gayet sağlıklı, enerjisi yerinde ve hayata bağlı görünen bir insana, bir yakınınıza bir hafta içinde ölümcül ve yakalandıktan sonraki ortalama yaşam süresi kısa bir hastalığın teşhisinin konulduğunu öğrendiğiniz an.
hayatta hiçbir şeyin garantisinin olmadığını anladığınız andır aynı zamanda.
(bizzat yaşadım da biliyorum.)
Dün gece. (Kelime olarak cümlelerimin sonunda amk, aq şeklinde kullanıyorum genelde ama ilk defa bu kadar açık ve net yazıyorum) Amına koduğumun hayatında bi insanın işi hep mi saçma sapan gider daha önce de başka başlıklara yazmışlığım var. Bi kız var öyle güzel...
-duygular
-yaaaaa salaksınnn lar
-hediyeleşmeler, aradaki kmye rağmen giden çiçekler
-beni seviyosun, ben de seni seviyorumlar falan filan gırla iyim yani harbiden iyi hissediyorum.
Sonra aldım gazı dedim lan seviyorum seni veee sonrasında aklınızın almayacağı saçmalıklara ve orospuluklara maruz kaldım hadi dedim lan hafif hafif bu kazığın acısını atmaya çalışırken gel zaman git zaman aradan 8 ay geçti. Tabi stolklamaya devam. Dün yine sıradan bir stolk anında tamam dedim ya herşey gerçekten boş. Hesabında alt alta uzunca yazılmış tanışma, evlenme tarihleri çiçekler böcekler 6 ay sonra değişen profil fotosu gelinlikle... yahu kimi sevsem kısmeti açıldı. Kime sensin desem kaybediyorum anlamadım ben bu işi. (Döktüm içimi) eyvallah.
hep bişeylerin düzelmesini umut ederek günlerin, senelerin geçip gittiğini, hiç durup duraksamadan kaotik bir umutla hayatın peşinden sürüklendiğinizi anladığınız andır. *
kafanızı yastığa koyarsınız. içinizde sebebini bilmediğiniz bir sızı. gözyaşlarınızla boğuşursunuz.
her şeye rağmen mutsuz olduğunuzu anladığınız o an, hayatın, etrafınızdaki tüm insanların ve sahip olduklarınızın boş olduğunu anlarsınız. paylaşamadığınız o iç yakan duygu kendinden başka her şeyi anlamsız kılar...
tüm zorluklara rağmen özlendiği için sevgilinin evine(686 km)mersine gitmek,onu aradığında barda sarhoş görmek ve beni gördüğüne şaşırmamasını anlamak vede aynı otobüsle gelinen yolu dönmek;
hayat ilk defa boş gelmişti.
ama sonra gitti...
soğuk ve karlı bir istanbul akşamında,bembeyaz şehrin sokaklarında yürürken,o anda,elinizi tutacak,bir güzel gözlü olmadığı sürece mutsuz olacağınızı anladığınız an.