fahişeler de kendi aralarında kategorilere ayrılır, misal eskortlar vardır, kalitelidir, kerhane fahişeleri vardır sosyal güvenceye sahiptir, sağlık kontrolünden geçerler falan. bir de sokak fahişeleri vardır, en basitinden, en adisinden, bunların travesti çıkma ihtimalleri bile vardır, işte hukuku da fahişelik kategorisine sokacaksak türkiye'de hukuk iktidarların sokak fahişeleridir.
2. ve 3. dünya ülkeleri için doğru bir tespittir. çünkü iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. sesini çıkartmaya çalışan halkın hiç bir gücü olmadığı için gargaraya gelmeleri de kaçınılmaz olur.
müslümanlar tek yasa koyucunun, hüküm sahibinin, sonsuz ilim sahibi allah olduğunu söyleyince insanların yazdığı ve yine insanlığın kazanımı sayıldığı sikimsonik yasaları kutsayanların bugün bunu anlamış olması benide allah'ın hükmüne inanan birisi olarak oldukça mutlu ederdi şüphesiz. lakin gel gör ki iktidar faşist din düşmanlarının eline geçince bu hukuk yeniden insanlığın en büyük kazanımı olacak şüphesiz!
bildiğim ve değişmeyen bir şey varsa, o da tarihten bugüne, allah tanımazların uydurduğu, paranın ve gücün karşısında eğilen insan yasalarıdır. kütüphanelerce dolusu yazılmıştır üstelik.
ilişikteki haberle birlikte tasdiklenmiş durumdur.
Alper Birdal skandalı yazdı: Erkan Baş'ın 'hırsız' listesinde ne işi var?
Hikayeyi burada kesersek, ne var bunda şaşıracak, o kişi hırsız olamaz mı diyebilirsiniz. Zaten gencin esas şaşkınlığı da bundan O kişi hırsız olamaz, olmadığını biliyor.
Alper Birdal - soL
Hırsız
Hafta sonu Delikanlı, kuzeniyle birlikte maça gidiyor. Yanlarında kuzeninin bir arkadaşı da var. Hep birlikte maçı izliyorlar. Takımlarının kazanmasına seviniyor, çıkıyorlar.
Birkaç gün sonra aynı gencin telefonu çalınıyor. Polise gidiyor. Karakolda, daha önce benzer suçlardan sabıkalı kişilerin fotoğraflarını gösteriyor polis. Genç, fotoğraflardan birini görünce donakalıyor. Gördüğü kişi, birkaç gün önce birlikte maç izledikleri kuzeninin arkadaşı
Hikayeyi burada kesersek, ne var bunda şaşıracak, o kişi hırsız olamaz mı diyebilirsiniz. Zaten gencin esas şaşkınlığı da bundan O kişi hırsız olamaz, olmadığını biliyor. Polisin o kişinin fotoğrafını sabıkalı hırsızların arasına koymaya cüret etmesine şaşırıyor. Zira o kişinin hırsız olmadığını bütün Türkiye biliyor.
O kişi Erkan Baş.
Evet, bildiğimiz, tanıdığımız Erkan Baş. Türkiye Komünist Partisi yöneticisi, Türkiye devrimci hareketinin yüz akı, cesur önderlerinden Erkan Baş...
Telefonu çalınan delikanlı, bir fırsatını bulup Erkanın kendisine gösterilen fotoğraflarını görüntülemeyi başarıyor. Bunlar, Haziran Direnişinin 45inci gününde istiklal Caddesinde yapılan gözaltıdan sonra Vatan Emniyette çekilen fotoğraflar. Hatırlayacaksınız; 8 Temmuzda Valiliğin halkla dalga geçercesine Gezi Parkını bir açıp bir kapadığı sırada gözaltına alınanlardan biriydi Erkan Baş da Vatana götürüldüler, zorla fotoğrafları çekildi. Sonra o fotoğraflar, Emniyetin sabıkalı hırsız listesine giriverdi!
Gözaltına alınanlar arasında Taksim Dayanışmasından Mücella Yapıcı da vardı. Belki Mücella Hanımın gözaltında zorla çekilen fotoğrafları da şimdi yankesiciler listesinde dolaşıyordur, kim bilir
Dün basına yansıdı. Ankara Adliyesinde savcılar, Emniyet müdürleri vesaire, önceki gün gizli bir Gezi zirvesi yapmış. Öyle baretle, deniz gözlüğüyle insanları gözaltına almayın denilmiş polise. Somut kanıtlar istenmiş ve bunun için MOBESE çekimleri, fotoğraf gibi araçlara önem verilmesi istenmiş.
Önceki gün Ankarada bu toplantının yapıldığı saatlerde yüzlerce sivil polis Kadıköyün merkezinde önüne gelenin çantasını karıştırıp, deniz gözlüğü ve maske bulduğu herkesi gözaltına alıyordu. Polis, Salı gününden beri Kadıköyü fiilen abluka altına alarak, gövde gösterisi yapıyor, ben buradayım mesajı veriyor. Antakyada, Armutluda aynı; Tuzluçayırda aynı
Devlet, açıkça hedef seçtiği mekanlarda terör estirerek hakimiyet kurma stratejisiyle hareket ediyor. Polisin ipinden boşalması, bu stratejinin bir parçası Gizli zirvenin somut delil getirin talimatı olsa olsa bu kadar da abartmayın ayarıdır başka bir ifadeyle.
Herkesin tanıdığı, bildiği, güvendiği insanların fotoğraflarının sabıkalı hırsızlar arasında dolaştırılması da aynı stratejinin bir unsuru. Haziran Direnişiyle birbirine kenetlenen, on yıllardır görmediğimiz türde bir dayanışmacılık örneği sergileyen, birbirine güvenmeye başlayan insanların kafasına acaba sorularının serpilmesi, güvensizliğin ve korkunun yeniden egemen kılınması AKPnin stratejisi buna dayanıyor.
Bu stratejinin mimarı, başından beri büyük oyun, milletimiz bunu yutmuyor gibi sözler eden Erdoğandır. Büyük oyun diyor, sakın ola birbirinize güvenmeye kalkmayın mesajı veriyorlar. Milletimiz yutmuyor diyor, bak senin o çok güvendiğin kişi belki de bir hırsız diye yumurtluyorlar.
Hırsızlar, halk direnişinin meşruiyetini bu şekilde çalabileceklerini, halkı bu şekilde bozguna uğratabileceklerini varsayıyorlar. Yanılıyorlar. Hem de çok
hukuk başlı başına fahişedir. bilmem kaç kişinin tecavüz ettiği kızı suçlu bulan bir sistemdir bu koduğumun sistemi. nereye çekersen oraya uzar, götü başı ayrı oynar.
Gerçekliği bugün bir kez daha ispatlanan önerme.
Gücü elinde tutanlar hukuku ve yargıyı ederini vermek suretiyle istedikleri pozisyonda becerebilirler.