bu isimde, digital playground adlı porno film şirketinin çevirmiş olduğu bir film de vardır ayrıca. Aşağıdaki linkten filmin dvd afişi ve trailer'ı izlenebilir.
(bkz: https://store.digitalplay...productdetail.php?pid=554)
all audiences * olarak geçen film. rated-r olmayan bir hitman filmi izlenemez bence. bir de timothy olyphant, oyunundan bildiğimiz 47'nin karizmasını bozmuş, hatta yerle bir etmiştir. bu karakter için fazla babyface kaçmaktadır. her ne kadar vin diesel'dan iyi de olsa, daha iyisi muhakkak bulunurdu be kardeşim. hollywood'da oyuncunun köküne kıran girmedi ya. ayrıca hiç mi son oyunu açıp, hiç değilse adamın tipine bir bakmadılar? tabi kurgu, ayrı bir hikaye. bildiğiniz üzere bütün hitman oyunlarının kurgusuna ve oynanışına resmen akıl sinmiştir. son oyunu oynayıp bitirenler, beni anlarlar. bunu verebilecekler mi acaba. yine de orjinal 47'nin hatrına gidip izleyeceğim.
edit + not: trailerları izledim ve bu görüşlere vardım. filmi izledikten sonra ayrıntılı bir eleştiriyi ayriyetten yapacağım.
edit 2: farkettiyseniz 2. trailer'ın sonunda hitman: blood money'nin ana menü teması çalmaktadır. belirtmek istedim.
Türkiye'de çıkış tarihi gene ertelenmiş filmdir.Yeter artık aminakoyum ağaç olduk.
vin diesel'n başrol olmadığına sevindiğim filmdir, zira boyu kısadır bodur pehlivanlara benzemektedir.jason statham'n da boyu kısa olmakla beraber yüzünde hep bi kızgınlık ifadesi vardır.Hitman kesinlikle sinirli bir karakter değildir, yüzünde zerre kadar tebessüm yoktur.Timoti film için iyi bir seçimdir,kıllısını aramamak gerekmektedir ,lakin senaryoyu bilemicem.
hitman, nami diger 47, uzun zamandir sabirsizlikla bekledigim ve nihayetinde izledigim film. hitmanin butun oyunlarini bitirmis ve yaklasik 4 kez silent assasion yapmis biri olarak, hitman hayranlarina sesleniyorum bu filmi kacirmayin . aktorumuz, rolune o kadar iyi calismiski hitmanin o meshur sola dogru kambur yuruyusunu bile kusursuz yapmis. bir de rusya da tren istasyonunda gecen bir sahne, esas oglanimiz oyunda ki gibi silent assasion olmak icin rus polisini imha eder ve onun kiyafetlerine burunur, filmin diger guzel bir yani ise, oyunlari yuzunden bir cok sinavdan kaldigim kahraminizin, istanbul kapali carsisin da gezmesi ve galata kulesinde sayisiz adam oldurmesidir.siddetle tavsiye edilir.
"eh" diye tabir edilebilecek oyun serisi. bu oyunun grafik ve fizik motorunu da ben yapacaktim. yarisini bitirmisler, acidim. ama sevabina yardim ettim. ati gpu'lariyla iyi anlasir. nvidia gpu kullanan ekran kartlariyla [ayni gpu ve bellek hizlarina sahip olsalar dahi] ayni verim alin(a)maz.
bu film hitman oyunun destansı kaotik yapısına erişememiş çünkü filmin yapımına izin veren stüdyo sahipleri sanırım filmin baharatını ne yazık ki fazla tutmuşlar. macera, aşk, şimdi çok kızdım gününü göstereceğim sana gibi..
Baştan söyleyeyim Hitman en sevdiğim bilgisayar oyunlarındandır. Filmin kullandığı müzikler, mekanlar ve de stiller açısından oyuna bağlılık var, o açıdan takdir ediyoruz. Filmin bir kısmının istanbul'da geçmesi, Lost ve Prison Break dizilerinden çok sevdiğimiz Desmond Hume ve T-Bag karakterlerini canlandıran oyuncuların da filmde bulunması da artı olarak görülür elbette.
--spoiler--
47'nin planları da akılcıydı. Diana'nın sesini duymak güzeldi. Bir de, 47'nin girdiği bir oradaki gençlerin de Hitman oynuyor olması, çok güzel bir sahneydi.
--spoiler--
Ama;
1- Hitman'i, oynaması en imkansız adam oynamış. Bu adam fazlasıyla yakışıklı ve 47'nin duruşuna asla sahip değil!
2- Holivud yapımı olduğunu belli edercesine, olaya kadın sokmak da havayı bozmuş kesinlikle.
3- insanı fazlasıyla şaşırtan kurgu/mantık hataları.
--spoiler--
Mesela metro istasyonundayken silahların değişmiş olması ve suya atladıktan sonra mağazadan girip aldığı takıma iki adet katana saklayabilmiş olması. Oysa zulası da ele geçmişti!
