acısıyla tatlısıyla bu dünyada ne varsa hepsi biz insanlar içindir. gün gelir gülerek geçer saatlerimiz, gün gelir ağlayarak geçer. hayat mutsuzlukla harcanacak kadar uzun değil bunu da unutmamak gerek. dışarda akıp giden bir yaşam heyacanlarıyla, mutluluklarıyla biz farketmek istemesekte hızla akıp giden bir zaman... doğan her güneş için ömürden gidiyor derler.
hafif tehdit unsuru içeren cümledir sezen aksunun bir şarkısında geçen sözdür. hatta devamında her an yeniden sevebilirim der. kanımca eski sevgiliye ya da eski olmaya aday sevgiliye gönderilebilecek en iyi sözdür.
ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki? mottosunu akla getirir.
hayatta herşeyin bir muadili olduğuna göre ve insan egosu tatmine yönelik olduğuna göre geçerli olan bir önermedir.
aslında zamanla azalan acıları simgeleyen söz öbeğidir. ananemin zamanında anneme söylediği bir sözü anımsattı bana. bir şeye üzüldüğünde kalbine 40 tane iğne saplanırmış, yüreğin acırmış. her gün birer iğne düşermiş ama son iğne ölene kadar orda kalırmış. ananemin vefatında annem bunun doğruluğunu bir kere daha anlamıştır. ***
dünya üzerinde hiç birşey sonsuza kadar sürmez, en kötü sey bile gelse insanin başina o yara uzerine kabuk bağlar sadece. dünyada iyi yahut kötü hiç bir şey baki kalmaz tek baki kalan mezar taşaridir. onlarida araklayip kaldirim yapmaz iseler...
insanlara verilen en büyük nimetlerden biridir unutmak. böylece zamanla acılarda unutulur, eskisi gibi etkilemez insanı. her gün listeye bir yenisi daha eklenirken, acılar ilk günkü gibi kalsa nasıl yaşanırdı ki. şükürler olsuun ki unutuyorum. *
unutmaktan nefret eden ve hayata dair en küçük detayın dahi yara bıraktığı kişilerde gerçekliğini yitiren söylemdir. insan sonsuza dek yaşayacak olsa, bazı yıkımlar asla unutulamayacaktır. bilinçaltında daha da büyüyüp çözülmesi imkansız düğümler oluşturacaktır.
acıdan kasıt dünya dertleri veyahut ölümse doğru bir tespittir. zira eğer dünya ebedi olsaydı, insan içinde ebedi yaşasaydı ve ayrılık dahi ebedi olsaydı, acıların, üzüntülerin, dertlerin ve kederleri bir manası olurdu. fakat madem bu dünya bir misafirhanedir bu acılar elbet son bulacaktır. ama bu acı insanın dünyada yaptığı kötülükler sonrasındaki cehennem azabıyla yaşanacak acı ise işte bu sonsuza dek sürecektir.
birinci olarak; kisi, olumunden sonra bir yasama sahip olmayacagi icin dogrudur.
ikincisiyse; kisi, kendisinde acinin nedenini buldugunda mantikli olarak bu yarayi kapatacaktir, ve ayni aciyi cekmemek icin gerekeni yapacaktir, dogrudur.
doğru dışardan bakıldığında;
hiç bir acı sonsuza dek sürmez fakat acının yaşandığı an sonsuz gibi gelir. kişi o anda o acının biteceğini idrak edemediğinden, sonsuza dek süreceğini düşünür ve acı sonusuza dek sürse belki bu kadar yaralamaz kişiyi. *
Kalbin ağlasa da, gülümse inadına
Düşler takıp saçlarına yürü umutlara...
Düşler takıp saçlarına yürü rüzgarlara...
Kurduğun hayalleri, ayazlar yıksa da,
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana...
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana...
O pembe gülyüzünü, kederle soldurma
Dalda ki son yaprak gibi
Sarıl hep hayata...
Kurduğun hayalleri ayazlar yıksa da,
Sen yeter ki hep hayal et,
Hayat döner sana.
Unutma !
Göğün asıl rengi mavidir,
(bkz: En kör gece bile sabahtır sonunda,)
Kalbin ağlasa da gülümse inadına
Düşler takıp saçlarına, yürü rüzgarlara...
O pembe gülyüzünü kederle soldurma
Daldaki son yaprak gibi
Sarıl hep hayata...
Geçerken acılardan gülmeyi unutma
Fırtınalara direnmektir yaşamak biraz da,
Kurduğun hayalleri yağmurlar yıksa da
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana...
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana...
alıntıdır..