nüfusu lazlardan ve hemşinlilerden oluşur. iki tarafında kendilerine özgü dilleri vardır. (bkz: lazca) (bkz: hemşince). sol görüşün egemen olduğu bu güzel sınır ilçesinin belediyesi ödp nindir. malesef doğu karadeniz genelinde olduğu gibi bu ilçemizde de işsizlik hüküm sürmektedir. insanların başlıca geçim kaynağı çaydır. tırcılık yapan birçok kişiye de rastlamak mümkündür. bunların dışında çok güzel ve mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yerdir. (bkz: kopmuş) (bkz: hopa festivali)
ÖDP'nin bu ilçeyi neden kaybettiği merak konusudur. ÖDPlilere bakılırsa onlarherşeyi iyi yapmışlar aslında. pek bir özeleştri yok gibi.
(bkz: biri bizi aydınlatsın)
edit: niye kötülüyosunuz kardeşim, tamam siz meraklı olmayabilirsiniz ama ben merak ediyorum nedenini. alla allaaa...
Yeryüzünün en gelismis sehirleri genellikle anayollar, limanlar, istasyonlar, deniz ve akarsu yollarinin kenarlarinda kurulmus, yesille-mavinin kucaklastigi yerlerdir" tanimlamasini dogrulayan sirin bir serhat ilçesi Hopa.
Ilçe, Rize-Trabzon illerinin, Artvin, Kars, Ardahan, Erzurum, Gürcistan, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'yle irtibatlanmasini saglayan önemli bir konuma sahip. 289 km2 lik yüzölçümü ile dar bir kiyi seridi üzerinde bulunmasi nedeniyle, Hurri-Mittani uygarliklarindan baslayarak tarih sahnesindeki yerini almaya baslamis. Sirasiyla Iskitler, Helen, Roma, Pers ve Arap kültürlerinin hakimiyetini yasamis bir yöre olan Hopa, XI yy.da Anadolu'ya yerlesen Türk Medeniyetleri ve daha sonra Yavuz Selim'in Kirim seferi sayesinde, Osmanli topraklarina katilmis, bu yörede yasayanlar Islamiyet'i kabul etmisler ve Müslüman olmuslar. Ortahopa Mahallesi ile Kuledibi Mahallesi arasinda yer alan Toli Uça (Siyah Göz) Tepesi'nin bulundugu yerde geçmiste bir kilisenin varligini teyit eden bir enkaza rastlandigi söyleniyor.
Dolayisiyla yöre halkinin Kafkas kökenli Hristiyan Tabali milletlerden meydana gelmesi olasi. 1877-1878 Osmanli Rus Savasi, yöre halkinin büyük bir kisminin göç etmelerine neden olmus. 20.yüzyilin ilk yarisinda Çarlik Rusyasi'nin devrilmesiyle Ruslar, bölgeyi terketmis ve Hopa'nin yerlileri de kendi bölgelerine dönüs yapmislar.
Bazi kaynaklardan edinilen bilgilere göre; Hopa ve Artvin yöresinden bahsederken, Ayni Iskit, Pontus, Roma hakimiyetlerinden sonra VIII. yüzyilda Sasani egemenligi, daha sonra Bizans hakimiyeti, 1068'de de Sultan Alparslan' in emirlerinden Emir Ebulkasim tarafindan hegemonya kurulmasinin rivayet edildigi bilinir. Yillar sonra Anadolu Selçuklu Sultani Alaettin Keykubat ülkesine katmissa da, yerini bir müddet sonra Mogollara birakir, Mogollardan Ilhanli Devleti'nden izin alarak Sergis atli Kipçak Beyi bu yörede bir atabeylik kurar. Timur ve Kayakoyunlu hakimiyetlerinin sona ermesinden sonra yerini Safevi hakimiyetine birakir. En sonunda 1537 yilinda Hopa, Osmanli topraklarina katilir. Yöre insani göçler esnasinda Hazar kiyilari ve Kafkas eteklerine yerlesen Türk boyu olarak biliniyor .Rum Pontus hakimiyetinin sona erdirildigi 1471 tarihi itibariyla Osmanli Imparatorluguna baglanan ilçe, Yavuz Sultan Selim Han'in Hopa üzerinden Batum'a gelerek Gönye Kalesi'nin fethini gerçeklestirmesi ile, Gönye sancagina baglanir. 1877 (93 harbi) ile Gönye sancagindan Rus topraklarina giren geçmesiyle ilçede sikintili dönemler yasanir. 1578' de Atabeylerin son kalintilari Lala Mustafa Pasa tarafindan kaldirilir ve Osmanli döneminde Hopa ve Artvin yöresi zaman zaman Trabzon, zaman zaman da Erzurum Vilayetleri'ne baglanir. 1878' de Osmanli-Rus savasindan sonra 40 yil Ruslar'in egemenligi altinda yasayan Artvin yöresi, Kurtulus Savasi'nda Kazim Karabekir Pasa'nin Gürcü Ordulari'ni dagitmasiyla, 14 Mart 1918'de geri alinir.
