yapılan hiçbir şeyden keyif alamamaktır. yaşamaktan sıkılmaktır ama yaşamak istemektir aynı zamanda. bir şeyler yapmak istemektir ama yaptığında keyif alamamaktır. konuşmak istemektir ama konuşamamak, konuşmak istememektir aynı zamanda.
yaşamanın ve nefes almanın kıymetini bilmeyenlerin düşüncesi olabilecek durum.
--spoiler--
ulan arkadaş, ne insanlarsınız, yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda*** dünyaya bir kere geliyorsunuz, kendinize gelin, gezin, tozun, eğlenin, sevişin, az hareket edin, tembellik tembelliği doğurur. kendinize gelin. şimdi ayağına giyecek bir ayakkabısı, ve kolu, bacağı kopmuş şu güneydoğuda duyduğumuz gazilerimizden olmak ister miydiniz? elbette bu vatan için, bir şey feda etmenin gururu tahmin bile edilemez, amma ve lakin, şimdi siz onların yarım hayatlarının bilmek bile istemezsiniz.
--spoiler--
Calismak eskiden zevk verirken artik zorunluluktan calisirsin. Muzik dinlemek cikis yolunken, her sarki artik fazla hareketli, fazla neseli gelir. Kitap okumaya calisirsin, okursun ama ne okudugunu anlamadan. Yemek yemek zaten zorunluluktan. Sadece uyumak istersin, uyuyup zamanin gecmesini, icindeki ozlemi azaltmasini beklersin.
havaların kararsız olduğu günlerde sıkça karşılaşılan bir durumdur. sabahtan akşama kadar duvarı seyredip napsam diye düşünülür akşam olunca da r yatayım madem denir. kendimden biliyorum.
Uzun süredir içinde bulundugum ruh hali. Her şey boş geliyor her seyden çok sıkıldım. Insan gormek, biriyle konuşma tenezzulunde bulunmak bile istemiyorum. Aslinda iyimser ve sosyal bir yapim var ama son zamanlarda bu kendini çokca hissettiriyor. Nasil gecer bilmiyorum da. Yaşam enerjim kalmadi, bitse de gitsem..
Yaz beni de. Hiçbir şeyden keyif alamıyorum. Bok gibi. Tam unuttum diyorum yine bir yolunu bulup çıkıyor karşıma. Uludağ sozluk ağlama duvarım oldu. Vicdansiz.
hayat ne garip lan. bundan yaklaşık 1 yıl önce yine tam olarak bu ruh halindeyken bu başlığı açmışım. ve bu başlığı benim açtığımı şuan tekrar açmaya kalkışınca farkettim.
neyse.
hiçbir şeyden keyif alamamak gibi bir boktanlık var ve bu görüldüğü gibi sürekli tekrarlanıyor.
En güzel yıllarımı, gerçi en güzel yıllarım hiç olmadı ama neyse daha doğrusu gençlik yıllarımı mahveden bir histi. Etrafımdaki Mutlu olan ve yaşayan herkese bakardım ve anlamaya çalışırdım. Çok geç anladım ki Mutlu olmayı ve eğlenceli yaşamayı becerebilen kişiler bizden çok farklıydı, onlar olumsuzluk yaratabilecek hiçbir şeyi düşünmüyor ve kafalarına takmıyorlardı. Bu yüzdende kafaları hep rahat hep dertsizdi. Birşeyin kendisine zararı mı dokunacak? Bu kişi hemen bütün bencilliğiyle oradan gider kendi mutluluğunu engelleyecek, kısıtlayacak hiçbirşeye karışmazdı.
Peki biz öyle miyiz? Değil tabi, şu amk hayatında herşeyi anlaya anlaya, en ufak detayları bile düşüne düşüne, kafamıza taka taka kendi yaşam enerjimizi bitirip mahvolup gidiyoruz. Hayır bencil de değiliz, kendi mutluluğumuz için başkalarını görmezden gelemiyoruz. Gece başımızı yastığa koyduğumuzda bin tane düşünce geliyor aklımıza, herşeyi sabaha kadar düşünebiliyoruz, diğerleri rahat rahat uyurken. işte böyledir dostlarım, ya bizde birer aptal gibi kalabalığa karışıp hiçbir şey düşünmeden aptalca basitliklerle kendimizi Mutlu etmenin yolunu bulacağız ya da böyle işte, hep düşüne düşüne, herşeyi anlaya anlaya kendimizi mahvedip çekilmez bir hayat yaşayıp gideceğiz. Buradaki temel soru şu olmalıdır;
ne kadar uyumlu, sakin birisi olursanız olun, içerisine düştüğünüzde tepkilerinde fazla gergin, anlaşılmaz, uzlaşılmaz birisi olmanıza sebep olan durum.
yeni arkadaşlar edinmeye üşenmek, paylaşımı azaltmak.
düşüncelerini insanlarla paylaşacağın sırada sırf muhabbetin birkaç dakika daha uzayacağını fark ettiğin için arkanı dönüp gitmek.
çalışma ortamında sürekli bir yerlerden ya da bir şeylerden uzaklaşmayı kafana koyarak yaşamak ve bunu insanlara hatırlatarak sizden beklentilerini en düşük düzeyde tutmaya çalışmak.
hiçbir amacınızın kalmaması ya da hiçbir gelecek planınızın yolunda gitmemesi ile birlikte yarınınızı görememek.
yapmaktan hoşlandığınız şeyleri sıraladığınızda sadece en az vakit alacak ve insanlarla muhattap olmadan gerçekleştirebileceğiniz şeylere öncelik tanımanız.
çevrenizde olup bitenlerden kopuk olmanız,insanların acılarına ya da mutluluklarına karşı hiçbir şey hissetmemeniz.
uyuduktan sonra bile yüzünüzde sinirli bir ifade olması vesaire vesaire...
tüm bu şeyleri kısaca tanımlamaya kalktığınızda ortaya çıkan cümle, hiçbir şeyden keyif almıyorum oluyor.