bugün

tam olarak "hormonlar duyguları, duygular düşünceleri, düşünceler de eylemleri oluşturur." olan insan doğasına ait bir genellemedir. bilin de malzemeyi tanıyın. ulan ehliyet alırken bile motorundan bujisine, silindirinden ilk yardımına öğreniyorsunuz. biraz da kendi hilkatinizi, ömürlük bineğinizi inkişaf eyleyin. ve tabi ki persona sosyal bilimler akademisi iftiharla takdim eder. let the feyiz begin.

içgüdülerin tetiklediği, doğuştan vaki olan ve herkeste kaçınılmaz şekilde bulunan hormonlar, ihtiyaçlarınızı belirleyen, yaşamın kendisiyle mücadelenize içgüdüsel bir tedbir olan küçük yaşam nehirleri. öyle bir şeydir ki bu hormon, ilk kez salgılanmaya başladığı vakte ergenlik diyoruz. siz tanıdınız o ergeni. bedenden ruha, baştan ayağa dengesiz.

beyninizin de en nihayetinde vücutta tiranlık yapan bir yavşak olduğunu unutmayın yeğenim. lan belki benim elimin ayrı şey yapası var? belki oma kemiğim daha iyi yönetecek beni? ne biliyoruz? şans verdik mi hiç? bi de vücuttaki en önemli organ beyin diyor. kim diyor? beyin..

bu hormonların etkisi de beyinde duygu olarak cereyan eder. başka organlarda türlü türlü etkileri de var ama konuyu dağıttırmam, kalbinizi kırarım, kötü konuşurum. kutsiyetle anılan o duyguların kaynağı hormonlar, düşüncelerin kaynağı da duygu, endişe ve ihtiyaçlardır. ihtiyaçlarınız ise yaşama şeklinizi belirler. sizi kendi beyninizin tiranlığındaki vücutta, vay efendim bilmem necilik, bir sen mi akıllısın lan pezevenkçilik, ne diyo lan bu değişikçilik, herkes gibi dizayn olayım ama farklı da olayımcılık kurtarmaz.

sizi persona kurtarır.
O halde hormonlar düşünceleri oluşturur.
duygular düşünceleri değil, düşünceler duyguları oluşturur.
(bkz: özgür irade yanılgısı)
(bkz: yadsınamaz ve kınanamaz gerçeklik)
O zaman mantık olarak hormonlar hem duygu hem de düşünce oluşturuyor?!
Doğru olma ihtimali vardir.
Hamilelikte değişen hormon seviyeleri ve düşünceler buna örnek olabilir.