belki de en güzelidir.. bakış açınız değişir, kendinize yönelirsiniz. asıl özgürlük, herkesi terk edip kendinizle baş başa kaldığınız anda başlar. kendinizle yapacak iyi şeyler bulursunuz, mükemmelliğinizin farkına varırsınız, kimseye ihtiyacınız olmadığını daha iyi anlarsınız. vakit geçirebilmek ve mutlu olabilmek için bile birilerine ihtiyaç duyan biri için özgürlükten ne derece bahsedebiliriz ki? eğer yalnız olmayı kabullenebilecek yapıdaysanız, kendi değerinizin farkına varmalı, ona göre davranmalısınız. çünkü kimse sizi, sizden daha çok düşünmeyecektir.. kendi çıkarları söz konusu olduğunda bir şekilde aleyhinize davranabilir. göz göre göre bu ihaneti kendine yapmak, gözlerini kapatmak anlamsızdır..
hayalimdir . insanlardan uzak betonarme olmayan, teksastakiler gibi tahtadan veya kerpiçten bir evim olsun . bahçesinden tavuk, köpek , tavşan gibi hayvanlarım olsun. yağmurlu bir havada kapının önüne oturup o kokuyla beraber doğayı izlemek . arada balık tutmaya gitmek ve kafa dinlemek ne güzel olurdu . sürekli bu şekilde bir hayat tabiki mümkün değil ama en azından yazları bir ayımı geçirsem yine yeter.
kendinden kaçmakla eşdeğerdir. kendi ruhsal bütünlüğünü sağlayamadığın sürece kaçarsın her şeyden çaresizliğini unutmak namına fakat işe yaradığı görülmemiştir.
bir duvar değilde saydam bir şey; mutlulukla, aşkla aranızda olan şey. işte o engelin adı "kendini soyutlamak". görüyorsun mutlu oldugunu düşündüğün insanları çevrende ama cesaret edemiyorsun yanlarına yaklaşmayı öz güvensizlik belkide. kaçış. salakça bir kaçış. bok var yalnızlıkta sadece bok.
Sadece sen uzaklastiysan ve döndüğünde her şeyi yerli yerinde bulacağına eminsen güzeldir ama uzaklaştıklarin da senden uzaklaşırsa kötü, biri kafa dinlemeye diğeri yalnızlığa girer. Yalnızlığı da kim ister