genelde sözlükte başa gelendir. 1 kere belki görmüşsündür. ilk defa konuşuyorsundur fakat o kadar ısınır, seversin ki tüm hayatını, dertlerini anlatmak istersin. artık tanıyorsundur fakat sabah uyandığında hatırlamayacak veya bu olayı devam ettirecek cesareti bulamayacaksındır. ilginç bir şey.
ancak 'güven bana' gibi bir yarışmada olabilecek durumdur. adamın birinin gelip yalandan yemin etmesiyle de suistimal edilebileceği açık edilmiştir. risklidir. tanıdığınız birine güvenip de aslında tanıdığınızı sandığınızı anlamanız kadar yaralamayacaktır.
the negotiator filminde yapılan bir durumdur. ana karakter, çaresiz kalmıştır ve bir başkasından* yardım ister. o ise neden ben diye sorduğunda ana karakterin cevabı şu söyle olur "arkadaşların ihanet ettiğinde, sadece bir yabancıya güvenebilirsin."
aşk güvendendir, analık güvendendir, babalık güvendir, dostluk güvendir, sınavdan alacağın not kendine güvenindir. bütün bunların sarsılmazlığı... anlık sanrılar. sonsuz sadakat, inanç, fedakarlık... beklediğiniz hangisi?
fedakarlık, feda edip kar gütmeyi beklemekten gelir. buna mı güven diyorsunuz?
garantiye almak kendini, vefaya sığınmak... bunun için parçalanmak. zayıfsanız yaparsınız, sonsuzca güvenirsiniz.
tüm bunları yitirdiğiniz noktada güvenin aslında bir bok olmadığını benimsemek... neticede tanıdıklarınızdan geldi ne geldiyse. sığınıp, garantiye aldıklarınız acıttı.
tanımadığınız biri de onlardan farklı değil. o da güvenin anlamını bilmiyor ve o da sizi yaralayacak. öyleyse, neden ondan esirgenesiniz ki?