en kolay unutulandır.. en kolay degısendır.. nabız gıbı aynen.. en ufak bı kıpırda hemen oynar o da..
tek bı laf butun hıslerı degıstırır.. tek bı bakıs desen o da oyle..
en kotusu de zamanın hıslerı, suyun kuma yaptıgı gıbı yavasca yok etmesı..
bı zamanlar delıce asık olunan adam aradan zaman gecınce hıc bısı hıssettırmezken ınsan kendınden korkar.. lan ben degıl mıydım bunun ıcın olen dıye..
bazen tek kurtulus olan bu hafıza bug'ı, her hıssın enınde sonunda gececegı zamanla bıtecegı dusuncesının ıdrakıyla, basın sonu olur.. ınsan yogun seyler hıssedecegını anladıgı an, kendını yorgun hısseder..
tum gecmıste yasananlar hıssedılenler, bırlık olup ınsana bı anda kendılerını yenıden gosterırler.. uzuntu mutluluk keder elem kıskanclık sevgı mutluluk ask huzur ; hepsı bırlık olup ınsanın mıdesıne yumruk atılmıs gıbı agrı yaratırken beyın sınyallerı coktan vermıs olur : kendıne bunu bı kere daha cektırme.. hıssetme.. kac..
insanın kendini bile kandıramayacağı tek kesin doğrudur. birçok yanlış yapabilirsin, yanlış anlayabilirsin, yanlış konuşabilirsin ama kesinlikle yanlış hissedemezsin.
bir hissini kaybettiğin zaman, diğerleri kuvvetlenerek bunu telafi ederlermiş. eğer kör olursan daha kuvvetli işitmeye başlarsın. koku alamıyor musun? tat alman kuvvetlenirmiş. peki ya hepsini birden kaybedecek olursan, hiçbir şey hissedemez hale gelirsen? işte o zaman gününü geçirmek için başkalarına güvenmen gerekir.
--spoiler--
aylar önce doğum günüm vardı. haliyle bir de kutlama. istiyordum, yapacaktım, yapmalıydım istediğimi. en güzel doğum günüme çevirecek hareketi yapmalıydım o gün. aklım bunu istiyordu, yapmamı emrediyordu.
her sabah uyanır, perdeden dışarı bir bakış atar ve günlük monoton koşturmacımıza başlarız. fark etmesek de çok fazla şey yaparız. konuşuruz, bakarız, isteriz, yanıtlarız. ve bunları yaparken tek hakimin kendimiz olduğunu düşünürüz. bütün olayları geliştirirken her şey kontrolümüz altındaymış gibi gelir bize.
yapmadım. yapamadım. bilmiyorum ayaklarım geri geri gidiyordu, söyleme yapma b*k edeceksin günü diyordu içimden bir şeyler. kararımdan caydırıyordu beni bir şey. sanki içimde bir illuminati beni tehdit edercesine yönetiyordu.
işte o gün öğrendim bunu. kendimizi kontrol ettiğimiz falan yok aslında. yalan. hislerime göre hareket ediyorum ben, eminim siz de öyle. en güçlü olan da en zayıf olan da, en doğru da en yanlış da o hisler aslında. zaten biz de öyle değil miyiz ki?
--spoiler--