Ayrıca Türkiye-Rusya sınırı yok ki!
--spoiler--
Oyunu fazla sevdiğimden midir, sevmedim hiç filmi. 6/10
ikinci bir resident evil olma başarısını kaçıran ünlü bir video oyununun sinema uyarlamasıdır.
bir yandan nostalji yapımlar ve marvel uyarlamalarla ilgi çekmeyi başaran hollywood video oyunların sinema uyarlamaları ile ayrı bir dal oluşturarak sinema severlerin karşısına cıkmayı sektör haline getirdi.
hitman müptelalarının filmi büyük beklentiyle izlemelerinden ötürü begenmemeleri normaldir lakin 47 seçimi dogru ancak 47 nin kız ile olan ilişkileri berbattır. bu derece soğuk katil imajı yüklenen bir role karşı bu derece seksi ve her nerde olursa olsun hoslandigim erkekle yatarim düşüncesine sahip dişi rol filmin soğuk, acımasız yanını bulandırmıştır.
sadece aksiyon öncesi izleyiciyi hazırlama müziklerini değil bourne identitynin neredeyse senaryosundan da alıntı yapıp üzerine prison breakin ünlü t-bag'ini ekleyen yapımcılar, izleyicilerde beklenen etkiyi başşaramadı. iyi başlayaıp soluksuz devam eden film kimi aralar seksi şempanzeden kimi zaman da senaryonun eksiklikleri yüzünden soluk molası vermek zorunda kalmıştır.
dileriz ikinci film resident evil-bourne identity karısımı olarak degil de özgün bir hitman olarak karşımıza cıkar.
Filmde St Petersburg diye kullanılan yerlerin çoğu Sofya'dır. Klise Bulgaristan Sofya'daki Aleksandır Nevski klisesidir. Tren garıda Sofya'nın tren garıdır.
evde internet kullanmayı geçtim. inteRnet cafeleRe biLe damsız giRilemeyen zamanlaRdı. ne google ne youtube vaRdı. exploReRı açtığımızda yazacak adRes bulmak için, inteRnet cafeleRdeki sehpalaRın üzeRine atılmış bilgisayaR deRgilerinin içlerine bakardık. çok net anımsıyoRum. kadıköy uğuR dershanesinin karşındaki inteRnet cafeyi . elbette ozamanlaR inteRnet cafe diye bir kavRam yoktu. cafeleR vaRdı. içleRine inteRnete bağlı 2 yada 3 bilgisayaR konmuş, gayet ciks cafeleR. inteRnet amaç, yada aRaç değiL, tam anlamıyla lükstü.
evdeki bilgisayaRımda daha dünyaya açılmamış olmanın veRdiği huzuRla format atmadan seneleRce "idaRe" edeRdi. sonRa heRşey çok hızlı değişti. aRadaki "an"larım donuk donuk resimleRden ibaRet. süRecin başını hatırlıyoRum sadece. ama hitman 'in hikayeye nezaman dahil olduğunu çıkaRamadım. tek hatıRladığım bugünlerdeki lost u bekleme hissiyatımla paralel biR sabıR eşiğim olduğu. hayatımda kendimi bileRek oynadığım ilk first peRson shooteR oyundu belkide. ( diablo 'yu ayRı tutuyorum) elime silah almanın müthiş egosunu tattığım, ilkkez biRileRini öldürmekten keyif aldığımı anladığım oyun ! tek cdye sığıyor olmasına rağmen dönemin gRafik teknolojisi düşünülüğünde hiçte yabana atılır biR oyun değildi. sanıRım beni en çok oynaRken, bir stRateji beliRlemek zorunda olmam etkilemişti. (faR cRy kadar olmasada) geRçi abartmayalım , beynim atıpta sıfıR strateji ve planla binaya dalıp içerdeki adamı yangından mal kaçırıR gibi kurtaRdığımda olmuştuR.
uzatmayalım. oyunun hastasıydım işte. o yüzden sinema filminin çekileceğini öğrendiğimde fena heyecanlanmıştım. kendi kendime agent 47 yi kimin oynayabileceğinin değeRlendiRmesini yapıyoRdum. doğrusunu söylemek geekiRse ben bu göRevi -Rolü- nicholas cage - 'e uygun bulmuştum. kafasında barkod dövmesiyle bu rolün hakkından geleceğini zaten ıspatlamıştı face offtaki rolüyle.ancak elbette holıvuud üzeRinde bir yaptıRum gücüm yoktu ve yönetmen Xavier Gens cage'in yeRine timothy olyphant 'ı seçmişti hiTman olaRak. eh dedik. die haRd 4.0 de sevmiştim agayı kötü adam olaRak. neden o olmasındı ki ..
