Dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı. Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Hep Biz dediler, hiç Ben deyip kendilerini düşünmediler. Ama bilim, zenginlik, hayatı kolaylaştıran, hayatı yaşanır kılan her türlü buluş kendi çıkarları için çalışan, işini iyi yapan Ben-cilerin eseriydi. Onlar hiçbir zaman “bizci” olmadılar. Sadece işlerini iyi yapmaya çalıştılar ve bizlere rağmen başardılar.
Promete ateşi hediye ettiği insanlar tarafından yakıldı. Edison ampulü bulurken, karısı tarafından toplum ve ailesi ile ilgilenmeyen bir anti-sosyal olarak suçlandı. Galileo dünya dönüyor dediği için bizciler tarafından işkencelere uğradı. Bireysel akıl, kalabalıkların onaylamadığı bu büyük güç her çağda saldırıya uğradı. Kalabalıklar, yaratıcı bireye saldırırken ellerindeki silahı hep iyilik, fedakarlık, hayırseverlik kurşunlarıyla doldurdular. Ve hep yaratılan değerleri üleşmek, bölüşmek, paylaşmak istediler. Mesela televizyonu seyrettiler fakat televizyonu bulan adamın adını hiç öğrenmediler. Otomobile bindiler ama Ford’un servetinden şikayet ettiler. interneti kullandılar ama Bili Gates’i çok para kazanmakla suçladılar. Tükettiğimiz her türlü zenginliği paranın bir oyunu olarak ele almayı tercih ettiler. Sistem, kapitalizm, tüketim toplumu gibi adlar takıp eleştirdiler. Türkiye’de eğer The Fountainhead (hayatın kağnağı) iyi okunmuş olsaydı; hiçbir ideoloji aklın önüne geçmez, Türkiye inanç dolu militanların cenneti olmak yerine meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar çok aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı. Elinizdeki bu kitap dünyanın fedakarlık tüccarları tarafından yok edilmemesi için bir AKıL KALKANıDIR. Ben’in bir savunusu ve kalabalıklara karşı duran yaratıcılara verilmiş bir ödüldür. Aklın ve mantığın yolunu izlemek isteyen herkese bu rehberi takdim etmekten onur duyuyorum.
merak uyandıran bir konu. canlının en küçük birimi hücre. ve insan vücudu bir sürü hücreden oluşuyor. Yani biz bir sürü canlının bir araya gelmesiyle oluşuyoruz. Demek ki biz aslında yokuz. illüzyondan başka bir şey değiliz.
ayn rand'ın etkileyici eseridir.insanların nasıl güdülebilen sürüler haline dönüştürülebildiğini şaşırarak okursunuz.bireysel aklın kalabalıkların onaylamadığı büyük bir güç olduğunu, bireye saldırırken hep iyilik, fedakarlık, misyonlarının arkasına saklandıklarını görürüz.howard roark tüm bu engelleri aşarak her şeye rağmen ben'in bir savunucusu olmuştur.bencillik kötüdür öğretisinin yanlışlığı, ben'in yaratıcılığı güçlendiren akıl ve mantıkla desteklenerek daha da etkili olabileceğini bizlere öğretmiştir.kitabda yaşanan aşk da çok etkileyici, bir o kadar da düşündürücüdür.
ayn rand'ın en ünlü romanı. orjinali the fountainhead'dir. ABD'de incilden sonra en çok satan, okunan ve amerika halkını yine incilden sonra en çok etkileyen kitaptır.