ders kelimesi ile birlikte düşünülmesi imkansız insan. ultimate aylak, sünger gibide bünyesi vardı sağlam içicidir. kafası iyiyken veterinerlik fakültesindeki atı çalma planlarına başlar. *
Heidi, Heidi, Deine Welt sind die Berge
Heidi, Heidi, denn hier oben bist Du zu haus
Dunkle Tannen, grüne Wiesen im Sonnenschein
Heidi, Heidi, brauchst Du zum glücklich sein
Holalahidi...
Heidi, Heidi, komm nach haus, find Dein Glück
Komm doch wieder zurück
Dort in den hohen Bergen
Lebt eine kleine Maid
Gut Freund mit allen Tieren
Ist glücklich alle Zeit
Im Winter wie im Sommer
Auch wenn all' die Herden zieh'n
Am Morgen und im Abendschein
Wenn rot die Alpen glühn
Heidi, Heidi, Deine Welt sind die Berge
Heidi, Heidi, denn hier oben bist Du zu haus
Dunkle Tannen, grüne Wiesen im Sonnenschein
Heidi, Heidi, brauchst Du zum glücklich sein
Holalahidi...
Heidi, Heidi, komm doch heim, find Dein Glück
Komm doch wieder zurück
komiklik derecesinde tatlı çizgi güzel. O kadar tatlıdır ki insan resmini görünce kopar. yüzünde üst üste 8 kez şampiyon olmuş fenerli ifadesi vardır. gerçek dünyada bu ifadeye sahip bir insan bulunamaz yani. ayrıca sözlükte kullandığım resmin baş kahramanı.
ben küçük idim o zamanlar,e o da küçüktü tabi,bu kızcağızın hayatı hoşuma giderdi.alpler,temiz hava,taze süt,peynir,isviçre çikolatası,ne bileyim huzur kardeşim ya.evlenmeyi bile düşündüm hani,dedeyi de gömdük mü ev bize kalır,sıkıntıya girdik mi satarız birkaç keçi gül gibi yaşar gideriz,dert yok tasa yok dağın başında ne derdin olacak.dimi heidi canım benim
tavan arasında küçük pencereli bir odası olan ve gece uyumadan burdan aya bakan kısa saçlı , elma yanaklı şeker , küçük kız.bu hanım kızımız çok iyi kalplidir. hergün arkadaşı peterle dağa bayıra kuzu otlatmaya giderler.ak sakallı bir dedesi vardır. heidi'ye hem analık hem babalık yapıyordur.(olsada izlesek)
gelmiş geçmiş en manyak mesajları veren çizgi film.
heidi köyde yaşıyor, unutulan değerleri, kırları, bayırları gözümüze gözümüze sokuyor.
bu yönüyle küreselleşme karşıtı.
bir arkadaşı var dı bunun adını hatırlıyorum birşeyler ama hatırladığımı yazarsam daşşak konusu olurum. hani engelliydi, yürüyemiyordu. lakin heidi'yle can ciğer kuzu sarmaydı. hatta çocuk sonradan güneş görüp sosyalleşince iyileşiyordu sanırım.
bu yönüyle engelli insanlar sorununa müthiş bir orta parmak basıyor.
sonra kalender, azıcık aşım kaygısız başım, 1-0 olsun benim olsun diyen bir dede, sıcak aile ortamı gürül akıyor mübarekten.
bu yönüyle insanların bulundukları ortamı cennete ya da cehenneme çevirme konusunda irade sahibi olduğunu yüzümüze çarpıyor.
blog yazarı mıyım, neyim? kendime şaştım vallaha. çizgimi kaybetmeden noktalıyorum entryyi burada...
ilk ve son bölümdeki hali karşılaştırıldığında büyümüş olduğu farkedilen kız. bu durum çizgi filmlere özgü bir şey değildir, ancak heidi'de kolayca göze çarpar. ancak, büyür ama kıyafetleri hep aynı kalır.
şarapçı dedesi ve müslüm gürses in köpek siluetine bürünmüş köpeği sakat arkadaşı klara ve çoban arkadaşı peterden oluşan bir çizgi film.hep peterle aşık olcakları günü bekledim baktım olmuyorlar tusubasa(yanlış olabilir) yı izlemeye başladım.
