Bütün arkadaşlarınız tarafından ekildiğiniz ve ekilmeniz sebebiyle sözünüzü tutamadığınız ve ortada hiçbir organizasyon bulunmaması, haliyle geriye kalmış arkadaşlarınızla da aranızın açılması akabinde hiç arkadaşınız kalmaması üstüne üstlük sevgilinin de "o kadar arkadaşımı çağırmıştım rezil oldum ya" gibi haklı bir sebeple sinirlenip sizden ayrılmasıdır. Zaten halihazırda aileniz bulunmaması ve kodumun gezegeninde bir başınıza aptal aptal sırıtan bir rakunla başbaşa kalmanız kısacası kimsenizin kalmaması ve bunun sebebinin tamamen saçma sapan egonuz yüzünden olmuş olması. deli gibi küfür etmek ama bunun da hiçbir işe yaramaması. Telefona bakmaktan korkar hale gelmek kendini dış dünyadan soyutlamak istemek veya ölmeyi dilemek. kısacası amına koyayım böyle hayatın ben. Rezil olmak mahçup olmak ve bütün bunlara rağmen derdini paylaşacak kimseyi bulamamak ve üstüne üstlük patron dırdırı çekip bir de fatura yatırmak zorunda olmaksa ketçabıdır mayonezidir. Öldürün lan beni valla bir işe yaramıyorum.
[siz siz olun büyük bir söz verecekseniz veya geniş çaplı bir organizasyon düzenleyecekseniz herşeyi kendiniz yapın kimseye güvenmeyin. sonra benim gibi herkese söyler müthiş olacağını altını çize çize belirtir bir hafta boyunca bütün arkadaşları çağırmak için başlarının etini yer herkese diretir ve onların da tanıdıklarını çağırmasını söyler asıl gün gelip çatınca da böyle dondan fırlamış taşak gibi ortada kalırsınız.]
şu koca cihanda hiç bir şey olmadığını anladığın gündür..aslında buna hayatın en kötü günü denemez..zira bu durumun farkına varan insan kendine gelip silkelenir ve allah ın izni ile hidayet bulur..selam ve dua ile..
heralde çok sevdiğiniz birinin gözünüzün önünde can çekişmesidir. bir de 5 dakika öncesine kadar.. iyiyse. neyse.. kendisine bir şeyler yazacağımı söyledim, muhtemelen biraz toparlanınca bana olayı tekrardan anlattırmak isteyecektir. ama tekrarlayamam sanırım.. dün geceden beri anlatıyorum zaten. beynim döndü.. bunu okumak isteyecektir en kısa yoldan kurtulmuş oluruz o anı tekrar yaşamaktan.
herkesin üzerinde bir mallık vardı, ben şarkıdan dolayı falan dedim de, ya diğer üçü? burak zaten konuşmuyor pek, evet onun sessizliği es geçilebilirdi. ama buketle melih? melih yine de biraz konuştu da onun sessizliği bile bir şeyler anlatır hani adam düşünüyor ama yansıtıyor yani anlatabiliyor muyum. bu sefer boştu ama. kısaca bir şey vardı üzerimizde..
yemeklerimizi yedikten sonra alsancağa gidip oyun oynayalım falan dedik. hava da nasıl yağmurlu. ama şeker değildik la erimezdik.. ** kasvet vardı sanırım, evet.
otobüse bindikten sonra iyice soyutlaştık. ben burakın telefonundan facebooka girdim, buketle melih muhabbet etmeye çalıştı *, burak da onları dinliyordu.
