hindistan

entry702 galeri201 video3
    50.
  1. 51.
  2. baharatlar ülkesi diye de bilinir.
    2 ...
  3. 52.
  4. ölülerini yakan ülke. tabii bunun da bir adabı var. mesela yılan sokarak ölenleri ve ufak çocukları yakmıyorlar ganj nehri'ne bırakıyorlar.
    1 ...
  5. 53.
  6. dünyanın çin ile birlikte en hızlı büyüyen ülkesidir.
    0 ...
  7. 54.
  8. 55.
  9. ceviziyle meşhur, ineklerin en sevdigi ülkedir (yaşayanların da inekten farkı olmayan) ülke* (bkz: hindistan cevizi)
    0 ...
  10. 56.
  11. 57.
  12. sürekli ineklere tapıldığı iddia edilen ülkedir. ben de bugüne kadar öyle zannediyordum ki bugün işin gerçeğini öğrendim. hindular ineklere büyük saygı gösterirmiş çünkü inekleri egosuz olmanın sembolü olarak görürlermiş. hiçbir karşılık beklemeden sütünü veren inekleri birer anne figürü olarak görürlermiş ve anneye gösterilen saygının aynısının ineklere de gösterilmesi gerektiğine inanırlarmış. ineklerin sütünü içerlermiş ama kesinlikle bir ineği öldürmezlermiş ve etini kesinlikle yemezlermiş. ineklere tapma olayı falan yok yani. ineklerden bir korkuları yok. bir insan annesinden korkmadığı halde nasıl annesine saygı ve sevgi duyuyorsa hindular da ineklere karşı böyle duygular besliyormuş. bence oldukça hoş bir inanç.
    2 ...
  13. 58.
  14. Dünyada senede en fazla film üreten ülkedir.
    5 ...
  15. 59.
  16. iskambil kağıtlarının yuvarlak olduğu ülke.
    1 ...
  17. 60.
  18. 61.
  19. gönüllü * * ya da zoraki vejetaryen dolu ülke...
    0 ...
  20. 62.
  21. hindistan'ın hikayesi 4500 yıl önce inguş nehri vadisi'nde, hindistan'la asya kıtası arasındaki sınır vazifesi gören tepelerde ortaya çıkan karmaşık bir uygarlıkla başlar. bu uygarlık bin yıl boyunca söz konusu bölgede briketten evler yapmış, bakırı işlemiş ve bu gün hala çözülmeyi bekleyen piktograflarla dertlerini anlatmışlar.

    sonraları, yaklaşık m.ö. 1500 lerde göçebe asyalılar -ariler- hindistan'a gelip yerleştiler. hindistan'ın yerlileri ile davetsiz misafirleri, muhtemelen ortama biraz düzen gelsin diye, uzun yıllar devam edecek olan kast sistemini kurdular. toplumu din adamları (brahman), savaşçılar (kshatriya), tüccarlar (vaishya), ve ameleler (shudra) olarak sınıflara ayırdılar. bu aynı zamanda hindistan'ın belkide ilk anayasalarından* biriydi. (*ecnebiler bunu "veda" diye adlandırmışlar. toplum düzeni için uygulanan ve tanrı tarafından gönderildiği iddia edilen kuralları içeriyor. türkçesini bulamadım aramaya da üşendim bilen varsa mesaj atsın düzelteyim)

    sonraki birkaç yüzyılda ufak tefek imparatorluklar peydahlanıp kayboldular. adamlar bu imparatorluklar neden uzun soluklu olmuyor diye düşünürlerken kabahati dinlere bulup buduizm ile caynizm arasunda bir din uydurup adını da hinduizm koydular. 6.yy.ın sonlarına doğru önce persler sonra da aleksandır dı greyt (m.ö.326) hindistanı'ın üzerine yürüseler de indus'tan öteye geçemediler. bundan sonra hint uygarlığı doğuya doğru genişledi ve ganj nehrine kadar geldi.

