özellikle büyükşehirlerde yaşayan her insanın aklından en az bir defa geçmiştir. ellerine fırsat geçse hiçbiri durmaz aslında ama çoğunun imkanı yoktur bunu yapmaya çünkü küçük sahil kasabalarında iş imkanları yok denecek kadar azdır. bunu yapabilmek için ya memur ya emekli ya da kira gelirine sahip olmak gerekir. insanın ömrüne ömür katar önünüzde masmavi deniz arkanızda yemyeşil orman vardır insan kalabalığı yoktur, trafik yoktur, havası suyu temizdir, meyvesi sebzesi peyniri doğaldır.
bir ömür boyuda öyle yaşanmaz herhalde. ama şöyle tepenin attığı zamanlarda gitsen de fena olmaz. tabi bunun için esnek işe ihtiyacın var öyle bi ihtimal de olmayacağı için.
bankaların reklamlarında bolca kullandığı şey. bunu yapan insanlar gerçekten bazı şeyler aşmış ve de ekonomik olarak güçlüdür. bırakın oğlum böyle sahil kasabası romantizmini. tamam güzel bir şey tabii ki ama kaç tane emekli, emekli olduktan sonra böyle bir yapabilmiş ki? bu sadece düşünceden ibarettir insanların çoğu için. ekonomimiz düzelmediği taktirde de hep böyle kalacaktır. mesela bakın turist olarak ülkemize gelen yaşlılara, emekli maaşlarıyla geliyorlarmış buraya çoğu.
benim de aklımdan geçiyor böyle şeyler zaman zaman. ama sadece geçiyor. mesela, horoz sesiyle uyanmak, taze yumurtayla kahvaltı ettikten sonra yürüyüşe çıkmak... ama bunlar ya reklamlarda ya da dizilerde/filmlerde oluyor.
sıkıcılık olayı bir açıdan doğru olabilir ancak eğer bir sevgiliniz veya eşiniz varsa 2-3 arkadaşınızla da görüşebiliyorsanız o sıkıcılık da kalmaz. büyükşehir insanı artık avmye gitmeyi zevk haline getirmiş avm olmazsa sıkılacağını düşünüyor eğer imkanınız varsa kesinlikle deneyin korkmayın.
Huzuru uzakta arayanlar için geçici bir çözüm olabilir.
Gerçek senaryoya gelecek olursak. ***~
ilk bir ay kısmen sakin bir hayat yaşarsın.
ikinci ay komşularınla ilişkilerin gelişmeye başlar.
Üçüncü ay her sahil kasabasında bulunan bronz tenli emekli kendini balık tutmaya adamış bir dostun olur.
Dördüncü ay bu bronz tenli komşun vay efendim sarıkanatın tam mevsimi
Vay efendim mezgitin tam mevsimi diye kafa sikmeye başlar.
Beşinci ay rakı masasında aydın boysan'a dönüşen komşuna tahammül edememeye başlarsın.
6. Ay balık ustası ve rakı gurusu bu komşunun torunları falan gelir. Gelininin ya da damadının dedikodusunu yapmaya başlarsın.
Kapanış.
Bence sen bakış açını değiştirmedikçe herhangi bir coğrafya yardımcı olamaz sana.
Palamutun da tam mevsimi.