kafamdaki senaRyoda da uçmuştum Resmen. sene 2007 ve sinema teknolojiside aşikar olunca inanılmaz biR oyun-film show hayal etmiştim. en azından mission: Impossible deki ethan hunt'tandaha bir atRak daha bir karizma olmalıydı. çünkü o benim hayatımda efsane ajandı. işte bu yüzden yanlışlıkla ispanyolca hitman'i indiRdiğimde filmi rezil etmiyim diye izlemedim bile. siLdim hemen. iki gün sonRa ingilizcesini buldum (tanRı biR kez daha toRRenti korusun) cep telefonumun sesini kısdım ve kuruldum bilgisayaRımın başına. (nedense önemli filmleRi bilgisayaRda izleme gibi biR huyum vaR) ışıkları kapattım ve belki biRşey olur die bekledim duRdum filmin sonuna kadaR.
ı ıh. olmamıştı. beklentimin yarısın bile karşılıyamamıştı film. tamam. en sevmediğim huyumdu büyük beklenti ile cd playıRa filmi itmek ama yinede biRaz daha iyi biR hiTman'i hak edecek kadar çok biTiRmiştim oyunu. timothy olyphant'a b.k atmıyoRum. yada olgaKurylenko'ya. (elbette daha güzeLLeRi var dünya üzeRinde ama film için yeteRli bi hatundu) yoksa (bkz: kate beckinsale)
nede çok heyecanlanmıştım biRde filmin bazı sahneleRinin istanbulda çekildiğini öğRendiğimde. hatta kapalı çaRşıda geçen bölümleRi izleRken hafif ezik guRuRuda yaşamadım deiL. ama türkiye hala james bond 'un tüRkiyesi holıvud gözünde(neyse bu apayRı bir konu) yanlız ajanımız kızcağızı galata kulesinin yanında o kumaş parçasıyla yanlız başına bıRakınca -aha- dedim. kız gitti elden. lan o kız iç çamaşıRsız o sokakta bıRakılıRmı. neyseki setten en az 150 kişi vardıda kızı tüRkiyeden sağ salim çıkaRabilmişleR
efenim sonuçta büyük beklentim yüzünden heba olan filmler listesine aldım hiTman'ı. en kRal ajanımız halen the Bourne Supremacy deki Jason Bourne roluyle Matt Damon ...
--spoiler--
rus kadın* ne yaparsa yapsın başrol abimizin el sürmediği, bir tane öpücük bile konduramamıştır. yakışıklı adamsın, öpseydin bari. kız memesini açıyor, dal taşak geziyor* bizim hitman de tık yok.
ayrıca hitman in rus bayana hadi sana elbise almaya gidiyoruz dedikten sonra götürdüğü yer ve aldığı elbise çok dikkat çekti. elbise almadan ve giymeden daha kapalıydı rus kadın. ayrıyetten de yurdum insanını harbiden tanıdım. biz film çekilirken hep kameraya bakarız, el falan da sallarız.[kesilir tabi] işte burada kameraya bakmıyor yurdum delikanlıları ve amcaları. direk rus bayanın vücudunda. iki tane amcamız var, direk popoya odaklanmışlar.
oyunu da olan bir film. filmin bir sahnesinde türkiye'ye gidilmesi her ne kadar mutluluk verici olsa da orda yakalanan insanın yaşayışını düşünce bir buruklukda gerçekleşiyor. ayrıca filmin bir sahnesinde iki çocuğun "hitman" oynarken görüntülendiği değişik bir yapım. arşivlik kategorisine girmemesi gereken bir film.
yıllar önce kaybetiiğim kardeşimi bulmuş gibi bulduğum , bir o kadar görünce bana o günleri hatırlatıp beni sevindiren dostum. istikrar iyi birşeymiş sayesinde anladık, ikimizde rumuzlarımızı değişmemişiz senelerdir. *
film hayal kırıklıgı yaratmadı bende, aksine oyunun ilk müdavimlerinden biri olarak ilk sürümünü hatırlattı.
gizli, titizlik içinde, hata kabul etmiyen, sezsizce yapılan görevler ama insan bazen zıvanadan çıkıp etrafa ateş saçabiliyordu. Detaylar gayet iyi idi.
hatırlarım bazen uzun süre ateş etmezsiniz.
yine öyle kamp bölümünü görevini sezsizce geçerken, arkamda sessizce beş arkadaş toplanmıştı.
filme gelirsem tekrar, ikinci önemli nokta tabiki ukraynalı güzel.
hitman amcamızın karizmasının çizildiği filmdir. oyundaki o sertlik asalet duruş bakış falan kalmamıştır. mantığa aykırı sahneler vardır. * ama yine de oyuna sadık kalınmıştır.turkiyenin rusyaya sınır olduğunu da bu filmde öğrendik teşekkürler holiwood. filmin bir kısmında turkiye de geçmektedir.* ama istanbulu arap hint karışımı bir yer gibi göstermiştirler.*