"Hopa" adi, bir kisim arastirmaciya göre Anadolu'dan baliklarin yasadigi küçük su birikintilerine, baliklarin saklanmasina uygun, derelerdeki sigintilara "HOPO" denilmesinden gelir. Iskaristi (Balikli) Dagi'ndan kaynagini alarak denize kavusan ilçeye bu ismin verilebilecegi düsünülebilir. Ayrica Dogu Anadolu'da kadinlarin bostan sulamak için yaptiklari küçük çukurlarda biriken suya da "HOPO" deniliyor. Yörenin bol yagis almasinin bu ismi çagristirmasinda etkili. Bir rivayete göre de Yavuz Sultan Selim Han, Gönye seferinde, su an Hopa diye bilinen sahil boyunda konaklama esnasinda agzindan çikan ilk kelamin bu yörenin ismi olmasina karar vermis. Sultan Selim Han'in atindan inerken "hopppa" demesi, bu yörenin adinin "hopppa" olarak kalmasina ve daha sonra degiserek günümüzdeki adini almasina neden olmus.
tanım: halkının çoğunluğunu lazların ve hemşinlilerin oluşturduğu yurdumun en kuzeydoğu ilçesi.
(bkz: tanımla yetinememek)*
1.laz-hemşin davası: (ermeni kökenli hemşinlilerle kafkas milletlerinden lazlar) aynı topraklarda bu kadar süre yaşayıp da bu kadar az kaynaşan başka iki millet var mıdır bilemem ancak doğrudur zamanında lazların hemşinlileri yanmış köprüden aşağı indirmedikleri, eziyet ettikleri, daha sonra da parayı bulan her lazın poli dedikleri istanbul başta olmak üzere pek çok büyük şehre göç etmesiyle hemşinlilerin yavaş yavaş ilçe merkezine yerleşip zamanla çoğunluğu sağlamaları. neden? çünkü biz lazlar kibirliyiz. neden? adamlar çalışkan. ne yaylalarını terkettiler ne de hopa'dan vazgeçtiler. bizim gibi memleketi bırakıp gidip yılda bi kere gelindiğinde de " ay biz çocuğun yanında hemşince konuşmuyoruz " demediler. bizim 80 sonu kuşağından parmakla sayılacak kadarımız lazca biliyorken onların beş yaşındaki çocukları biliyor ana dillerini. rahmetli kazım'a ve onun yanındaki bir avuç insana dua edin ve bırakın artık onların emekleriyle prim yapmayı da sahip çıkın kültürünüze, memleketinize! şimdi ulaşım da onların elinde, hizmet sektörü de, tarım da. niyesini sormayın bana artık. sonra da meydanlarda ağlamayın hemşinliler bu hale getirdi burayı diye. ben laz olarak doğmayı seçmedim, hiç bir hemşinli de ben hemşinli olacam dei gelmemiştir şu gaybana dünyaya.
ancaaak bu adamlar toprağı ve parayı toplamada kullandıkları aklı kendilerini geliştirmede kullanamadılar bu bi gerçek. varsa da mutlaka istisnaları kaide bu, bozulmuyor haliyle. çay toplamaya adam lazım die 6 tane çocuk yapar, onları salar da eğitmezsen orda işler karışır. sonra hiç de beyzbol kültürü olmayan yurdumda beyzbol sopalarıyla * yer bu gençlik birbirini.
velhasılı kelam bu madde bitmez. vahimi en vahimiyse artık bu iki milletin birbirlerine yaptıkları yetmemiş gibi bazı çağanozlar bu iki milleti birbirine yedirecek daha kuvvetli bir şey buldular. dinleri aynı olduğuna göre geriye ne kaldı? evet siyaset. bu ülkenin en kanlı yarası sağ-sol davasını lazlar sağcı hemşinliler solcu diye ayır (hopa'da yani). he tamam bırak şimdi yesinler birbirlerini. hiç unutmam kazım koyuncu' nun festivalde çıkan her zamanki kavgalardan birinde "he yiyin birbirinizi siz yiyin bok var ha kizlar oynayun siz boşverin onları" deyişini ve türküsüne devam edişini.
