Histoloji ve embriyoloji tip fakultesinde ilk 2 sene egitimi verilen derstir. Ayrica hemsirelik biyoloji ebelik fizik tedavi ve saglikla ilgili diger branslarda da egitimi vardir. Hucre ve doku bilimi ile anne karninda bebek gelisimini inceler. Tüp bebekle ilgilenir. Mikroskopta preparat bakilir. Tipta uzmanlik sinavinda 8 sorusu vardir toplamda 4 puan getirisi vardir. Zor ama bi o kadar eglenceli branstir.
Lisans hayatimda beni en cok zorlayan derslerden bir tanesi iste bu derstir. Hocadan kaynaklaniyor da olabilir, benden de, dersten de.
Cok fazla detaylandirilabildigi icin ucu bucagi yoktur kendisinin.
Kısaca hücre bilimi olarak özetlenebilir.Tıp okuyan bir öğrencinin vermesi gereken ve ders sayısının yüksek olduğu bir derstir.Eğitimi teorik ve pratik beraber verilir.Teorik ders ciddi manada ilgisi olmayan , araştırmacı kimliğe sahip olmayan ve kaliteli hocası olmayan birisi için sıkıcı ve zorlayıcı olabilir.Tıp fakültesinde histoloji dersi , vücudun hangi bölümü işleniyorsa buna paralel olarak işlenir.Mesele kemik kurulu bununla alakalı kemik histolojisi ve embriyolojisi şeklinde verilir.Ders genel olarak tanımlamalar ve bunun üzerine tanımı yapılan hücrenin histolojik resmi şeklindedir.Dersi alan arkadaşların histolojik resimlerde dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan bir tanesi hücrenin vucudun hangi parçasına ait olduğu ve ayırt etmek için neye dikkat edilmesi gerektiği.Örnek vermek gerekirse eritrosit hücresini ben kayısı kurusuna benzetiyorum.Eritrosit hücresinin ortadan basık olması ve kenarlarının şişkin olması benim eritrosit hücresini ayırt etmem için bir ipucu.Bunun yanında pratik dersi güzel ve donanımlı bir histoloji laboratuvarında daha verimli geçeceği kanısındayım.Bu imkanı en iyi özel üniversitelerde tek kişilik kullanılan mikroskoplar da alınabilir.Çok kalabalık laboratuvarlar sizin hücreleri yeterince inceleme ve bulmanızda sıkıntı çıkarabilir.Sınavı genelde , teorik olarak test ve pratik olarak hocanın mikroskoptan hücreyi gösterip hücrenin nereye ait olduğu ve ne hücresi olduğunu istemesi şeklindedir.
Histoloji konusunda benim fikrim şu an Türkiye\'deki en iyi hoca Prof. Dr. Hakkı DALÇIK.http://tip.fatih.edu.tr/?cv,MTY3NDU
Ayrıca embriyoloji konusunda kendisinin çeviriliğini yaptığı çok güzel bir kitap vardı.tavsiye ederim http://www.nobeltip.com/t...22&CID=17&PID=151
Derste uyurken ağzımdan salyalar akmasaydı,anlamlı bir ders olabilirdi!
Soruyu hazırlayan hoca da soruları kitaptan sormaz ise hayata ve insanlığa bakış açınızı değişir!Tabi bir fizyoloji dersi kadar değiştirmese de gene insanlıktan çıkarsınız.
Dersin labına giren asistan bozuntusu da not tuttuğumuz defterleri,çizimleri beğenmez,aşağılama görevini başarı ile icra eder!(illüstirasyondan,resimden anlayan biri olsa içim sızlamayacak!)Ertesi hafta okula öğrencilik yıllarından kalma defterini getirir.Böyle düzgün olacak der.(Resimlere bakarsanız, bknz: beyin bedava!)
Calisirsin veya zekisindir ve sonuçta tipi kazanırsın. Açık kalp ameliyatına gircem diye beklerken eline boya kalemlerini verip al yavrum gördüğünü çiz derler.
20 güne kadar gireceğim doktora yeterlilik sınavı için kitabını bitirmem gereken ders. yine bitirmem gereken toksikoloji kitabıyla kıyasladığımda sevimli geliyor.**
21 yaşındaki bir insanın çantasında resim defteri ve boya kalemleriyle "okul yolu düz gider çocuklar bayram eder" modunda fakültenin yolunu tutmasının yegane sebebi.
bu ders değeri sonradan anlanan anne ya da aşık olunduğu geç farkedilen en iyi arkadaş gibidir.. ilk aldığım zaman sikerim böyle dersi ezber ezber demiştim..allah da biliyo ya , o karaciğer prepatında misal adam aziniydi , periportal bölgeydi , safra akışıydı bişiler anlattıydı ben de oh lan karaciğer kolaymış altıgen altıgen ne güzel ehueeheh diyip kestirip atmıştım.. hocalar o zaman derdi patonun temeli budur yapmayın etmeyin diye..
neyse gün oldu devran döndü , patoyu da gördük.. o zaman da çok mühim gibi gelmedi.. yani konular belliydi neticede bugün karaciğer yapıyoruz bugün pankreas yapıyoruz. biliyosun önündeki şeyin nolduğunu..
sonra hastanede bi lab. da otururken gayet önlüklü ve gayet karizmatik bi biçimde yanında staj yapılan tonton abi , gel bakalım hefe bi bak ne görüyosun diyince , anladım bu dersin önemini..
önümdeki dokunun bırak patolojik olup olmadığını söylemeyi , boyasını , hangi organa ait olduğnu bile cevaplayamadım.. bütün diferansiyal diyagnoz notlarını ezberleyip sonra beynimin geri dönüşüm kutusuna atmıştım çünkü.. pankreasa gl. parotidea demek 4. , 5. sınıf öğrencisi için olmayacak şey değil mi? işte eğer bu ders sikerim ezber sadece ben bakar resmi ezberler geçerim diyen adamlar için gayet de olur bişi ..
zamanında anatominin içindeymiş zaten eski kitaplarda mikroanatomi olarak da anılmaktadır. ancak aşırı uzmanlaşmanın tipik bir örneği olarak zamanla anatomiden ayrılıp bağımsız bir anabilim dalı daha doğrusu üretim bandının ayrı bir parçası olmuştur.
zevk alamadığım derstir. pratik sınavına çalışıp girmeme rağmen, slaytlara boş boş baktığım bilim dalıdır. hoca hücreyi sorup, zaten dokudan tanıdınız direk derken, kendi kendimesaf saf gülüp, yok artık lan dediğim tıp fakültesi dersidir, zannımca o da beni sevmiyor, ne demiş üstad, beni sevmeyen dersi ben hiç sevemeeeem.