kesinlikle vatansever kürttür.
en azında pkk puştlarıyla işi olmaz ve mehmetçik için dua eder onlara yardım eder.
bu memleketi sevdikten sonra insanlar hangi dine veya hangi millete dahil olduğunun ne önemi varki.
önemli olan bekamız.
dünyaya yeniden gelme hakkım olsa kesinlikle ama kesinlikle tercih etmeyeceğim insan modelidir. kürt alevisi olmaktansa dağda gezen bir tavşan olmayı tercih ederim.
not : faşist değilim. sadece istemiyorum kanki. zorla mı ya!
"san francisco'da bir eşcinsel, güney afrika'da bir zenci, avrupa'da bir asyalı, san ysidro'da bir chicano, ispanya'da bir anarşist, israil'de bir filistinli, san cristobal sokaklarında bir maya kızılderilisi, almanya'da bir yahudi, polonya'da bir çingene, quebec'te bir mohawk, bosna'da bir barış yanlısı, gece 10'da metrodaki yalnız bir kadın, topraksız bir köylü, gecekondu mahallesinde bir çete üyesi, bir işsiz, mutsuz bir öğrenci ve, tabii ki, meksika dağlarında bir zapatista" olmaktır.
kökeninde imkansızdır. alevilik anadolu'da çıkan bir akım veya inanç türüdür.
kürtlük ise aynı arap olmak gibi fransız yada türk olmak gibi anadolu'nun dışında olan bir milliyetten olma durumudur.
başlığın altına entry giren yazarların yarısı yalnızca yazmayı biliyorlar sanırım. ancak ülkemizde eğitim okuma-yazma ile başlar. yani yazabilen herkesin okuyabilmesi de öngörülmelidir. biri soy diğeri dini inanç ** olan iki kavramı nasıl olurda bu şekilde değerlendirebilirler anlamak mümkün değil! kürdün hristiyanı da olur, budisti de. "alevi kürtler aslında moğoldurlar" gibi tespitlerde bulunan yazarlara allah'tan şifa diliyorum...
lakin(!) duum öyle değil bence... karşılaştıklarım sonucu yanından kaçılması gereken durum, böyle adamlardan 1 yararlı faaliyet görmedim, tümden zararlı.
not: ben anlamam tarihi karmaşadan, böyle diyorlar, yanlıştır-doğrudur bilemem.
Türkmen aleviler eski türk inanışı şamanlıktan izler taşırken, Kürt aleviler eski iran dini zerdüştlükten izler taşırlar - Arap orduları saldırılarında dersim bölgesine hiç girememiştir, uzun yıllar sonucunda bu kürtler işgal edilmemek için tamam müslüman olduk demişler fakat eski inanışlarınıda tam olarak kaybetmemişlerdir, Türkmenlerle karışanlarıda çoktur ve türkmen aleviliğindende izler taşırlar, kürtçe konuşmlarına karşın dualarını Türkçe yaparlar.
allah allah? bu "yan" takıları nereden geldi kuzum?
kabul, tunceli yöresinde pek çok türk aşiret'de var...kureyşan ocağı gibi...
ama geneli ermeni dönmesi.
ve bu ermeni dönmeleri kendilerini "kürt alevi" olarak tanımlamış ve bu saçmalığa birçok kişiyi inandırmış.
hayır salt benzerlik aşiret isimleri ile sınırlı kalsa yine ses çıkarmayacağım.
misal bu koçgiri aşiretlerinin önemli günlerinden gegant orucu(12 gün) ne tesadüftür ki ermenilerin 12 günlük orucu ile aynı döneme denk gelir.
işin gerçeği ise adamlar binlerce yıldır bu topraklarda...yani bizden önce gelmiş yerleşmişler.
bizanslılar bu koçgirilileri "paluliyan" olarak tanımlamış, hem de günümüzden 1400 sene önce.
--spoiler--
Anadolu halkının gerçekten Hıristiyan olmadan, kendisine Hıristiyan süsü vermesi Hıristiyan kilisesini tatmin etmedi. Katliamlar devam etti.
Gün geldi bıçak kemiğe dayandı. Miladi 836 yılında ortaya Carbeas adında bir kahraman çıktı ortaya. Eskişehir civarında Amorium kalesinin komutanıydı. Hıristiyanlar babasını katletmişlerdi. Beş bin kişilik ordusunu aldı Arguvan'a geldi orada bir şehir inşa etti. Daha sonra merkezini Divriği'ye taşıdı. Bizans'ın ve Ortodoks kilisesinin baskısından bunalmış halk onun etrafında toplandı. Carbeas'a en büyük katılım Kuzey Batı Dersim'den, Balu (Bugünkü Palu ve civarı) diyarından geldi.
