Karadeniz ve hazar denizinin kuzeyinden kafkaslara ve balkanlara dek yayılan musevi türk devleti.
Hazar denizi'nin adı hazarlardan gelmektedir.
Bugün afganistan'da hazara türkleri isminde bir grup bulunsa da bağları yoktur. Soyları tükenmek üzere olan karaimler (karaylar) hazarlarla bağlantılıdır.
O günün şamanist, göktanrıcı oğuzları olan oğuz yabguluğuyla araları çoğunlukla kötü olmuştur.
Internette youtube de gördüğüm ve sövdüğüm kürde göre günümüz azerbaycan da yaşayan dini olarak yahudi olup irani dil konuşan tat ve pat halklarının kurmuş olduğu devletmis ayrıca yine bu kürde göre tatlar ve patlar da dilleri kürtçe ye yakın olduğu için kürtmüş
Ama işte hazarların emeviler ile yazıştığı mektuplarda kendine türk dediğini kendi soyunu göktürkler(türkler),uygurlar gibi türk dili konuşan halklara bağladığını bilmez kürt köpegim,hazarların genetik olarak irani veya kafkas kökenli olmadığını türklerle aynı geni taşıdığını bilmez kürt enik o yüzden böyle bol bol bilgi kirliliği sıçar.
Yahudiliği değil de Museviliği seçmiş ilk türk devletidir. sınırları asyadan avrupanın içlerine kadar genişlemiştir. refah seviyeleri zamanın çok ötesindedir. hatta hazar barış devri denilmiştir bu döneme.
hazar kağanlığı çok bilinmese de kafkaslar ve doğu avrupanın siyasi kaderini derinden etkilemiştir.islam orduları karşısında tüm ülkeler diz çökerken hazarlar son ana kadar dirayetli bir şekilde ayakta kalmayı başarmışlardır.
kudus'ün fethi,istanbul'un fethi,attila'nın roma kuşatması vs ne kadar önemliyse hazarlar'ın da araplar ile 70-80 yıl boyunca savaşması o kadar önemlidir.eğer hazar kağanlığı düşseydi ve mervan hazar ülkesinin kontrolünü eline alsaydı don,dinyeper ve doğru avrupa semalarına büyük bir müslüman göçü olacaktı ve ardından avrupanın kapıları müslüman araplara açılmış olacaktı.hazaryanın bulunduğu ince hat ayakta kalmayı başarabilmiştir.karl martel'in franklarının pirenelerde yaptığı gibi hazarlarda kafkaslar da arapları durdurmuşlardır.
doğu avrupayı kurtarış bir anlamda rus knezliklerinin de işine yaramıştırki bu ruslar çok şanslı adamlar tarihte 2 defa türkler sayesinde ayakta kaldılar,diğeri timur'un altın ordayı yıkması.ama en fazla da bu ruslardan çekti türkler.yüzyıllar sonra orta asya'nın canına okuyan da yine bu rusların torunları oldu.
Museviliği kabul eden ilk ve tek Türk devletidir.
Kürk ticareti ssyesiyle parayı vurmuş ve zengin bir devlet olmuştur. ''Bu musevi olanların çoğu zengin olmak zorunda mı'' diye sorgulatan durumdur.
Hazarlar defalarca arapları mağlup etmiştir ancak bu türkçe'yi onlara borçlu olduğumuz anlamına gelmez.
Öncelikle hazarlar orta asya ile orta doğu arasında bir tampon bölge değildir. Hazar denizi'nin kuzeyindedirler. Dolayısı ile günümüz oğuz, karluk gibi boylar ile arap dünyası arasında etkileri yoktur. Orta asyadaki türkçe'yi şemsiyesi altında koruma gibi bir durumu mevcut olmamıştır.
Öte yandan hazarlara mensup türklerin çoğu asimile olmuştur. Kısacası bugün karaimler gibi toplulukları hazar kabul etsek bile büyük çoğu türkçe dahi konuşmamaktadır.
Her kurulan türk devleti tüm türk popülasyonu ve kültürünü kapsamış gibi yorum yapmayın lütfen.
Hoş kitleler halinde 1000'li yılların başında müslüman olan biz oğuzların müslüman oluşu karluk kökenli karahanlılara bağlanır ve geçilir. Oysa karahanlı himayesinde müslüman olan oğuz taifesi tüm oğuzlar içinde azınlıktır.
Biz anadolu oğuzları türkçe için birilerine teşekkür edeceksek bu ahmet yesevi ve ahi evran ekolü olabilir, karamanoğlu mehmet bey olabilir, türk halk edebiyatını ayakta tutan karacaoğlan ve dadaloğlu olabilir, dil devrimi ile sade bir türkçe hedefleyen mustafa kemal atatürk olabilir. Uzaklarda aramayın.
hükümdar 3 dinden alim çağırmış hristiyanlar için üçleme çok onunla uğraşamayız demiş müslümanlığın da ibadetleri vs çok gelmiş sanırım museviliği kabul etmiş tabana nasıl yansıdı tam bilgi yok ama kimi yönetim kadrosunda kaldı diyor kimi de bugünkü yahudileri çoğu aslında hazar kökenli, kimi de Hitler in sabun yaptıkları bunlardı.
