ben. hiç kemiğim kırılmadı. hiç arı da sokmadı. hatta küçükken aşısını yaptırmadığın hastalıklarıma da yakalanmadım. ama hiç kıskanmayın onun dışında tam bir çürük elmayım. çoğu da stresten dolayı.
hatta belirteyim ilaç hatırlatma kutumda günde 11 taneden haftada 77 kapsül ilaç içiyorum.
kafama kaldırım taşı düştü, dikiş bile atmadılar bırak kırılmayı.
not: tabi merak edeceksiniz kafaya nasıl kaldırım taşı düşer diye, bizim işgüzar türk insanı kaldırım döşenirken kaldırım taşlarını çalıp üst üste koyup üzerine oturmak üzere balkona dizer. bunların bir de zihinsel engelli oglu var, sen kalk o taşları aşagıya at. taşlar da tabi dünyanın en şanslı insanının kafasına düşsün.
ben.. benim hiç kemiğim kırılmadı. en ağır kazalarda bile, bir çok motor kazam var 3 tane büyük motor kazam var top gibi yollarda sektim yine bir yerim kırılmadı...
neden mi ? bizim çocukluğumuzda içinden yumurta, süt peynir olmayan beslenme saati beslenme değildi...
benimdir. çok uğraşmama rağmen başaramadığım eylemdir. hayır amacım bu değildi ama çocukluğumda bunun için bayağı uğraşmışlığım var okuldan kaçıp izlemek istemediğim bir voleybol maçına gitmek için 1 ile 2. kat arası bi kattan atlamışlığım var en fazla ezikler oluştu falan ama yine kırılmadı evde de annem kırar artık dedim oda üzüldü kırmadı, kalbimi bile kırmadı yani o kadar üzüldü. ne oldu sana dedi ağlamaklı dedim; anne koşuyordum düştüm inandı...
Eğer 18 yaşında evde hayali bir şekilde maç yaparken, koltuğa sert bir şekilde (yazar orada sözde orta açıyordu)vurmasaydım ve sağ ayağımın minicik parmağı kırılmasaydı o kişi ben olabilirdim.
Tabii doktorda babamla teyzemin benimle dalga geçmesi de, devamını getiremeyeceğim ey sözlükdaşlarım..