Öncelikle bunu anlayabilmek veya kabullenmek belli bir yeti gerektiriyor yani gerçekten anladıysan tebrik ederim o yüzden.
Şanssızsın çünkü kimse kimseyi gerçekten sevmiyor ama şanslı olan kesim bir şekilde gerçekten sevildiğine inanacak kadar saf. Bu saflığından dolayı da daima pozitif kalabilir bu şanstır bir bakıma.
Sevgi dediğimiz şey karşındakinin beklentilerini karşılama ölçütünle ilgili bir şey. Lütfen kimse sevgi duyarına girişmesin. Beklentilere uymadığın noktada hata diye tanımlanmaya başlarsın.
Umut en son kötülüktğr demiş niche. Buda farke ttiğiniz zaman size en buyuk acıyı veren andır.
Yaşadığımız hayatın zorlaşan şartlarının kadınların zaten değişmeye çok müsait olan adapte olmaya çok müsait olan rahatlık ve erkek kadın ilişkisi olayına tecavbuz etmes' sonucu ortaya .ikan acınası durumdur. tarafları içten içe elma kurdu misali zaman içerisinde btirir ve öldürür.
Hayattan zevk almayı unutur umut kapılarının art arta ansızın savaşa girmiş kalelerin kapıları gibi kapandığını görür duyarsınızç Sonuc ne olur. Herkes biliyor sonucu bu kısmı yazar açıklamamış okuyucular kendi çıakrımlarını yapsın istemiş. Farklı amaetkli biredebi yazım türü
Ben bu sevgi ve aşk denen şeylerden çok sıkıntı çektim anlamsızca ümitler yaşadım ve artık sıkıldım. Bu zamana kadar sevgimi gösterdiklerimden ya da aşkımı ilan ettiklerimden ya red yedim ya da görmezden gelindim. Sonra anladım ki sevilmek herkese nasip olan bir şey değilmiş, meğerse sevgi herkese nasip olmuyormuş. O yüzden ben kalbimi kilitledim ve anahtarını sonsuzluğa fırlattım. Size tavsiyem eğer benim durumumdaysanız bırakın bu duyguları ve artık kendinizi daha fazla yıpratmayın, hayatınıza odaklanın.
kendisini sevmekten başka çaresi olmayan insandır.
çok sevdiğini iddia eden oldu ama hiçbiri inandıramadı. hiçbiri beni benim kendimi sevdiğim kadar sevemedi. başta cazip geldi ama herkes o kadar sahteliğe alışmış ki bu kadar gerçekçilik fazla geldi bi yerden sonra. tavsiyem siktiredin. kendinizi sevin.
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin O'nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim..." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...
iki seçeneği vardır bu canlının.
Birincisi sorunu anlatmıştır ve tedavi için yapabilecek şeylere bakar. ikincisi durumu kabullenmek ve hobi olarak insan sevmek.
sevme sevilme dertleri olmadığı için içleri çürüdüğü için meclise sokulmaları halinde ortalığın amına koyacak adamlardır. yapın lan askerliği 4 sene savaşsınlar pezevenkler bana ne. evlenenlerden 3 kat fazla vergi alın çok da sikimde.
bu adamları toplayıp meclise yollayacaksın. sevme sevilme dertleri olmadığı için bütün enerjilerini memlekete harcarlar. ülke kurtulur bari.
adamlar dedim bak nedense. kim söylettiyse çıktın ortaya.
her zaman içinde ufak da olsa bir umut taşıyan insandır.
bu uzun süreli yalnızlık hali onu üzer ama aynı zamanda güçlendirir de. içine düştüğü duygusal boşluğu bol bol kitap okuyarak, kafasını dinleyerek, film seyrederek, yararlı pek çok yazı veya makale okuyarak geçirir. kendi değerini maksimum seviyeye çıkarmaya çalışır. elbet birisinin onun değerini bileceğini ve onunla mutlu mesut yaşayacağını zanneder...
fakat türk kızı gerçeğini çoğu zaman gözardı eder.
Keşke farkında olabilse. onu sevecek olan yaratıcının zaten sevdiğini keşke bilebilse.Belki o zaman bu kadar üzülmez, boş bir hayal için bu kadar gözyaşı dökmezdi. Her seferinde aynı şeyleri yaşamaktan bıkmaz, onu asıl sevene yönelebilirdi.