iki noktayla başlanır önce eyleme; üst üste gelir noktalar ve devrilmiş cümleler ihtiva eden beton duygu çıkmazları serpilir yanyana:::
bazen iki nokta alt alta da olur ama bu cümlenin dizilimini hiç mi hiç alakadar etmez, ille devrilecek o fiiller, ille gizlenecek o özne, ille uzayacak üç noktaların yer değiştirmesiyle... üçüncü nokta başa geçince misal, zamana inanmayacak üçüncü tekil şahıs kipleri, çünkü çirkin olacak "dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek"... ille de bir illet...
insanın bir an çaresizlik içirisinde kaldığı absürt durumdur. örnek vermek gerekirse; sevgili terk etmiştir ailede birileri hastadır, yetmez acil durmlar çıkar hastahaneye birileri kaldırılır, oda yetmez iş yerinde ki sorunlar sizi boğazlayacak kadar çoğalmıştır, ve siz artık bu baskıya dayanamayıp tam böyle göğsünüzün ortasında bir baskı hissedersiniz napcam ben düşüncesiyle sağlıklı kararlar alamazsınız devamlı o göğsünüzde ki baskı artar artar birşey yapamamamın verdiği sıkıntı insanı yer bitirir.
vizelerin 3.günü kötü geçen bir sınav sonrası uykunuz bastırırken yurda,odanıza gelirsiniz.kitaplarınızı masaya atar,bi yüzümü yıkayım diye lavaboya yönelirsiniz.musluktan midesi boş bir insanın geğirme sesine benzer bi ses gelir ve siz hay amına koyayım diyerek geri odanıza dönersiniz.bir an önce yorganı kafanıza çekip uyumak istersiniz.bu sefer de yan odadaki piçler gürültülü bi şekilde muhabbet etmeye başlarlar.yorganın altında kaybolmak,uzay boşluğuna karışmak istersiniz..ama nafile..yandakiler iyice coşmuş,beyninizi siker gibi ses çıkarmaya devam ederler..dışarı çıkar,biraz açık havada yürüsem iyi gelir diye gezinmeye başlarsınız.evet,tahmin ettiğiniz gibi yurda sırılsıklam kendinizi zor atarsınız,yağmura tutulmuşsunuzdur..geceyi zor edersiniz bütün bu aksilikler arasında . (bkz: katil)olmadan bu günü bitirdiğiniz için kendinizi şanslı sayarsınız..
yaşama isteği had safhadayken bir anda her şeyin boka sarması. o herşeyin ters gitmesini sağlayan her neyse, bırakmaz seni. oyun gib aslında bu. oyunun sonuna yaklaştığını gösterir bir taraftan da...
gayet mutlu, huzurluyken, yaşam ne güzel diye bıcır bıcır gezinirken, olabilecek en kötü olayların sadece tek bir kişiyi bulması. kötümserliğin tavan yapması, daha da fenası kötümser olmak için elde ciddi veriler bulunması. yine de buna da şükür, daha kötüsü olmasın deyip teselli bulmak, inanmak.
hayatın farklı alanlarında yakın zamanlarda aksilikler yaşamak, kötü haberler almaktır.
ilk duyum insanı az acıtsa da sonraki duyumlarla birlikte canınız çok acıyacaktır.
bu durmda yapılması gereken sabredip beklemektir.
sabredip beklemek kolay mıdır? elbette değildir. insanı o dönem sessizliğe, moralsizliğe iter. durumun düzeleceği kesin değildir. bazıları düzelmeyecek boyuta gelmiştir çünkü.
insanın hayırlısı böyleymiş demek, rahatlamak ister ama acının hafiflemesini beklemek gerekir.