-sabahları tuvalet sırası beklemek zorunda kalmadan dersine gidebilen üniversitelidir.
-temizlikçilerin artiz artiz odasına girip 'hadi, hadi, hadi dışarı temizlicez!' demelerini duymamış üniversitelidir.*
-iğrenç yemekleri yemek yerine, yemek fişine günlerce su almak zorunda kalmamış üniversitelidir.
-akşam 11'de yurda giriş yapma mecburiyeti bulunmayan üniversitelidir.
-bir dönem sonunda eve çıkmanın verdiği huzuru o saçma yerden kurtulmuş olmanın verdiği rahatlığı yaşamamış üniversitelidir. *
parası çok olan üniversitelidir ya da akrabalarında kalıyordur.
4 yılı yurtta geçen bi insan olarak şunu söyleyebilirim: çok sıkıntılı dönemler geçirseniz bile arkanıza döndüğünüzde sadece güzel zamanları hatırlıyorsunuz. elemi gitti lezzeti kaldı misali.
sabah kahvaltıda 2. dunya Savaşı'ndan kalma zeytin ile kirec aromali peyniri yememis, masanın üzerine koyduğu neskafeyi wc den gelince yine yerinde bulabilmiş üniversitelidir...
1-0 yenik başlayacak olan üniversitelidir. iyi ve kötüsüyle üniversite hayatına en iyi yurtta başlandığını ve deli gibi tecrübe kazandığını düşünürsek bunu hiç yaşamadığı için anlayamayacak ve pişman bile olamayacak olandır.
şanslı insandır. yurt hayatını sevmez, yemeği kafasına göre yer gecenin bir yarısı uyanır yemek yer. sabaha kadar arkadaşlarıyla muhabbet eder. evinde sigarasını içer paşalar gibi yaşar. ayrıca hayatı öğrenmek yurtta değil evde olur. her ay fatura, kira, erzak vs işleriyle uğraşır bir ev geçindirmeye çalışır.**
yurtta kalana göre bazı yönlerden dezavantajları olan üniversitelidir. zira yurtta eliniz sıcak sudan soğuk suya değmez. ayrıca dışarıda yemek yiyip, akşam fişine tost, hamburger yemek, çalışma odalarında rahatsız edilmeden sabahlara kadar çalışmak gibi güzellikleri vardır yurdun.
kalmadım hiç, iyi ki de kalmamışım. sabahın köründe zorla namaza kaldıran adamlarla, kurtlar vadisi olduğu gün racon keserek tv'yi kimliklerine geçiren adamlarla yaşamadığım için hiç üzülmedim şimdiye kadar. *