    3.yy.da eşkiya kılıklı bir hanedan bölgenin tamamına yakınını kontrol altına aldı. sonraları bu hanedanın en büyük hükümdarlarından biri olan ashoka şiddeti reddetti ve dini toleransı ön plana çıkardı. dünyanın dört bir yanına budist rahipler ve kültür elçileri gönderdi. lakin iyinin ömrü kısa olduğu için mi yoksa her devlet gibi bunların da sonu geldiği için midir bilinmez hanedanlık çöktü. hindistanın her tarafında dini liderler peydah oldu ve çok başlı bir yapı ortaya çıktı. ama hintliler bu karışık zamanlarda eski alışkanlıkları olan ticareti askıya almadılar. çin'den roma'ya kadar o günün dünyasında mümkün olan her devletle ticaret yaptılar ve kısa zamanda semeresini gördüler.

    kushana hanedanı da 1.yy. gibi hüküm sürdü. fazla savaşkan bir hanedan olmadıklarından arkalarında anlatılacak pek bir şey bırakmadılar. yalnız bu hanedanın en önemli ismi kanişka, keşmir de bir budist konseyi kurdu.

    4 yy. gibi, hindistan'ın klasik çağı olarak adlandırılan gupta hanedanı ortaya çıktı. matematikten edebiyata kadar bir çok alanda başarılara imza attılar. bu başarıları hunların dikkatini çekmiş olacak ki 6 yy. gibi gelip üstlerine çöktüler.

    islam'ın bölgeye ulaşması 8 yy.da oldu. ama islam bölgede islam'ın kılıcı gazneli mahmud'un kuzeydeki krallıklara yaptığı akınlara kadar pek etkili olamadı. kılıcı güçlü olanın dini de güzel olurmuş, gazneli mahmud da çağına göre ileri bir askeri teknooji kullandığından islam bölgede yayılmaya başladı.

    gazneliler'den sonra kuzey hindistan'ın hakimiyeti muiziddin muhammed'e geçti. torunları da delhi'de üç yüz yıldan fazla yaşayacak bir sultanlık kurdular.

    babur was the great-grandson of tamerlane, who had destroyed delhi back in 1398. (according to reports, tamerlane left the city with "not a bird moving.") not to be outdone, babur captured and kept delhi, though his army was outnumbered nearly ten to one. so began the mughal empire, though it didn't really take off until 1556, when babur's 13-year-old grandson, akbar, took charge.

    1398'de timur'un en büyük torunu babür delhi'yi yerle bir etti. (o zaman tutula raporlara göre hint ordusu babür'ün ordusunun on katı kadarmış. babür şehri zaptettikten sonra canlı bir kuş bile bırakmamış)

    babür bu kadar cevval olmasına rağmen 13 yaşında tahta geçen torunu akbar dedesinin tam zıttı bir karakterde olsa gerek. bilgiye olan açlığını ve idari kabiliyetini moğolların askeri gücüyle birleştirince ortaya mükemmele yakın bir devlet çıkardı. mükemmel bir bürokrasi ve gelir planlamasıyla köylülerden vergi almadan devlet gelirlerini maksimuma çıkardı. hayatının sonuna kadar da 24.000 (yirmi dört bin) kitap biriktirdiği söylenir. dini toleransı da en üst düzeye çıkardığını söylemezsek sanırım haksızlık etmiş oluruz.

    akbar'ın torunları tac mahal' i inşa ettiler. dedelerinin tıka basa doldurduğu hazineyi savaş harcamalarında tükettiler. babasını ve kardeşini katlettikten sonra tahta çıkan son moğol hüküdarından sonra yine bir taht kavgası başladı ve bunu fırsat bilen hintliler ayaklanıp hindistan'ı küçük parçalara böldüler. moğolların gölgesi hindistan'dan çekilince ortalık şüphesiz avrupalılara kalacaktı. lakin onu da yarın yazalım.
    4 ...
  22. 63.
  23. dün avrupalıları hindistan'a kadar getirmiş orada bırakmıştık. (bkz: hindistan/#5429326) bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz.

    vasco de gama 1847 de ümit burnundan dolaşıp bir yıl sonra hindistan'a geldi. buradaki yerel hükümdarlarla iyi ilişkiler kurup bir ticaret ağı oluşturdu. portekizliler 1510 da batı hindistan'a bir ticari üs kurup okyanus ticaretini uzun bir süre, flemenkler 17.yy.da ayaklarını kaydırana kadar, egemenliklerine aldılar.

    hindistan'daki moğol egemenliği kaybolunca yerel prensler batılılara ticari imtiyaz verme yarışına girdiler. bunun sebebi elbetteki avrupalılardan askeri destek alıp diğer yerel prenslere üstünlük sağlama çabasıydı. 1750'lerde ingiltere ve fransa dünyanın her yerinde savaşırlarken şüphesiz ki hindistan'da da bir mücadeleye giriştiler. 15 yıl gibi bir süre içinde mücadele ingiltere'nin mutlak galibiyetiyle sonuçlandı.

