plansız programsız bir hayat ancak sorun yaratır. tek üretiminiz sorundur. aşılmaz gibi görünen sorunlar. milyonlarca sıkıntısı bizim tarafımızdan çözülmeyi bekliyorken biz oturup her şeyin kendiliğinden rahata kavuşmasını istiyorsak bu isteğimiz de asla hayat tarafından karşılanmayacak.
bir yolun varlığına inanıyorsak ve o yolun sonunda mutlu olacağımıza eminsek bir şekilde başlamamız gerekiyor sorunları çözmeye.
neredeyse bütün başarı hikayelerinin arkasında ne yaptığının gayet bilincinde olan bir akıl vardır kardeşlerim. bu akıl kendisi için en iyi olanı keşfedecek kadar keskindir. esner, uyum sağlar, alışır, düzeltir, dengeler, iyileştirir.
çalışmak ve üretmek dışında bize hiçbir şey iyi gelmeyecek. ne seks, ne şöhret, ne para, ne de dostlar bizim kendimizi gerçekleştirme amacımızın verdiği hazzı veremez.
küçücük sorunlara, borçlara, ayrılıklara, sevilmemeye, depresyonlara büyük büyük anlamlar yüklemektense hayatın herkese yaşattığı şeylere karşı yapılacak şey silkelenip kendinize gelmek için bir adım daha atabilme cesareti göstermektir.
bir yerde duymuştum; ""bir fili tek bir hamlede yiyemezsin ama onu parçalara ayırarak yiyebilirsin." gerçekten de öyle. büyük işleriniz ilk başta size çok aşılmaz gibi gelebilir. "bu binlerce sayfalık bir uğraş, benden yıllarımı alacak muhtemelen" diyebilirsiniz. "o ağırlıkların altına girecek kadar sağlam bir vücudum yok" diyebilirsiniz. "milyarlarca liralık borç, asla ödenemez" diyebilirsiniz. "o kişi beni sevmez" diyebilirsiniz. milyonlarca meseleye karşı zaten herkesin sizin hakkınızdaki umutsuzluğunu siz de kendiniz için yayabilirsiniz. insanlar ötekiler konusunda çok düşünmek istemedikleri için çok nettirler. ama az önce dediğim gibi büyük hikayeler için büyük meselelere ihtiyacımız var.
her şeyi yoluna sokabilecek tek şey planlı programlı hareket etmektir. a planı hikayenin kendisidir. tek cümledir. "şunu istiyorum"dur. tek cümle. ama b planınız a planınız kadar basit olmamalı. çünkü o bir yıkım, a planınız işlemediğinde devreye sokacağınız bir plan olduğundan daha sert, daha kapsamlı olmalıdır. bir işi a planıyla çözemiyorsanız b planını devreye sokun. dersleriniz mi kötüye gidiyor? a planında oturup çalışmak var ve fakat işe yaramadı, b planınızda çalışma saatlerini artırmak, farklı kaynaklar kullanmak, sistem değiştirmek, eylemliliğinizin işlevini genişletmek gibi daha teknik, daha zorlayıcı pratikler olsun.
zor bir ülkede yaşıyoruz. hiçbir şey kolay değil. ama başarmak isteyen, bunu hedefleyen herkes bi şekilde ortalamadan kendini ayrıştırabiliyor. başaramasa bile başarmak için yaptıkları onu yükseltiyor.
aşk meşk meselelerine girmiyorum. orada plan program işlemez. ama borcunuz varsa, bir amacınız varsa, kariyerinizi, sınıfınızı yükseltmek istiyorsanız, sosyal anlamda daha görünür olmaksa amacınız çalışmak, plan program yapmak şart. başka yolu yok.
hiçbir başarılı insan; "tesadüfen oldu" demez. arkasında müthiş bir hikaye muhakkak vardır. kendi hikayenizi yazıyorsunuz.. bunu bilerek hareket ederseniz yorgunluğunuzun da anlamı derinleşir.
başlama sorununuz varsa bu konuda müthiş bilgilendirici videolar ve makaleler var. dikkat eksikliği yaşıyorsanız da aynı şekilde. çok fazla kaynak var. kullanın. hiçbir dert çözümsüz değil.
Bende de var bu. Ya işe girer mutsuz olurum ya iş bulamam daha mutsuz olurum. Tam mutlu oluyorum derken kyk borcumu hatırlarım hepten film kopar. Arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah.
işe girersin hep stres. Aşık olursun, bağlanırsın çeker gider. Eve gelirsin ailen akrabaların sürekli tartışır kavga eder. Adam gibi komşun yoktur. Arkadaşların çalışıyordur, mutludur. Seni anlamıyordur. Bunun yanında hastalık baş gösterir. Onunla uğraşırsın. Yani hayat hep ters gidiyor.
sosyal hayatınız kötüyse bile sağlığınıza şükretmeyi bilin. Bizimle aynı sorunları sağlığı bizden çok çok daha kötü durumda olan insanlar da yaşıyor. Allah'a sığınacağız, zorluklara karşı direneceğiz...
Hayatın kanunu buymuş meğer. 2 gün bir şeyler düzgün gitse, 1 hafta boyunca bil ki: ananı ağlatıyor!
Ne olacak bu böyle diye düşünüp dururken, hayat geçiyor be. Öyle ya da böyle geçiyor zaman. O yüzden kısacık ömürde yaşadıklarınızı dert edip günlerinizi soldurmayın.
Arkadaşlar bence böyle zamanlarda iyice bohem tarzı takılın gitsin. Çok şeyapmayın hani çırpındıkça daha çok batarsın ya işte o yüzden akışına bırakın.
Hayatın %80 - %90 kısmı böyle geciyor arkadaşlar. Hani rafting gibi. Asla yolunda gitmiyor, savruluyor, debeleniyor fakat sonunda bi şekilde bitişe varıyorsun. Tabi savrulan sandal veya bot değil de hayatın olunca pek hoş olmuyor insan... sadece, bir tek sizin hayatınızda hiçbir şeyin yolunda gitmediği yanılgısına düşmeyin. Yemin ederim benim ki de en az sizin olduğu kadar bok hatta bi tık fazla bile olabilir bugünü de dahil ediyorsak.