geçicidir. tıpkı değişken hayatın içinde gerçekleşen tüm durumlar gibi. değişken bir hayatta kalıcı olan durumlar ne kadar kalıcıysa, geçici olan şeyler de o kadar geçicidir. döngüsel ve değişken bir süreç bu..
mevzunun genel persfektifi bu şekilde fakat bunun birde insanoğlunun duygu ve düşüncelerine hal ve hareketlerine ve hayatına yansıması ve onu şekillendirmesi var. işte herşey burada başlıyor. yani hayatımızda bir şeyler ters gitmeye başladığında farkediyoruz. çünkü bizi rahatsız ediyor. yada bazen hayat zorluklarla bizi sınadığında ümitsizliğe sevk ediyoruz kendimizi. düzelebilir şeyler var, hiç düzelmeyecek şeyler de. elimizden gelenler de var gelmeyenler de. yapmamız gerekenleri yaptığımız da var, yapmadıklarımız da. yapmamamız gerekenleri yaptığımız da var, yapmadığımız da. zaten tam da bu hengamede geçmiyor mu hayat kavgamız? ya mücadele ediyoruz, savaşıyoruz, gayret ediyoruz, ama sabrediyoruz, yada tembellik ediyoruz, çalışmıyoruz, sabretmiyoruz, ümitsizlik ve karamsarlık edip yenilgiyi kabulleniyoruz. halbuki tüm yaşam formları bizi sadece insan etmek için tasarlanıp programlanıyor. bu zorlu süreç bizi en mükemmel şekilde yetiştirmek için, bu bizim iyiliğimiz için, kötülüğümüz için değil. ama bunun farkında olmayan bazı bizler, sürekli ya kaçıyoruz, ya suçluyoruz, ya mücadele etmiyoruz, ya kendimize çeki düzen vermiyoruz ve hayatı en düzgün çizgide yaşamaya yanaşmıyoruz. ardından da yine bu durumdan ilginç bir şekilde yine biz şikayet ediyoruz. evet..
biz 1980 lerde her gece fidan gibi gençlerin (sağcısı ve solcusu) hunharca katledildiğini gördük. hepsi geçmişte kaldı. düzelmiş günlerden geriye baktığımızda bugünlerin de tarih olduğunu göreceğiz.
Batmışsan artık yukarı çıkmaktan başka yol yoktur. O yüzden karamsar olmamak gerek. Sen kendine güvenip yola çıkmazsan battığın o yere yapışır kalırsın.
uzman bir psikiyatriste gidilir. teşhis konulur. gerekli ilaç kullanımıyla anksiyete tedavi edilir. gerekli güçünüze ve düzelen akıl sağlığınıza kavuştuğunuzda uludağ sözlükte başlığı her şeyin düzelmesi olarak açacaksınız.
Çok zor bir durumdur. Allah kimseye göstermesin. Bende kafaya taktığım fakat farkında olmadığım bir sebep yüzünden ortaya çıkmıştı. aylarca ruh gibi dolaşmıştım. Sonunda uzman desteği ile doğru soruları bulup doğru cevaplar verdim kendi kendime. Arada bir uğrasada kolayca savuşturup hayatımı daha bi güzel devam ettirmeye başladım.
Bir kez geldi mi üzerinize yapışıp kalan histir. insanı bol bol kendisiyle konuşturur.
Aylar geçirirsiniz bu hisle belki de daha yıllar geçecek bilemezsiniz. Defalarca farkına varırsınız düzelmeyecekse uğraşma dersiniz kendinize. Ama bir an gelir yine uğraşırken bulursunuz kendinizi. Küfür edersiniz her şeye.
Belki de rahatlatan tek şey bu küfürler olur. Ağız dolusu...
Hayat gerçek yüzünü gösterdiği andan itibaren yaşanan histir. O his geldi mi kolay kolay bırakmaz yakayı. Vesvesedir, bilirsin ama atamazsın üstünden.
Evet hiç bir şey düzelmeyecek ve bu gidişat değişmezse yaşama sevincine dair hiç bir reaksiyon göstermeden, adeta ölü gibi yaşamaya devam edeceğiz. Bu da bizi doğrudan ya da dolaylı yoldan gerçek ölümün, kendi kıyametimizin kollarına bırakacak.