    1600 gibi bir ara kurulan ingiliz şirketi (british east india company) bengal civarında birbiri ardına fabrikalar inşa etmeye başladı. bu fabrikalardan irice olanları aynı zamanda kale vazifesi de görüyordu. şirket kıyı bölgesinde büyük ve bağımsız bir güç haline geldi. hatta bir ara parlemento bir yasa çıkartarak şirketin majestelerine hesap vermesi gerektiğini düzenlemiş ve şirkete bağımsız bir devlet olmadığı hususunu hatırlatmak istemişti. ticaret ve elbette ki askeri üstünlük sayesinden ingilizce ticari dil, ingiliz yasaları da kural haline geldi. bölgedeki ingiliz şirketleri kolonilere uygulanan vergi avantajlarının yardımıyla yerel rakiplerini rekabetin dışına itip hindistan'ın bol miktardaki hammaddelerinden ucuz üretim yapmaya başladılar.

    1850 lerde aslında britanya hükümetinin bir kolu gibi hareket eden ingiliz şirketi hindistan'ın iç kesimlerine yollar köprüler ve telegraf hatları çekerek iç hindistan'ı da kontrol altına almaya başladı. sonra sonra 1857'de "sepoy" diye adlandırılan hindistanlı'lar ferman kraliçeninse dağlar bizimdir deyip silahlara sarıldılar.

    ingiliz hükümeti isyanı bastırdı ama şirket kapanmaktan kurtulamadı. şirketin mallarına el koyan kraliçe victoria hindistan imparatoriçesi ünvanını aldı. bu çoğu sıradan hintli için pek bir şeyi değiştirmemişti. yalnız 1905'te ingilizler bengal'i iki bölgeye ayırmaya kalkınca bölgede milliyetçiliğin fitili de ateşlenmiş oldu. bir grup milliyetçinin önderlik ettiği ingiliz malları boykotu etkisini gösterdi. yerli üretim patladı, ithalat azaldı. haliyle britanya bengal'i bölemedi ama hindistan parlementosu "swaraj" yani otonomiyi yasalaştırdı.

    1. dünya savaşından sonra milliyetçilik hareketleri tekrar ivme kazandı. 1919 yılındaki bir festival esnasında ingiliz askerleri sivil halka ateş açtılar ve 400 hintliyi öldürdüler. kongre başkanı mohandas gandi ingiliz egemenliğine baş kaldıran bir kampanya başlattı. 1939'da ingilizler hintli yöneticilere danışmadan hindistan'ın dünya savaşına girdiğini ilan edince hintistan'ı terk edin hareketi başladı.

    savaştan sonra hindistan'ın bağımsızlığı için müzakereler başladı. en büyük sorun hintlilerin çok dinli yapısıydı. bu nedenle hindistan'da herkesin dini inancına eşit mesafede olan laik bir yönetim tarzı benimsendi. teoride her şey güzel olmasına rağmen pratikte işler öyle gitmedi. yüzde 12 oranında olan müslümanlar temsilde adaleti sağlama noktasında diğer dini unsurlarla aynı haklara sahip olamadılar. 1946'da iç savaş başladı. 1947'de hindistan iki devlete bölünerek (hindistan, pakistan) "swaraj"ını kazandı. bugün ikisi de birbirinin en büyük tehtidi. ve ikisinin de nükleer gücü var.

