o zamana kadar bütün açılan sayfalar kapanır. * ve karşıdaki bayana selam denir.
+ selam.
- selam.
+ nasılsın ?
- ii çıkcam birazdan bi işim varda ondan girdim.
+ çıkma be biras gonuşak.
- bitti işim ben çıkıom pai pai.
+ sanada pai.
er kişiyi çok mutlu eden lakin hiç bir işe yaramayan andır. neticede en iyi ihtimalle muhabbet edilir. msn den ilan-ı aşk etmeyi planlıyor olamazsınız zaten. planlıyorsanız unutun. hatta er kişinin kafasında şu fikirleri oluşturur:
- aha girdi. şimdi biraz bekleyeyim sonra selam veririm.
- ama olmaz ki hep ben selam veriyorum. o versin.
- o yarrak verir.
- şimdi bana selam verse, sevgililer gününde ne yapacaksın falan dese.
- demez lan.
- asktir çıktı.
o an, kişinin kafasında şu monologun patlak verdiği andır;
"lan acaba selam versekmi, versem şimdi aşık olduğumu anlarmı? vermesemmi? ama vermessem de hiç konuşmuyoruz msn'de diye siler şimdi. ama selam verirsem de çok bıktırdığım için siler. lan deliricem. zaten kızın msn'ini alana kadar canım çıktı. geçen sınavdan sonra sınav cevaplarını veririm msn'den filan diye aldık. offf çok heyecanlıyım."
neden sonra;
"höt, lan! ahanda offline oldu! yoksa engelledimi? hemen ortak arkadaşlara soriym. şevkettin, bi baksana senin listedede 'x' offline mı? ha demek öle. inşallah beni ve tüm ortak arkadaşlarımızı engellememiştir ben öğrenemiyim diye. yada tembihlememiştir. benim gibi sefil biri için bu kadar uğraşçağını sanmam ama... lan hay ben böyle işi ya! lan ya!"
bu ruh hali genelde efenim lise 1 civarları olur, ve bu 'x' bayanı (genellikle ya okulun belli 'fiziksel' konularında ün yapmış kızlar yada kimsenin beğenmediği ama aşık kişinin nası oluosa beğendiği biri olur bu), zamanla y olur, z olur. tepki hep aynıdır. taa ki, yapılan mallığın, dallamalığın farkına varılana dek*.
Driy !
Melis şu an oturum açtı. -Mavi fon ardına siyah yazı-
Tabi şimdilerde kişisel istençlere göre değişiyor bu durumun iletisi. irdelemekte pek fayda yok sohbet kurgusunu sanallaştıran bu nacizhane eylemi. Sevişen insanın heycanlanması durumu bile sanal bir mevkiye taşınıyor. Pek evhamlı olduğumuz düşünülürse, bu evhamlılıkta en ufak bir sandalye çıtırtısını, en ufak bilgisayar iletinimini aşk kıvılcımı sanmak olasıdır.
çevrimdışı modu söz konususuysa, sağ altta minik bir pencere belirir ve ".... şimdi oturum açtı" uyarısı belirir. o an ani bir refleks ile çevrimiçi* moduna alınıp beklenir kısa bir müddet. ha yazdı ha yazacak.. iki muhabbetin beli kırılcak diye panik havası söz konusudur. *
dünyanın en boktan durumlarından biridir.bi titreme gelir üzerinize.önce msn iletisini okursunuz.modunu anlamaya çalışırsınız.aşktan vuslattan ayrılıktan dem vuran bir iletisi varsa sağlam bir hasiktir çekersiniz ve acaba bi sevdiği beklediği yarası mı var sorularıyla zir-u zeber bombok bir halet-i ruhiyeye gark olursunuz.yazmasını en fazla 10 dk. bekleyebilirsiniz zaten. yazana kadar geçen bu 10 dkyı hayattan silmek için 3 gün sıçmamayı göze alan insanlar tanıyorum ben.
yüksek sesle müzik dinlerken "dannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn! bilmem kim çevrimiçi oldu." gibi bir uyarıyla bir anda irkilmeye ve bulunulan yerden sıçramaya neden olan an.*
açarsın ona ait kısmı. kitlenirsin. elin klavyeye gider gelir. bir sigara yakarsın. her fırtta resmine doğru üfürürsün. bir azeri türküsü çalar arkada yanık yanık. selam versem mi? vermesem mi? hallelujah ulan hallelujah. hep ben selam veriyorum ulan. o selam versin. vermez. beklersin. beklersin. beklersin. sıkılırsın. baktın olmuyor. sigara da bitmiş. arka fonda da o şimdi asker çalmaya başlamış. açarsın xtube'yi. osbir çekersin. sonuç olarak o senden habersiz, sen cenabet. böyle sürer gider hayat. o hep habersiz, sen hep cenabet...
en kötü durumlardan birisidir. bir 'selam nasılsın' yazmak için saatlerce düşünürsünüz. aslında yazmak için can atarsınız ama ne bileyim tutulu kalırsınız işte yazamassınız, o yazsın diye beklersiniz yazmaz. halbuki bir selam verse ne güzel muhabbet edersiniz. ve fuzuli ile bitireyim
(bkz: beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı)