beyin yerine 13 kiloluk diyarbakır karpuzu taşıyanların sığındığı atalet limanı. biraz kafalarını çalıştırıp sorunun nedenini, niçinini, nasılını diyalektik bir zemine oturmak yerine, daha meselenin henüz başındayken problemle ilgili bir bok bilmeden hemen yaftayı yapıştırıverirler:
-amerika'nın işidir bu!
+aferin çok zekisin.
aynısı her esrarlı olayda "kesin mossad'ın işidir" diyen zihniyette de görülür. bunlar bütün dünya meselelerini daha meydana gelmeden çözen meydumlar gibidirler. bunları okumak yerine gidip posta gazetesi alıp haydar dümen okumak daha fazla ufuk açıcıdır.
-her boka amarika'nın işidir dememeliyiz. bu kolaycılıktır. sorunun kaynağını hep dışarda aramak özeleştiri yapmaya engeldir. gerçekci bir çözümü zorlaştırır. devamlı bir günah keçisi aramak ve bütün mesuliyeti dışarı yüklemek hatalı bir davranıştır. mesuliyetten kaçmaktır.
+abi ama sen amerika'ya laf söyletmiyorsun.
-sana laf anlatmaya çalışanda kabahat.
kendinde bir türlü kabahat bulmayan, sorunları sadece dışarıya atfederek içinde bulunduğu ülkeyi ve alt sistemi kutsayan teolojistlerin sıklıkla sergilediği zihniyettir.
ortadoğu'da sınırları değiştirmek için uygulanacak bir planın eşbaşkanı olduğunu itiraf eden bir başbakana sahipken şu anda hayata geçirilen kimi planların ardında amerika'nın olabileciğinden kuşku duymamak ancak gözü kör, beyni kıt andavalların işi olabilir. sen beynini işletmekten acizsen ne denilirse denilsin ne kanıt gösteririlirse gösterilsin boştur zaten . yorma kafanı böyle işlere.