Avm ler olmasaydı af edersiniz ama bunlar bizi şey ederlerdi. Otuz yıl önce bir ayakkabı ya 100 lira fiyat çekip 20 Liraya satmaya alışmış zumreydı bunlar. Ama avm lerin olması gelir dağılımını çok kötü yönde etkiliyor, bundan en büyük darbeyi yiyenlerden biri de benim.
çok fazla üstüne gidilen esnaf. hayırlı işler genelde giderken söyleniyor zaten. ee adam niye senin ardına cevap versin ?
belki kimsenin ardına konuşmayı uygun bulmayan prensipli bir esnaftır.
Gerçekten sinir bozan insandır. Kolay gelsin, iyi günler, hayırlı işler...Bu laflar günlük hayatta karşımızdakine olumlu enerji vermek için söylenen sözlerdir, ağız alışkanlığı ya da değil. Bi 'sağolasın' lafını esirgemek nedir yani?
paraya doymuş veya kazancını az bulan esnaftır. ulan hıyar rızığını, ekmeğini kazanıyorsun işte, ufak bir tebessüm et diye çok iç geçirdim ama diyemedim.
devlet tarafından, esnaflık yapacak olan adamı yeterlilik testine tabi tutmayarak, iletişimi bilip bilmemesine bakılmaksızın iş yapmasına müsaade edilmiş insandır.
kısaca (bkz: öküz)
ondan sonra millet büyük marketlere gidiyor diye ağlarlar.
işleri tıkırındadır yani, senin ona "hayırlı işler" demeni siklemez pek. bilir ki sike sike gidip ondan alışveriş yapacaksındır, "hayırlı işler" desen de demesen de...
ben tanıyorum bu esnafı. bu esnafın avurtları kesinlikle içe göçük değil. ayrıca yaşadığı acılar yüzündeki çizgilere yansımamış. öyle bir adam bu. bildiğin duyarsız bir adam. fena moral bozan bir adam.
işlerin hayırlı gitmesine olan umudunu yitirmiş esnaftır, pessimistir.
sizi terslediği zaman dokunmayanız, bu ülkenin şartları zaten onu yavaş dozda ölüme götürecektir.böylece hem siz elinizi kana bulamazken bir yandan da onun yavaş yavaş yok oluşunu izleyeceksiniz.**
iyi duyguların karşılığını veremeyen öküz yığını olarak adlandırlıabilecek, kimi yerlerde verilen selam karşılığında da, cevap vermemesi durumunda esnaf olarak bile algılanmayan moloz yığını.
özellikle, çarşı pazar tarzı bir yerde esnaflık yapıyorsanız ya da esnafsanız bu durum daah da belli eder kendini. her ne kadar mahalle arasındak, bakkal çakkal modunda takılanlar için, artık 'müşteriyi kaçırmayalım' düsturu benimsenip de, selamın zoraki olarak da alındığı görülmüşse de, esnafın indirim yapmamaktan çok daha öte bir denyoluk yapmasıdır belki de hayirli isler sözüne tepkisiz kalması.
böyle durumların da, her ne kadar hayatla bağlantısı büyükse de, faidelibilgi kardeşiniz de, bursa uzun çarşı da esnaf olaraktan demektedir ki, sabah 08.00 sularında dükkanlarını açan esnafların birbirlerine tanıdık ya da tanımadık, güler yüz ve de tebessümle;
- selamunaleyküm, hayırlı işler. demesi, saygı ve de sevginin, esnaflar arasındaki kardeşliğin en büyük kanıtlarından birisidir. zira, eğer bu tarz bir yerde müşteri olsun, esnaf olsun kendisini kibirin de vermiş olduğu gazla diğerlerinden farklı ve de üstün görüyorsa, hiç bir şey bilmediğinin kanıtıdır; kendisine has olan gururu...
böyle böyle başlar esnaflar arasındaki kardeşlik, hayırlı işler olsunlarla. yoksa, eğer kendinizi zamanla üstten alıyor,bir hayırlı işleri esirgiyorsanız, özellikle bir esnaf olarak bulunduğunuz toprakta bir yanınız eksik demektir. böyle böyle zamanla, kurulamamış diyalogların sonucunda ne kandilde kandilleşebilirsiniz, ne bayramda bayramlaşırsınız, ne de ileriki dönemlerde sizin de çağrılabileceğiniz bir düğün davetiyesine sahip olabilirsiniz...
gerçi, bu durum başlığı açan kardeşimin de dediği gibi, sadece esnaflara özgü bir durum olsa da, kendimize yabancılaştığımızın kanıtı olsa gerek. günümüzde, tanımadığınız sokakta yürürken gördüğünüz bir kişiye, allah'ın selamını vermeye bile çekinirken, kalkıp da tanımadığınız kişileri bırakın komşularınıza ya da tanıdıklarınıza bile selam vermediğiniz, ya da konuşmadığınız bir ortamda da, önce hayırlı işler denmesini beklemek ve de esnaflardan da iyi dilekler almak da zor olsa gerek.