bugün

Şu sıra profesyonel olarak ilgilendiğim şeydir. Gitselerde kafamı dinlesem. Kafasını...
kolay olandır. zaten herkes bu anı bekliyormuş gibi. gitsinler böyle iyi.
toplum tarafından psikolojik rahatsızlık olarak görülen davranış şeklidir.

ben de kimi zaman buna ihtiyaç duyuyorum.
Herkesten nefret etmektir bir nevi.
çok iyi yaptığım bir eylemdir. sadece iki gün gülümsemeden geçirmem yeterli. bir derdi var herhalde deyip uzaklaşıyorlar. bunun böyle mi olması lazım? bunu başka bir başlıkta tartışayım.
şu aralar yaptığım aktivitedir. sonra da yalnızlıktan bunalıp daha da kalabağın içinde buluyorum kendimi.
bir süredir denediğimdir. az konuşmaya başlayınca büyük kısım çil çil dağıldı. git diyince de birileri gitti. ama küfretsem de gitmeyen yürekli dostlar yüzünden gerçekleştiremediğimdir. iyi ki varlar, olmasalar ölürdüm dediğim insanlar.
herkesi değil 1-2 tane işe yarar, kafa açmayan tip bulunduracaksın yanında gerisinin koy götüne ben bunu bilir bunu söylerim.
istemsiz ve istemli çok iyi yapabildiğimdir.
(bkz: amına bile korum).
Her istediğimde başarılı bir şekilde uyguladığım durumdur,

ben mi profesyonelim yoksa etrafımdakiler mi dünden razı onu bilemiyorum..
Yapılmaması gerekendir, sonra insanları kazanmak zorlaşır.
insanlar ile olan ilişkilerinde yıllar boyunca bağ kurmak ve bağların kopmaması için çaba gösterenin sadece kendisi olduğunu fark etmiş kişinin kafasını dinlemek ve yenilenmek adına gerçekleştirdiği aktivite. Yorgundur, usanmıştır artık, sadece rahatlamak ister.
yalnızlığın gereksiz kalabalıktan daha iyi olduğunu anlamaktır. (bkz: asosyalizm)
Bir dönem yapmış olduğum hareket.
"Bi bok olmuyo amk."

(bkz: depresyok)
şu ara yapmaya çalıştığım ancak yapamadığım. Aramayın, sormayın, merak etmeyin, huzurumuz kaçmasın diyorum ama tam olarak anlatamıyorum galiba derdimi. Güven duygusunun eksikliğinden de kaynaklanır bu durum. Kendini yalnız hissedersin ama insanlardan mümkün mertebe kaçarsın.

Yalnızlıktan yakınan ama bir yandan da insanlardan uzak duran bir insan daha ne kadar kendiyle çelişebilir. işte bunlar hep güvensizlik azizim, yetmiyor bazı şeyler.
Bu aralar yapmaya çalıştığım şey ama bir türlü başaramıyorum. Nedense hep onları yanımda buluyorum ya da kendimi onların yanında. Zaten insanoğlu hep iletişim kurmak ister. En iyiside bu sanırım
(bkz: çok pis osurmak)
yakından ilgilendiğim edebi daldır. kısa vadede sıkıcı gelse de uzun vadede zevk verir. ya da tam tersi, bilemedim şimdi. sıkıcıdır ama birine bağlanıp hayal kırıklığı kavramını beyninizin en diplerinde hissetmenizden iyidir.
çok bunaldığım zamanlar tabiri caizse tükenmişlik sendromuna zamanlar yaptığım bir şey telefonu sessize alıp tüm gün kafa dinlemek. hatta bazen abartıp 1 hafta kadar hiç kimseyle konuşmadığım oluyor..
Kdnfjni değersiz görme hissidir. ilgi duyduğun insanlara karşı yetersiz olduğunu, seni tanıdıklarında senden uzaklaşacaklarını düşünerek buna fırsat verneme niyetiyle kendini dışa kapatır o insanlarla muhatap olmamaya çalışırsın.
herkes gibi benimde son zamanlarda yaptığımdır. insanlar çok hissiz artık, çok yıpratıyorlar sevdiklerini hiç düşünmeden. aslına bakılırsa kalabalık istanbuldan sıkıldığım içindir herkesden uzaklaşmam. sonrasında ise malum üzmek istemiyorum insanları. zaten yeteri kadar üzgün herkes.
sonu pişmanlığa uzanan eylemdir. Bir ya da birden fazla kişiye kızıp, tüm insalığa cezasını kesmek, o anlık rahatlatsa da uzun vadede adamın amına koyar. Hele de o uzaklaştırmaya çalıştıklarınızdan biri, insanlıktan ümidini kestiği sırada size tutunmaya çalışıyorsa..

Denendi, onayladı. Sonu % 100 pişmanlık. Ayrıca herkes sizden uzaklaşmıyor. Siz onlardan uzaklaşıyorsunuz ve sonra gönülden de uzak oluyorsunuz.
sonra "yalnızım yhaa" triplerine girmeseniz iyi de ama sonra götü başı dağıtıyorsunuz.
bir nevi tecrit halidir..kisi kendini bu sekilde cezalandiriyor yada ariniyor dusuncesine kapilir. bazilari basarili bile olur.
Ben kendi hayatımdan anlatayım.
2 yıl önce ben de yaptım bunu. Zaten şehir değiştirmiştim, kimseyi tanımıyordum. Tanımak için de çaba sarf etmedim. 1 tek kişiye merhaba demedim. Hayatımda öyle acılı bir dönem yaşıyordum ki. Kaçmak, kaçmak ve daha çok kaçmak istiyordum. Kimseye içimdeki acıyı söyleyemiyordum, anlatamıyordum. Hala anlat deseniz boğazım düğümlenir. Kalbim yanıyordu ama konuşamıyordum. Yepyeni bir şehirde ve ne yaptığımı bilemez haldeydim.

Ben de sustum. Canım yandığında bağıramadığımdan sustum. Tepki veremediğim için böyle gösterdim tepkimi. 1 yıl boyunca arkamdan konuşulanları duydum, ben ne iğrenç biriyim diyip tüm bunların üstüne bir daha sustum. Sabah okuldan içeri girerdim, tek başıma oturur, kulaklığı takardım. Aralarda ise başımı sıraya koyar üstüme kapşon alırdım. Tüm gün tek kelime etmemek.. sonra eve gelirdim. Bomboş bir ev. Ne bir yemek kokusu, ne ayak tıkırtısı, ne yaşama ait bir şey. Gelir uyurdum. Bir kaç parça şey yer tekrar uyurdum.
Babam dahil, bir günde insanlarla tek kelime konuşmadığımı bilirim. Babam da anlıyordu zaten. Gelmedi üstüme, kendini çok suçladı ama bana belli etmedi. Aramızda korkunç bir soğukluk oluştu o zamanlar hatta. ilk içki, ilk sigara... hep bu dönemden miras kaldı bana. Ben hayatımda böyle iğrenç bir dönem yaşamadım.

Sonuçta ne oldu biliyor musunuz ? iyileştim.
Gerçekten iyileştim. O kadar çok kendimle başbaşa kalmışım ki. Yenilemişim kendimi. Resmen bambaşka bir insan olmuşum. Hayat yavaş yavaş değişti yaz tatilinden sonra. Sonra baktım, çevremde bir sürü insan. Konuşmaya başlayınca herkes benim "nasıl iyi biri" olduğumu anlamış... ölürken kimse yok. Gülerken ise herkes yanında.