    ben bütün bunları neden mi anlattım? hiiç. abd ile hindistan geçen sene sivil nükleer enerji konusunda bir anlaşma imzaladılar. buna göre hindistan amerika'dan nükleer enerjiye ilişkin materyalleri alabilecek. tabi bunun yanında hindistan bir milyarlık nüfusuyla dünyanın en büyük demokrasisi!!!. ırak mı dediniz? boşversenize canım. *
    2 ...
  24. 64.
  25. Tac Mahal (Agra), Amristar Altın Tapınağı (Sih Tapınağı, indus ve Ganj Nehirleri, Bilgisayar Yazılımı, Çay, Pirinç ve Hint Keneviri Üretimi, Mahatma Gandhi, Tagore, Salman Rüştü, Bombay, Kalküta, Yeni Delhi Şehirleri, Himalaya Dağları, Hindistan Cevizi, Mango Meyvesi, Budizm Dini, Ayur Veda, Sankrist Dili ve Alfabesi, Vittala ve Dilwara Tapınakları, Kobra Yılanları ile Ünlü Hint Fakirleri ile ünlü ülkedir.
    4 ...
  26. 65.
  27. kadınların nüfusu erkeklerin nüfusundan fazladır.
    2 ...
  28. 66.
  29. hızla gelişen ekonomisi ile dtö tarafından geleceğin pazarı seçilen ülke. ülkede ticaret yapacak olan tacirlere devletin bir çok teşvik paketi uygulanmakta. hindistan'da yatırım yapılacak bölgeler belli bir sınıflandırma ile ayrılır.

    bunlar "a", "b" ve "c" bölgeleri olarak belirtilmekte. "a" en gelişmiş yatırım bölgesidir. bu bölgede yaşayan insanların kişi başına düşen geliri bir hayli yüksektir. "c" ise düşük yatırım bölgesi olarak sınıflandırılır ve hükümetin desteği bu bölgeyee yatırım yapacak firmalara devlet tarafından daha çok teşvik ve destek uygulanır.

    hindistan'da şuanda en fazla açık veren enerji sektörüdür. fosil yakıtlar yerine alternatif yakıtlara devletin talebi daha fazla ve bu talebi özel sektör sayesinde çözmeye çalışıyor.
    0 ...
  30. 67.
  31. bir mazhar alanson şarkısı.

    ''hindistan yavaştan kendini sevdirir alır beni senden bana getirir''
    0 ...
  32. 68.
  33. geğirmenin ayıp olmadığı ülke.
    0 ...
  34. 69.
  35. 70.
  36. ay*da sondaj çalışmaları yapan büyük bir ülke. nedense türkiye'de birçok kişi hindistan'ın geri kalmış bir ülke olduğunu düşünür. adamlar yazılım branşında dünyanın lokomotif ülkesidirler. ayda bile sondaj çalışması yaptıklarına göre, ne kadar ileri bir medeniyet olduğunu anlatmaya fazla gerek yok!
    2 ...
  37. 71.
  38. birleşmiş milletler onuncu cezai adalet suç trendleri ve operasyonları raporu anketi'ne göre 2006'da en yüksek uluslararası cinayet rakamı 32.481 cinayetle hindistan'a ait.

    ayrıca bu yapılan ankete çoğu ülke yanıt vermemiş ve bu ülkelerden biri de türkiye'ymiş.
    0 ...
  39. 72.
  40. sinemasi gelismis ulkeler arasinda kaliteli korku filmleri uretmeyen iki ulkeden biridir benim icin.digeri ise rus sinemasi dir.
    0 ...
  41. 73.
  42. trafikte bütün arabaların arkasında "lütfen kornaya basınız" yazar. kornaya basmak orada güzel bi şeydir öndekini uyarmış olursunuz bu yüzden trafikte inanılmaz bir uğultu vardır. trafik de istanbulun usta şoförünün bile 2 km gidemeyeceğini tahmin ettiğim inanılması güç bir hengamedir.
    mumbai ki bizim istanbul gibidir nüsunun %30 u dilencidir. trafikte araba durduğunda pencereler açıksa dilenciler kolunu kafasını pencereden içeri sokmaktadır. insanlar aklın hayalin ötesinde pisitir. tuvalet anlayışı yoktur heryer heladır.sadece ineklere değil tüm hayvanlara özgürlük vardır.etafta başıboş dolaşırlar.
    2 ...
  43. 74.
© 2025 uludağ sözlük