garip bir şekilde insanı yüreklendiren türkü. kurtlar vadisi sayesinde tanıdığım güzel parçalardan biri. bunu dinleyen kendini ne bileyim efe falan sanar.
Topal olduğu için askere alınmayan ve sonra eşkıya olup dağa çıkan türk kahramanı. Bugünkü ordu'ya giren gürcüleri teker teker öldürdükten sonra devlet tarafından affedilmeyen Hekimoğlu ünye fatsa birleşip ordu kurunca orduya yakalanır ve kurşunlanır.
Asıl adı hekimoğlu ibrahim olan ordulu hemşehrim, türkmen yiğit.
Türkünün hikayesi, 1900 lerin başında Bir gönül meselesi olarak başlamiştir. nesilden nesle gelen hikayaye göre hekimoğlunun sevdiği kızı, gürcü bir bey de sevmektedir. Gürcü bey kızdan vazgeçmesi için hekimoğlu'nu çağırır. Hekimoğlu kızdan vazgeçmeyince gücü beyin yeğeni onu vurmak için davransa da hekimoğlu erken davranır ve beyin yeğenini vurarak dağa çıkar. Gürcü bey hekimoglunun köylülerine zulmetmeye başlar. Bunun üzerine köylülerden bazıları da hekimoğlu'na katılır. Attığını vurması, aynali martini ve mertligiyle nam salmış olan hekimoğlu'nun hikayesi bundan sonra karadeniz'de türk-gürcü meselesi haline dönüşür. Uzun süre dağdan inmeyen hekimoglu çitlice köyü muhtarının kendisine ihanet etmesi üzerine bir çatışmaya girmek zorunda kalır ve bu çatışmada öldürülür. ölümünün ardından da hala dillerde olan türküsü yakılmıştır.
Bu millet eşkıya ile kahramanı her zaman iyi ayırt etmiştir. Mekanı cennet olsun.
müzik bir dağ olsaydı zirvesinde karşınıza hekimoğlu çıkardı dediğim türkü , ötesi yok lan dinime kitabıma yok , sözlerinden bahsetmiyorum tabi müzikal anlamda cidden muazzam bir şey ya
çocukken giydiğimiz ışıklı ayakkabılar gibi bastıkça müzik çalan bi ayakkabı yaptırıcam içine hekimoğlu yükleyecem amk ben yürürken çalsın o derece hastasıyım
torunun da kendisine cektigi zat.70 yasindaki adam (bilenler bilir) dik findik bahcesi yamacindan dereye firlamisti.sonra bise olmamis gibi ayaga kalkmisti.tabi simdi rahmetlik orasi ayri.
yerde yatanlar;
hekimoğlu ve yoldaşı alan osman'dır.
fotografın solunda görünen fötr şapkalı kişi ise pontus asıllı abd'li gazetecidir. gazetecinin yanında bulunan fesli ve uzun boylu şahıs ise dönemin Arnavut asıllı Fatsa kaymakamı Hoca Efendi'dir.
bu Hocaefendi kaymakamın oğlu Enver, sonradan Arnavutluk Devlet Başkanı olmuştur. (enver hoca)
osmanlı döneminde ordu yöresinde gürcü bir beyin köylülere yaptığı haksızlıklar nedeniyle dağa çıkan hekimoğlu ibrahim'in öldürülmesinden sonra yakılmıştır.