ne söylendiğine aldırmaksızın, boş boş yapılan eylemdir. Esasen bu boşluk eylemden değil, insandan kaynaklanır.
türkiye'nin herhangi bir yerinde bir topluluğa hitaben "... dimi?" denildiği zaman refleks haline dönüşmüştür. akabinde sen bizim herşeyimizsin tezahüratı mutlaka yer alır. Oysa çoğu zaman ne söylenildiği bile anlaşılmaz. Mikrofonu eline alan herkesin doğru bir şey söylediği düşüncesinden midir, yoksa itiraz etme hakkımızı yitirdiğimizden midir bilinmez; nedense herkesi bir baştacı yapma hevesi vardır bu toplumun. *
alıskanlıktır herhalde tum Turkiye'de, ufacık bir kıvılcım da kopan tufanlarda bize bunu gosteriyor. ama her zaman icin sinir bozucu bir durum olmaktan baska bir sey de degil.
ülkemizde görülen bir durum. toplumca hastayız biz, ülkeyi isviçre'ye tedaviye göndermeliyiiz diyor oğuz atay *, öyle işte. sabah programları, akşam programları filan neyse, son zamanlarda ilgimi çeken daha ilginç bir şey var. bir sanatçı, bir politikacı ya da topluma bir yerden faydası dokunmuş birisi son yolculuğuna uğurlanırken alkışlamaya başladık. cenazeyi alkışladık yani. bunu da yaptık yani.
Ülkemizde yadırganmaması gereken bir harekettir. Hiç birşeyi anlamadan, özümsemeden kişilerin peşine düşen milyonlar olduğu düşünülürse, bu hareket de normal karşılanır. Çünkü maalesef ki ülkemizde
- okumak
- dinlemek
- anlamak için çaba sarfetmek
- Karşısındakinin düşüncesine saygı göstermek
gibi unsurlar önemsizdir. Bunlar önemsiz olduğu sürece de insanların bilinçli bir tepki vermeleri beklenemez.
seray sever'i taciz eden ali poyrazoğlu'nu alkışlayan seyircinin yaptığı eylemdir.
onlara göre birini alkışlamak için tek gerekli olan görevli birinin simdi alkışlayın işareti vermesidir.
koyundurlar yani. bu bağlamda akıl aranmaması gerekir bu insanlarda.