Zamanında bir derste kısacık bahsi geçmiş olan tohum. Isıtılıp ya da benzeri bir işlemle olduğunu söylemişti hoca.
Araştırmaya gerek görmemiş olabilir yapabileceği şeyler olmadığından. Ama Profesörlerimizi bile uyuttularsa, yasa ile desteklenmiş olduğu sahte gündemlerle gizlendiyse ne demeli?
Bırakalım bu dünya onların olsun, öteki dünya bizim. Diyerek haksızlığa göz yummak da olmaz. Bi şey yapmalı!
Tabi bize organik adı altında satılan domatesler de var. Onlar ne peki?
Bir de tohum bankası kuruldu demişlerdi. Umut var demeyin, maliyeti karşılamıyor deyip kapatabilirler de.
çok az insanın ilgilendiği, altında ezilen çiftçinin barım barım bağırdığı yasalarla desteklenen, sağlık açısındanda akılda bir çok soru işareti bırakan, neydüğü belirsiz tohumlardır.
Roma'da kurulan bu örgütün başında Kanadalı Margaret Catley-Carlson bulunuyor.
1998'e dek New York merkezli Nüfus Konseyinin de, (Population Council) başkanıydı.
Bu konsey John D. Rockefeller'ın nüfus popülasyonunu düşürmek amacıyla 1952'de kurduğu, aile planlaması adı altında gelişmekte olan ülkelerde kısırlaştırma çalışmaları yürüten bir konsey.
Sionist Henry Kissinger'in "Petrolü kontrol ederseniz Ülkeyi, Gıdayı Kontrol ederseniz Dünya nüfusunu kontrol ederseniz Savı" üzerine Rockfeller vakfı, Monsanto Şirketi ve Syngenta Vakfı ve Bilgisayar biçimindeki Mimari yapısından da anlaşılacağı gibi Bilişim devi Bill Gates ortaklığında Norveç Hükümeti'nin izniyle kurulmuş olan Deponun, sürekli artan oranıyla en son 3 milyondan fazla tohum türünü bulundurduğu söyleniyor.
Burada ilgi çeken unsur, Abd'li Montasanto ve isviçre'li Syngenta Şirketinin,GENETiĞi DEĞiŞTiRiLMiŞ TARIM ÜRÜNLERi satışı ve araştırması yapan bir Şirket oluşu.Bu arada, Adadaki Tohumların tamamı ise tersine, Organik...
yani eloğlu bize genetiği değiştirilmiş tohumlar satıp soyumuzu tehlike altına atarken kendileri için organik tohum stoğu yapmakta.
Amerikan Siyaseti'nin Petrole yaptığı yatırım ortada.
Ancak Gıda konusunun henüz tam olarak ortaya konduğu söylenemez.
Bu arada, Deponun,Kıyamet günü deposu olarak adlandırıldığını belirtmekte fayda var...2012 kıyamet senaryosu çoktan hazırlanmış, anlaşılan o gemilere biz binemeyeceğiz.
israil tarafından üretilen ve dekar başına daha fazla ürün alınmasını sağlayan "genetik yapısı ile oynanmış" tohum çeşididir.
her nev'i sebze ve meyvenin bu şekilde tohumu ülkemiz tarafından milyar dolarlarla ölçülecek boyutta her sene düzenli olarak ithal edilmektedir.
bu kısa tanımlama sonrası hibrid tohum gerçeğine az göz atmakta fayda var sanırım...
şimdi efendim geçtiğimiz çalışma dönemlerinde bu hibrid tohum ile alakalı bir dizi yasalar çıktı değerli meclisimizden..
bu yasanın basite indirgenmiş hali ile kapsama alanı şu şekildedir;
şimdi bir çifçi düşünün ki 100 dönüm domates ekecek tarlasına, bu ekeceği domatesi muhakkak ki hibrid tohum kullanarak yetiştirecek, kendi ürettiği tohumla domates ekmek isterse de bu sadece 2 dönüm ile sınırlı kalacak...
vay babam vay.
yani adam israil menşeili bu tohumu her sene alarak düdüklenecek.
eli mahkum.
peki ya bu çiftçimiz ben "en kahraman rıdvan'ım" derse ve hibrit tohumla değil de kendi elde ettiği tohumla 100 dönüm domates ekse ne olacak?
o zaman ektiği tüm ekinler devlet tarafından tahrip edilecek.
yasaya bak a.q.
tamamen bizim meclisimizden çıkmış bu yasa ve tamamen bizim köylümüzü, bizim çiftçimizi kolluyor(!) değil mi?
hibrit tohum, pardon pardon hibrit kazığın bir başka foyası da şu;
bir dizi hibrid tohumdan ancak ve ancak bir hasat fayda sağlayabiliyorsunuz.
yine domatesten örneklemek gerekirse hibrid tohumla ektiğiniz domates fidesinden bir hasat yaptınız, aynı fideden başka hasat yapamıyorsunuz, tek kullanımlık yani. ertesi sene gidip yeniden tohum alacaksınız seve seve(!)...
bu hibrid belasına ilişkin bir başka gözlem de şu. bu tohum ile alınan mahsuller ne denilirse densin, ne anlatılırsa anlatılsın kesinlikle inorganik.
yani pazarda, manavda kan kırmızı bahçe domatesi, kütahya simav falan yazıyorlar ya tamam doğru, kütahya simavdır, kan kırmızıdır, bahçe domatesidir lakin inorganiktir.
yani tadı asıl domatesi tadana göre adeta "bok" gibidir ama yıllar ve yediğimiz kazıklar bizi bu domatesin tadına alıştırmıştır, kanıksamışızdır artık.
domatesin ve diğer bilimum sebze ve meyvelerin asıl tadını unutan bir milletin evlatları olarak yıllardır da "yemekteyiz".
afiyet bal şeker olsun. hibrid tohum vatana millete hayırlı uğurlu olsun...