Kuzey Batı Dersim bölgesinde aşiretler o çağda genel olarak "Balaki" aşiretleri olarak adlandırılıyorlardı. Bu nedenle bir konfederasyon halinde Carbeas'ın etrafında toplanan bu aşiretlere Araplar "Bayalika" adını verdiler. Onlar ise kendilerini Palu'lu anlamına gelen bir sözcükle tanımladılar "Paluikiyan"
Carbeas'ın çevresinde toplanan Paluikiyan'lar.Darda, zorda kaldıklarında dışarıya karşı Hıristiyanmış gibi davranıyorlar ve aradaki ses benzerliğinin ardına sığınarak, Aziz Paul'e ve Paulikiyan kilisesine bağlı olduklarını söylüyorlardı.
--spoiler--
hikayede geçen tarihi kişi carbeas ile bizim meşhur kahraman battal gazi'nin hikayeleri ne kadar da birbirine benziyor...
hikayeye devam;
--spoiler--
Carbeas etrafında toplanan kuvvetlerle Maciran'dan kalkarak Bizans içlerine uzanan çok sayıda akınlar düzenledi. Savunmasız, silahsız ve çaresiz halkı katletmeye kolaylığına alışmış Bizans orduları yerel halktan oluşmuş düzenli kuvvetler karşısında tutunamadılar. Büyük yenilgiler tattılar
Carbeas 863 yılında Ankara Savaşı'nda, bugün Hüseyingazi adı ile anılan tepenin sırtlarında Hakk'a yürüdü. Bedeni aynı yerde toprağa verildi. Carbeas'tan sonra topluluğun başına Chrysocheir (Kırısoçher) geçti. Krısoçher büyük bir kahramandı. Bizans imparatoru III. Michael'i Samsat önlerinde çok ağır yenilgiye uğrattı.
Bizans imparatorluk ordusu bu yenilgi ile adeta dağıldı. Eskişehir önlerinde bir başka Bizans ordusunu daha yendi. Chrysocheir Dersim'den Ege Denizi'ne kadar bütün Doğu Roma topraklarının tartışmasız egemeni oldu. Anadolu'nun önemli şehirleri Ankara, izmit, iznik ve izmir'i ele geçirdi.
Krisoçher 872 yılında bugünkü Seyitgazi ilçesinin yanı başındaki tepede Bizanslılarla yaptığı savaşta Hakk'a yürüdü.
Koçgiri'lilerin inşa ettikleri Divriği kalesi Bizans'a ve Hıristiyan Kilisesine karşı direnişini 873 yılına kadar sürdürdü. O yıl, Divriği merkezli büyük bir deprem oldu.
Bunu fırsat sayan yakınlardaki bir Bizans Ordusu, kaleye saldırdı. Koçgiri'liler, depremin yaralarını sarmakla meşgullerdi. Savaşacak, karşı koyacak durumda değillerdi. Direnme güçleri yoktu Kaçabilenler kaçtılar. Tutsak edilenlerin büyük bir bölümü Ortodoks askerler tarafından kılıçtan geçirildiler. Çaltı Çayı günlerce kızıl kan aktı. Bizanslılar biz kısım Koçgiri'liyi de Balkanlara sürdüler, burada zorunlu iskana tabii tuttular
Krısoçher'e bağlı konfederasyon onun zamanında ve ondan sonra onun adı ile anıldı; Kırısoçheri Konfederasyonu. Bu federasyonun adı Osmanlı kayıtlarına Koçkili, Koçkirlü olarak geçti.
Bu adlandırma zaman içinde evrile çevrile Koçgiri'ye dönüştü..
Koçgiri'lilerin kurduğu devletin başkenti Divriği idi.
Bu devletin ruhani merkezi ise Karahöyük (Bugünkü Hacı Bektaş,) mabediydi. Bu dergahın bulunduğu bölge de konfederasyonunun bir parçasıydı ve konfederasyona adını veren efsanevi komutanın ismi ile anılıyordu: Kırısoçheri
On ikinci yüzyıldan sonra Türkçe bölgede hakim dil haline geldi. Kırısoçheri adı da Türkçeleşti "Kırşehir" oldu.
Alevilerin destanlaştırarak toplumsal belleklerinin bir parçası haline getirdikleri Hüseyin Gazi ve Battal Gazi işte bu Koçgiri konfederasyonunun kurucusu ve komutanlarıdırlar. Onların gerçek isimleri Carbeas ve Chrysocheir'dir. http://www.forum-prinz.co...ssage_number=873&pid=
--spoiler--
artık gak geldi.
televizyon ekranlarında bile koca koca aydın(!) gazeteciler "kürt aleviler" tabirini kullanmıyor mu?
deli oluyorum.
aziz silvius aşkına. *
bırakın bu saçmalığı artık...
tarihsel, dinbilimsel ve antropolojik olarak mümkünatı olmayan durumun betimlenmesidir. Alevilik Curcan, Buhara ve Talkan katliamlarıyla Türkler'e karşı girişilen Gazve yağmalarına tepki olarak zorla müslüman edilen türk milletinin islamı tengricilik ile sentezlemesi durumudur.
Eğer bir kişi kürt ve alevi olduğunu iddia ediyor ise ya türk'tür, ya da tehcirden kaçan ermeni...