hayatın kabak tadı vermesi

    4.
  1. bir süredir yaşadığım anlam veremediğim durumdur. böyle hep geleceği bekledik 14- 15 yaşımızdan beri. şu ders bitsin , bir haftasonu gelsin vs. tatil geldi haftasonu geldi yine sıkıla sıkıla bilgisayar başında oturduk veya üç beş arkadaşla eften püften muhabbet etmek için bir cafeye bara vs gittik. sonra gelsin yine okul dersane hep bir şeyleri iple çektik. ah bir şu okul bitse ah başka bir şehire gitsem vs. sonra anladık ki orada da aradığımız bir şey yok değişen sadece manzaraymış bir süre sonra bu yeni mekan ve arkadaşlıklar vs de kabak tadı vermeye başladı. uyanık olduğumuz anlarda da uyukladığımızı hep sıkkın yorgun olduğumuzu hep ders bitimini mesai bitimini beklediğimizi farkettik. koştur dur geleceği kovala dur, bir işim olsun geçerden sonra bir evim olsun geçer bir evleneyim geçer vs. sevdik sevildik koştuk kovaladık sms manyağı olduk bu ilişkilerde de aradığımız tadı bulamayıp ayrıldık. git gide tek zevk aldığımız şeyin lezzetli bir yemek veya aralıksız uyku olduğunu fark ettik ve bunaldık. gittik üç beş hobi edindik fotoğraf makinesi veya gitar alıp 2 ay sonra bir köşeye attık, dağcılığa yüzücülüğe filan başladık, sanatsal faaliyetlere aktık. sinema konser vs imkan dahilinde birkaç aktiviteye katıldık ama yok arkadaş tat vermiyo yahu. uyanık olduğu her anda sıkılabiliyor insan. şimdi kalkıp intihar et o zaman niye yaşıyosun amk diyenler oluyor, la sıkıldım diye sebep olur mu ölmek için millet öldükten sonra bile bir tarafıyla güler insana, adam gibi bahane lazım. hayat çok anlamsız artık usandım demek de olmuyor. resmen hayal kırıklığı, hollywood filmlerinin filan etkisiyle olsa gerek hep bir atraksiyon bekliyoruz hayattan ne bileyim her gün hayati tehlikeler atlatalım kahraman olalım dünyayı kurtaralım ünlü bir film yıldızı, rockstar filan olalım istiyoruz ama yok arkadaş 8-5 mesai veya okul, alışveriş merkezi tavaf etmece, kıytırıktan hobi edinmece, playstation alıp oyunlara sarmaca, sanal ortamlarda sosyal ağlarda üç beş dangalağa laf anlatma filan ömür tüketiyoruz resmen. umduğumuzu bulabildik mi bu hayatta sanmıyorum? çalışıp çalışıp daha çok tüketen ve gereğinden fazlasını alan beyaz adamlardanız işte. sanırım doğadan kendi benliğimizden koptuğumuzdan ve ürettiklerimizin kölesi olduğumuzdan beri var bu bunalım herkeste. sonumuz huxleyin distopyalarına benzeyecek diye korkuyorum. hayattaki en büyük heyecanımız, finalde beklediğimizden 5- 10 puan fazla alıp dönem geçmekle veya lunaparktaki o midemizi kaldıran ıvır zıvırlara binmekle yaşanıyor. balkonda kardeşiyle tek kale maç yaparken topu yanlışlıkla aşağıya düşmüş, oyunun tüm heyecanı kaçmış ve topu aramaya gittiğinde de eli boş dönmüş beş yaşındaki çocuk kadar hüsran doluyum.
    not 1: inşaata topu kaçmış diyen ilk kişiyi kızılcık sopasıyla kovalarım bilmiş olun.
    not 2: gel ben sana hayatının atraksiyonunu yaşatayım tatlım diyen düşünceli kardeşim içinde ilk nottaki tehdit geçerlidir.
    not 3: fight clubla umut sarıkaya karışımı mutsuzluk tanımları yapmışım ama idare edin artık.
    2 ...
  2. 1.
  3. 25-30 yaşları arasında, okulu bitirmemiş, askere gitmemiş, sevdiceğinden ayrılmış, arkadaşları çoluk çocuğa karışmış, iş güç, ev bark sahibi olmuşken hala bir baltaya sap olamamanın verdiği acı durum. bir de üzerinde sağdan soldan evlilik baskısı gelmeye görsün. ana babadan duyduğun onca laf da cabası.
    not: kabak tadını sevenler için, kabak tadı vermek deyimine bakınız bi zahmet.
    1 ...
  4. 2.
  5. kabak sevenler için baldan tatlı olan durumdur. (bkz: mazoşist)
    0 ...
  6. 3.
  7. doktor'a gittiğim bi dönemde bunun daha güzel kelimeli olanını duymuştum...
    devlet hastanesinde bi pskiyatra başvurduğunuzda oraya gelen herkese şaşkın şaşkın bakıp ben daha sağlıklıyım kanısına varılır.
    köyden eşine haber vermeden doktora geldiğini söyleyen bi ablamız acelesi olduğu için, durumdan mütevellit, "n'olur önce benimle görüşün" demiştir. sırada bekleyen "?" ben, tabi olur diyerek sıramı verdim elbette, kadıncağızın "doktor bey dünya dönüyor ama bana çok boş geliyor" demesi ile yaşadığım şok kendimi çok sağlıklı bulmam bi yana hemen ortamdan sıvıştım. hayatın kabak tadı verdiği bu ablanın akıbetini ise hiç öğrenemedim...
    0 ...
  8. 5.
  9. Zamlardan sonra olan durumdur. Gerçek zamanı ise 21 sene önceye dayanır.
    1 ...
  10. 6.
  11. Üzerine biraz tahin dökünce efsane olmaktadır...
    0 ...
  12. 7.
  13. ölmek için doğdular, ya göç edecekler yada kapitalizme yenilecekler korkunç zamlara rağmen ilerliyorlar yaşlılar bunu defalarca yaşadı gençler sürüden ayrılmama gereğini biliyorlar büyük enflasyona rağmen ilerliyolar yollarına devam etmeliler dünya onlara fısıldadı harekete geç, harekete geç ve yaşa son 400'lüğe gelirken gül batur birinci şahbatur sondan geliyo gülbatur birinci şahbatur geliyor gülbatur birinci geliyor 10'ncu yıl gazi koşusunu süleyman atlı'yla gülbatur alıyooo gülbatur alıyooo.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük