Hakan gündayın piç isimli kitabının sinema filmi haline gelirken aldığı isim.
gördüğümüz 3-4 teaser üzerinden yorum yaparsak afedersiniz ama sik gibi olacağa benziyor. ayrıca teaserda kitapta piçleri tanımlayan vurucu cümleleri, fikret kuşkan ne halta dayanarak sikimsonik hamlet oynarmışcasına bir ses tonuyla okumuş anlam vermek imkansız. umarım ben yanılırım ve kitap gibi harika bir film olur fakat olmazsa, o kitabı böyle piç etmelerine izin verdiğin için sana kol gibi laflar hazırladım hakan günday.
hakan günday ın kitabından uyarlanmış filmin adı. teaserları görünce eyvah dedim. eyvah çocuklar döndürmeyin dedim ama duyan olmadı herhalde. filmden sonra nerede ergen ve Hâlâ ergen beyni taşıyan insan varsa iletileri ile piç tanımı yapacak muhtemelen. teaserlar da bir şey vaatetmiyor zaten. devlet tiyatrolarından kopma bir kadın sesi, bir odadan fırlayan 80 tane adam. şu teaserdan bir şey anlayan varsa beri gelsin.
"nen var hatun?" sorusunun genel yanitidir "hic". "tamam o zaman" demenizle "sen beni hic anlamiysouunnn" denmesi ile o hiclerin bircok seyi anlarsiniz. oyle de sikik bir kelimedir kendileri.
felsefenin en üst noktası. altında en derin anlamlar yatan türkçe kelime. yaptığımız her şeyin göreceli olarak değersiz ve olmamışla eşdeğer olduğunun ifadesi. insan mütevaziliğinin ulaşabileceği en yüksek noktanın aslında yokluk olduğunu farkedebilmek... bunu farkedenler nadirdir. tarihte bilinen ilk örneklerinden socrates var örneğin. o rezil kezbanların ve ayaklarıyla yeryüzünü yarıp geçen erkeklerin "bildiğim tek şey hiçbir şeyi bilmediğimdir ne orcinıl sözdür yaw hayat felsefem swh swh" tarzı socrates'i benimseyen tavırlarını bir kenara bırakırsak, insanlık tarihine gerçekten tarihi bir ayar vermiştir socrates:
The ancient oracle said that I was the wisest of all the Greeks. It is because I alone, of all the Greeks, know that I know nothing *
aslında sadece insan mütevaziliği de değil. bu bir gerçek. gözlerimizin önünde bir anıt gibi duran bir gerçek. atatürk büstü gibi. her yerde olduğundan onu esgeçiyoruz. ama ne kadar değerli bir gerçek ve o etrafımızı kuşatmış ve gözümüzün önünde.
bunun bir de nasreddin hoca'lı versiyonuna sahibiz. hani hepimiz biliriz, birisi gelir sorar hoca kimsin diye, o da der hiç. konuşma sırasında hiç makamının insanın ulaşabileceği en yüksek nokta olduğu ortaya çıkar. insanın başarılarının, yaptıklarının, gururlandıklarının ve bunların benzerlerinin tümünün göreceli olarak zerre kadar olduğu gerçeği ve bu gerçeği kabullenmek...
bir de, çamur grubunun bu kelimeyle benzer anlamlara sahip "yok" kelimesi adında güzide bir şarkıları vardır. çaresizliğimiz işte bu kadar. 65-70 yıllık bir ömürde, kimimiz için daha da az, tüm işlerimizin rüzgarda savrulan yapraklar gibi savrulacağı gerçeği...
bir yokluk ifadesidir. aslında insanın kendi haddini bilmesidir. varlığın geçici olduğunun idrakinde olan insan hiçbir zaman "hep" demez; ben demez. hiç der; sen der...
Dünyevi tüm isteklerden sıyrılıp nefsi her yönüyle terbiye edebildikten sonra erişilen makam.
Gerçek hayat ancak o makamda yaşanabilir der mutasavvıflar.
'her canlının ölümü tadacağını,ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim' derken Mevlana belki de bunu söyler.
Ölmeden önce ölebilmektir hiçlik.
zerre olduğunu farkedip deryaya kavuşabilmektir.
tasavvufi olarak "benlikten kurtulmak, iddiadan vazgeçmek, nefsin başını ezerek terbiye etmek" anlamına gelir. bu halde olmaya "hiçlik" denilir.
tekkelerin duvarlarına "hiç olursan, hep olursun" sözü asılırmış.
Ne düşünüyorsun diye sorulduğunda cevap veririz ya;
"Hiç" diye.O hiç ne demek bilir misiniz ?
Bazen:Hiç demek; o kadar şey var ki ben de sana dair, anlatsam bir yanardağdan taşan lavlar gibi dağlanır yüreğin demek..
Hiç demek; adını ağzıma aldığımda o kadar çok tamlayan sözcük var ki, duysan belki iki elinle beni boğabilirsin demek..
Hiç demek; her an seni düşünüyorum, hep aklımdasın, hayatımın anlamısın, söylersem bunları benden kaçar mısın demek..
Hiç demek; hiçbir zaman bir hiç demek değildir aslında, hiç ağızdan bir çırpıda söylenen 3 harfli bir kelime, aslında söylenemeyen ve içe atılan sonsuz cümleler demek...
kavranması zor bir kelime. Daha çok türkçe'ye özgü. Genelde batı dilleri bu kavramları latince ve yunanca'ya borçludur. genelde "hiç" demek isterken, daha çok "hiçbir şey" derler. tıpkı "nihilum"(ni-hilum) ya da kısaltması olan "nil", buradaki hilum sanırım yunanca olan "hyle"(madde) ile olan bağlantılı. Fransızca'daki aucun ya da neant kelimeleri için de geçerli bu. Aucun, köken olarak latince aliquem+unum'dan gelir o da yine bir şeyin yokluğuna atıfta bulunur. Yine Fransızca'da "neant", "ne entem"'in bitişmiş hâlidir yani "no entity" gibi, kökeni "ens"tir, latince varlık anlamına gelir. salt insanlar için kullanılmaz, herhangi bir şeyin yokluğudur. Sanırım "hiç" pek karşılığı olmayan bir kelime.