ineceğimiz durağa gelmeden biraz önce bukete dönüp, "neyin var lan" dedim. "başım dönüyor" dedi. bir şey demedim çünkü ters oturuyordu, az sonra düzelebilirdi herşey. ama öyle olmadı neyse.. ineceğimiz durağa gelmiştik. melih kalktı, düğmeye basmak için ilerledi. ardından buket de kalktı, sonra dengesini kaybedip oturduğu yere düştü. gülüştük. ama malız lan, insan koluna girer kızın. neyse sonra tekrar kalktı, "bak kalktım mal" der gibi buraka omuz silkti. işte o an otobüs ani bir fren yaptı ve buket resmen geriye doğru uçarak, kafasını körüğün ordaki ters koltuklarda ayak koyulan yere çarptı, düştü. bir kaç yere daha çarptı diye hatırlıyorum ama emin değilim doğrusu. sesi düşününce, 2 kere çarpmış gibi geliyor. bir de o 2 çarpmanın etkisiyle yere düştü. o zaman da bir kere çarptı kafasını. abi elimi attım ama hani o an hiçbir şey yapamazsınız ya, düşmez sanarsınız falan. gözümün önünde resmen geriye doğru uçarak kafasını çotank çotank çotank diye çarparak düştü. hepimiz kaldık öyle. kalkacak en azından elini, kolunu, parmaklarını hareket ettirecek sandım, sesi bile çıkmıyordu. "buket!" dedim abi ne diyim! sonra "oha buket!" dedim, yavaş yavaş idrak ediyor insan. adam kıpırdamıyor falan. herkes koştu bir anda. zaten otobüste bizimle birlikte 8 kişi falan vardı sanırım. 3-4 saniye sonra bu hareket etmeye başladı. burak eliyle buketin kafasını tuttu hemen, bu sefer buket titremeye başladı. sakin ol bile diyemiyorum kıza, çünkü az önce öldüğünü sanmıştım. öyle otobüste düşmüş kafasını vurmuş diyince çok sıradan görünüyor ama öyle değil işte, öyle değil. hiçbir film sahnesinde öyle bir düşüş, kafayı kombine çarpış falan görmedim ben. neyse işte herkes bakıyor mal gibi, herkes kaldı öyle. ambulans çağırın diye bağırdım. lan salak, sen çağırsana. abi aklım durdu ya ne diyonnuuuz.. "in arabadan aşağı!!" der gibi, "ambulans çağırın!!" diye tekrarladım ikinci kez. neyse ki biri geldi ve buketin başına tampon yapıp kanamanın artmasını engellemeye çalıştı. neymiiş? kan varmış. bunu da şu şekilde ayıqtım.. burak buketin başını bıraktıktan sonra eline bakıp, "kaaan.." dedi ve bana dönüp "kanıyo laaann" dedi. yalnız buket o sırada nefes almaya çalışıyor ama sanırım alamıyordu ki gözleri fal taşı gibi açılmış, "ğğğğhhaaa" diye bağırıyordu. bilirsiniz işte, nefes alamayan, boğulan insan modeli. tampon yapan adam buketin dilini dışarı çıkarmaya çalıştı, buket büyük büyük titriyor ama. ambulans da gelmedi. kapı da açılmamıştı, koltukların üzerinden atladım, nasıl koşuyorum karşıda ezcane var dediler. etrafıma bakmadan koşuyorum ama ** sola ve maalesef yakınıma bir baktım, çok güzel kırmızı bir şey bana doğru geliyor. ne? otobüs. ya bekledim o an ya da hızlandım da geçtim eczaneye, hatırlamıyorum. ama neyse girdim eczaneye, ilk yardım yap değil mi herif! yok, olmazmış, hastaneye gitmem lazımmış. arka sokakta hastane varmış. koştum oraya. baktım ambulans geliyor, geri döndüm. neyse hastaneye götürdüler. biz de taksiyle gittik ardından.. başına 5 dikiş atmışlar. göremedim onu ama yaşlı bir temizlikçi beni görüp yardım etti. çocuk acilden erişkin acile geçip onu görmemi sağladı. eve dönmek zorundaydım, gece eve gittiklerinde ben de gittim. geceyi beraber geçirdik. ispanyadan teksasa kadar bir çok coğrafi alan ve insanların özelliklerini anlattım ona uyumaması için. uyumaması gerekiyor ya, dizi izledik. dizi izledik sözde ama kendisi çok +18 bir diziydi, düzü de olabilir bu yüzden. * neyse çok şükür iyi buket.. kendini o şekilde görmediği için haliyle dalga geçti tüm gece. beni düşünmedi dingil. olm bu insanlar niye böyle ya.. psikozumu bozdu ping pong topu kafalı.
yanılmıyorsam şubat 2021 ve kasım 2020 e bağlı iki tane gün vardı. ciddi ciddi ölmek için Allaha yalvardığım günlerdi. birisi şubat 2021 in bir günüydü. diğeri de dediğim gibi geçen senenin kasım ayına bağlı.
