hasta olduğuna inanma, hastalık hastalığı. Hekimler, herhangi bir hastalığa sahip insanların %50'sinde hipokondriya semptomlarının bulunduğunu tespit etmişlerdir. Hipokondriya oldukça yaygın bir hastalık olmasının yanı sıra bireyde sıkça diğer hastalıklarla eş zamanlı olarak da görülebilmektedir. Genellikle 20 yaşlarında başlar ve yaş ilerledikçe semptomların görülme sıklığı artar. Hipokondriyanın obsesif kompulsif bozukluğun bir türevi olduğu düşünülmektedir.
neden bilmem bana feci şekilde kargo'nun badlik amiri'ni çağrıştıran zakkum'un yaptığı tek fena olmayan albümün en iyi şarkısı.
edit: iş bu şarkı da kaldı bir daha yanlarına sokulmadık o ayrı.
fakat bu şarkı güzeldir.
ben asosyalim.
ben şizofrenim.
ben şizoidim.
bende çekingen kişilik bozukluğu var.
bende borderline kişilik bozukluğu da var.
bende antisosyal kişilik bozukluğu da var.
bende Şizoid kişilik bozukluğu da var.
bende Şizotipal kişilik bozukluğu da var.
bende Paranoid kişilik bozukluğu da var.
yukarıdakileri söyleyen kişi hipokondriyaktır. bütün hastalıkları, kişilik bozukluklarını kendi ile ilişkilendirir.
bende de var olan hastalık galiba bu hipokondri, asosyal, şizoid, kişilik bozuklukları falan. *
insanda bağımlılık yaratan bir zakkum şarkısı. şarkıyı dinlerken içinizden saniyeleri saymak gelir. ayrıca an itibariyle yeniden etkisine kapıldığım şarkıdır. tecrübelerime göre aklımı bu şarkıdan arındırmak 1 ay kadar sürecek.
here we go!
1,2,3,4,5...
devamında gelen ses, komadaki bir hastanın, kalp atışları durduğunda, monitöründen gelen sese benzer...
akabinde ise piyano tuşlarından gelen o... o bi çeşit ölüm rapsodisi gibi ses...
"bazen hiç başlamaması bi gün bitmesinden iyidir...
senden hiç vazgeçmediler mi ?
seni hiç terketmediler mi" dediği an sen de kendinden vazgeçersin ve sen bile kendini terkedersin...
94, 95, 96...
say say doymazsın yukardakinin sana sayıyla mı verdiğini düşündüğün şeyleri...sana kıyak geçip fazladan verdiğini anlarsın...
"teşekkürler tanrım, beni seviyorsun biliyorum, daha da güçlü olayım diye yapıyorsun bunları..."
ama yine de "keşke hayat bu kadar etobur olmasaydı"...