Araplara ilk küsküyü veren devlettir. Kafkas üstü kavimlerin islamiyete geçişlerini engelleyen en büyük güçtür. Bugünkü dağıstan ve deşti kıpçağın islamlaşması ancak 1200 lerde altınorda hanı berke han ve komutanı nogay hanla olabilmiştir. ruslar ve kuzey slavları hıristiyanlıkta kalabilmelerini hazar kağanlığına borçludurlar. Kiev knezliği tarafından yıkılmışlardır. Kırımda ki hazarlara kırımçaklar, kazan ve nogay ülkelerinde kilere karaimler denmiştir.
museviliği benimseyen tek Türk devletidir.
museviliği kabul etmelerine rağmen başkent itil'de Cami, kilise ve sinagogların yan yana bulunması ve davalara Müslüman, Hristiyan, Musevi ve Şamanistlerden oluşan bir yargıç heyetinin bakması din serbestliğine sahip olduklarını gösterir.
hazar kağanlığı çok bilinmese de kafkaslar ve doğu avrupanın siyasi kaderini derinden etkilemiştir.islam orduları karşısında tüm ülkeler diz çökerken hazarlar son ana kadar dirayetli bir şekilde ayakta kalmayı başarmışlardır.
kudus'ün fethi,istanbul'un fethi,attila'nın roma kuşatması vs ne kadar önemliyse hazarlar'ın da araplar ile 70-80 yıl boyunca savaşması o kadar önemlidir.eğer hazar kağanlığı düşseydi ve mervan hazar ülkesinin kontrolünü eline alsaydı don,dinyeper ve doğru avrupa semalarına büyük bir müslüman göçü olacaktı ve ardından avrupanın kapıları müslüman araplara açılmış olacaktı.hazaryanın bulunduğu ince hat ayakta kalmayı başarabilmiştir.karl martel'in franklarının pirenelerde yaptığı gibi hazarlarda kafkaslar da arapları durdurmuşlardır.
doğu avrupayı kurtarış bir anlamda rus knezliklerinin de işine yaramıştırki bu ruslar çok şanslı adamlar tarihte 2 defa türkler sayesinde ayakta kaldılar,diğeri timur'un altın ordayı yıkması.ama en fazla da bu ruslardan çekti türkler.yüzyıllar sonra orta asya'nın canına okuyan da yine bu rusların torunları oldu.
Hazarlar tarih sahnesine Sabar Türkleri’nin devamı olarak çıkmışlardır. Günümüzde Hazar denizi adında yaşamaya devam eden Hazar ismi tarihî kaynaklarda, 558 yılında Sabarlar’ın siyasî varlıklarını kaybetmelerinden önceki Sâsânî-Sabar savaşları dolayısıyla geçer. X. yüzyıl islâm tarihçisi Mes‘ûdî, iranlılar’ın Hazar adını verdiği topluluğa Türkler’in Sabar (Sabîr) dediklerini söylemektedir. Hazarlar Arapça kaynaklarda Hazar, ibrânîce’de Kuzari, Latince’de Chazari/Gazari, Grekçe’de Khazaroi, Rusça’da Kozar/Kazarin, Macarca’da Kozar/Kazar, Ermenice’de Hazir-k, Gürcüce’de Hazar-i, Çince’de T’u-Chüe Ho-sa (K’o-sa) adıyla zikredilmektedir.
Hazar ülkesi genelde Hazar deniziyle Karadeniz arasındaki sahayı kaplıyordu. Güneyde Kafkas dağları sınır olmakla beraber Azerbaycan ve irmîniye sık sık Hazar hâkimiyetine girmiştir. Bu topraklar kuzeyde idil (itil) Bulgar Türkleri’nin ülkesine, Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara, hatta Kiev’e kadar uzanıyordu. Hazar Devleti, esas ağırlık merkezi önceleri Terek nehri boyunda iken daha sonra idil, Yayık, Don ve Kuban nehirlerinin havzalarına yayılmış ve önemli ticaret yollarını kontrol altına almıştır. Devletin temel unsuru Ak Hazar ve Kara Hazar diye iki gruba ayrılan Hazar ahalisiydi. Vii ve iX. yüzyıllarda iyice genişleyen Hazar Hakanlığı’na idil Bulgarları, Kama ve idil boylarındaki çeşitli Fin kavimleriyle Burtaslar ve Orta Dinyeper (Özü) yöresindeki Slav kavimleri de itaat ettiler. En geniş zamanında Hazar ülkesinin sınırları Yayık ve Cim nehirlerinden batıda Dinyeper nehrine kadar uzanıyordu.
Musevi türklerdir. Bugünkü torunları da Karay Türkleridir. Yahudilerin 13. Kolu olduklarına dair teoriler vardır fakat pek ciddiye almamaktayım.