer başrol sağır ve dilsiz olmasaydı. Ben filmi izlemeye başlarken ne korku filmi olduğunu biliyordum ne de işitme engelli bir karakter olduğunu biliyordum. Bence o karakter ve bu sağırlık ile bağlantılı hareketler ve sahneler bu filmi diğerlerinden ayırıyor.
Ayrıca ben mutlu son severim. Bu yüzden bu filmi çok sevdim. Sıradan olduğunu da düşünmüyorum, çünkü başrolde zeki bir karakter vardı. Normalde bu karakterleri embesil yaparlar ama bu öyle değildi. Düşündü, çalıştı, çabaladı. Parçalandı ama vazgeçmedi. Ben beğendim.
Beğenmediğim film. Şimdi anlatıyorum tüm filmi boşuna izleyip zaman harcamayın.
Şimdi bi tane kadın var çok tipsiz bişey. Ama herkes buna sağır diye çok iyi davranıyo. O da bi havalara giriyo böyle. Bi tane çocuk var buna aşık sürekli arıyo bunu bu kadın da üff yaa gene arıyoo herkes bana aşıkk modlarına giriyo. Bitane komşu kadın var bunu ziyarete geliyo ama bu sağır olan onu beğenmiyo işte bitane de kedisi var bu sağır kadının. Pis kadın kediye orospu diye isim koymuş çok afedersiniz, kediye kötü davranıyo.
Sonra işte ilahi adalet yerini buluyo ve göklerden bi seri katil gönderiliyo bu herif kadının komşularını öldürüyo seni de öldürecem diyo korkutuyo. Sonra bu sağır işte ölceğini anlayınca kendi kendine konuşup daha iyi bi insan oluyo. Kedisini kurtarıyo katilden. Sonra katille savaşıp kazanıyo. Filmin son sahnesinde kediyle bakışıp gülümsüyolar ve yeni bir hayata yelken açıyolar.
Son