cok sey mi istedim birazdan daha fazla.sıraylaydı herşey.önce sen verdin ben görmedim daha sonra da benim verdiklerimin bir anlamı kalmamıştı senin için.son kez bana hicbirseyi verdin,simdi elimdeki tek sey bu...
bu garip bir veda olacak
çünkü aslında hep içimdesin
ne kadar uzağa gitsemde
gittiğim her yerde benimlesin
söylenecek söz yok
gidiyorum ben
hoşçakal,hoşçakal
sagopa kajmer:
lokomotif hayallar birbirine bağlı, dağlı sevdalar istanbul sokakları boyunca yamalı, pislik dolu köşelerde nöbetleşe tutulan nöbet seansları dağaç ipekçiler ve sonraki güne hazırlık provaları. nara sesleri gece 2 ayazında yankılanırken yanki suvarilerin ıslık sesleri, ceplerinde sustalı yasakları dert arayan hain bakışları çatık kaşları sonrasında gelen nedensiz saltanat savaşları. annelerin evdeki aşkları gelmeyince dökülen real göz yaşları içten dizilere sarılışı, düşündürürken hata yoluna adımlarımı atış hızımı, razı mı razı benim derim keserim şeytanın gazını. var mı, boş cadde ortası yak cigaranı dumanı uçuşurken gökyüzüne özgürce bak orda kalakaldın kalabaklıklardaki yabancısın bak önüne güven sözündeki güvenini bil loş aydınlık ortası körle gözlerin de doğaya rehine. unutma bakire değilsin dünya keranesinde, rahibelik boşa sunulan varyete koy sepete, peçeteye sarılmış ümitleri sal derin nehirlere.
uzun yollar da biter ardına mesafeler hoşçakal demekle yetinir batan güneşle kararır manzaralar göz gözü görmez olur ovanda.
mista brown:
destruction
pain
all the things you needn''t like within me
the insecurity that hunting me like a nightmare
won't go straight
just like the time turn your head away
when i'm not there
ready to care
nevermind
would it ever crossed your mind?
that the person you need is here
but no is just the funny guy with the deformities
smiles
,'ve never seen it
at least not looking directly at me
so why should ı care?
even the filthies among us deserve the happiness
but why is that justice can never be served in the realm of earth
scumbags full of money always find what they pure missing
always searching
i make my love to one's cried
my ???????????????
but you never understand such complexions that are turning in my hand
failure! ıs the thing ı fear the most?
give us fact that you let down the only ones that trusted me
believe me thats not maybe
they say ıf there is a wish, there is a way
but could be all throw that
please explain to me
why you can't never stop the inner envy that eats my soul alive
until the day ı die!
uzun yollar da biter ardına mesafeler hoşçakal demekle yetinir batan güneşle kararır manzaralar göz gözü görmez olur ovanda.
bundan yanılmıyorsam 3 ay önce klibi çekilen ama sonra son klip olması yönünde verilen karar gereği bir türlü yayınlanmayan, yaklaşık bir ay öncede biri tarafından youtube'a sızdırılıp bundan tam 1 gün sonra ise kaldırılan Şebnem Ferah klibi... Adından anlaşılacağı üzere kapanış parçası olma özelliği taşıyan şarkı her konserin sonunda tüm seyirciyle brilikte söylendiğinde tüylerin diken diken olmasına sebep teşkil eder... denenmiştir...
müziğini kazım koyuncu ile kemal sahir gürel' in sultan makamı adlı dizi için bestelediği kazım koyuncu' nun dünyada bir yerdeyim adlı albümünün açılış parçası. son versiyonunun müziği akustiktir.
Vakit tamam, seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan, kanmadım sevgiye.
Korkulu geceleri sayar gibi
Birdenbire bir yıldız kayar gibi
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sabitti gülse hiç dermedik
Bul kendine kuytularda hadi dal
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
incinen bir hayatın yarasıdır.
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında.
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Sen bir suydun sen bir ilaçtın
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.
vedalardan korkuyorsa bir insan, beceremiyorsa kalıcı vedaları, işi daha da zor hale getirememek için can acıtıcı bir 'elveda' yerine; basit,sıradan, sanki yarın da yine görüşecekmiş gibi 'hoşçakal' demeyi tercih eder..giden kişi gittikten sonra kalan 'hoşça' mı kalacaktır orası ise ayrı bir tartışma konusudur.