sonuç olarak ey ahali, lazı hemşinlisi uyan kullandırttma kendini bu çağanozlara, sahip çık hopa'na ki aramızdaki ilişki bizden size kaçan kızlarla sınırlı kalmasın. *
2.uyuşturucu ve kadın ticareti: bu güzelim ilçenin gençleri genç yaşta helak oluyorsa, bu millet kazandığı paranın hakkını göremiyorsa bu iki pislik yüzündendir. evet sınırdayız, evet bütün pislik el değmemiş bir şekilde ilk bize geliyor. bu yüzden 17 yaşında çocukların rus sevgilileri oluyor, geceleri evlerinde değil otel odalarında uyuyorlar. bu yüzden hayvanın birinin, resmi nikahlı karısı bi mahallede rus karısı diye tabir edilen çıkıntısı bi alt mahallede bir evde yaşıyor. bu yüzden ben taa çocukkene sayabildiğim kadarıyla küçücük ilçede 17 otel vardı. bu yüzden çocuk pornosu ilk hopa'da ortaya çıktı. bu yüzden akşam saat yedide sahilde karısıyla gezen adamın kolundan karısını rus diye çekebiliyorlar(sırf saçı sarı diye). ve bu yüzden sahilde kayalıklar şırıngalarla dolu. şimdi soruyorum size bu iki pislikten beslenen bi ilçe, bi millet nasıl bir gençlik yetiştirebilir, nasıl onurlu kalabilir ve nasıl şikayet edebilir içinde bulunduğu durumdan?benim verebilecek cevabım yok.
3. ÖDP ve yetişen sözde kominist gençlik: (ödp'nin belediye seçimlerini kazanmasından sonra düzenlenen ilk festivale gelip de "annem beni uyardı 'aman kızım lazların memleketine gidiyorsun dikkat et kendine' dedi ben de 'yok ana korkma orası artık kurtarılmış bölge' dedim" diyen rojin beyinsizine ithafen.) bu ilçe, bu millet bir kere kurtuldu bunu koca dünya biliyor adına da kurtuluş savaşı derler bilir misin? ödp'nin o seçimi kazanmasının da tek bir sebebi vardır adayının hemşinli olması hatta ve hatta tek hemşinli aday olması ve ilçenin nüfus çoğunluğunu oluşturan hemşinlilerin de doğal olarak oraya yağması. vay efendim herkes bir kominist. burdan elinde ne olduğunu bilmediği bayraklarla, puşilerle hopa sokaklarında gezen bebelere sasleniyorum. solcu olacam dei suç ve cezadan başka bi kitap okuduz mu acep? onu bile okumadınız lan biliyorum. halkevlerine sızan hopa'yla alakası olmadığı halde günden güne üreyen o mikroplardan duyduğunuz küflü sözlerden başka neyi araştırdınız, neyi merak ettiniz? solcularmış, devrimcilermiş(!) burçiliyle kovalasınlar sizi de sizi böyle sokağa salan ana babayı da e mi! noldu hani hopa ödp'nin kalesiydi? eski adayı bağımsız olarak aday olunca ödp bi fuşki alabildi mi acaba? oy sıralamasına bakın chp, akp *, bağımsız. vah rojinim bak gördün mü gene işgal altındayız?
kültürler buluşuyormuş da biz şoven bir kararla engel olmuşuz. bak bak tesadüfe bak, buluşan kültürlere bak! sen önce 289 km2 deki iki kültürü buluştur çok biliyosan. engel de oluruz öyle de kovalarız geldiklerinde de. niye giresun'dan, ankara'dan, sivas'tan değil de diyarbakır'dan kayapınar. hiç bana ırkçı, faşist demeyin bal gibi de değilim bal gibi de masum değildiniz siz bu tercihi yaparken.ilçe yönetiminin de ülke yönetiminin de artık görmesi gereken bir gerçek var. bunca zamandır ne yaptıysa da karadenize, karadenizin temiz insanlarına pisliğini bulaştıramayan terör, bu iki milletin anlaşmazlığını kullanarak bunu yapmaya başladı. lazı, hemşinliyi bırakıp bu gerçeği herkesin artık görmesi ve pek çok lekeye maruz kalan hopa'yı, bu lekeden koruması lazım.zamanında bizim için ölen onca kürt, laz, alevi, ve türk için.
yeşiline, mavisine, sıcak simidine, hızır dayı pidesine, deli aydın'ına, tonyalısı'na,kopmuşuna, havasına, suyuna, yağmuruna, iskelesine, sarp'ına doyamadığım, kurban olduğum memleketim. belki seni kurtarmaya gelecek bi deniz gözlü yok bu gaybana dünyada artık ama onunla birlikte savaşanların torunları var.
okuma oranın çok yüksek olduğu bir ilçe olmasına rağmen, merkezinde "teksas" adı verilen, kadınların girmekten oldukça çekindiği bir cadde olması düşündürücü ve üzücüdür.
90 lı yıllarda rusya ile kapıların açılması ilçeye çok büyük para girişleri olmasına vesile olup, sahile kurulan rus pazarı artvin ve çevre illerden binlerce insan için çekim merkezi olmayı başarmıştır, ilçe bu dönem de yapılan otel, eğlence merkezleri ve dağ restoranları ile turizm konusunda atılım yapmayı başarmış, 2000 li yıllardan sonra ise ülkeler arasındaki düzenlemeler ve yeni anlaşmalar yüzünden ekonomik canlılığını kaybetmiştir. 2010 yılı itibari ile en büyük gelir kaynağı nakliyecilik ve çay üretimidir.