olmayan ama yaşanan evrelerden biri daha. mutlu olun kardeşim, durduk yere de olsa gülümseyin, bakış açınızı falan değiştirin, gerekirse ellerinizle bile yürüyün. ama şu olmayan evrelere girmeyin lütfen.
vasıflıyım, iş güç sahibiyim, çalışkanım, aylak aylak dolaşmayı sevmem ve kültürlü bir insan olarak benim de içinde bulunduğum durum.
adamlar uzaya gitmiş. solucan deliği diyor. kara delik diyor. mars'ta su diyor.
bende oha 2 tane demir eksik atmış demirci diye kendimi paralıyorum.
adam bana diyor ki sen kültürsüzsün.
olum zaten çok kültürlü olduğum için bu evreye geldim. o kadar çok şey okuduğum için şu an aile dışında yaptığımız her şeyin boş olduğunun farkına vardım.
ismail alıyorsun böyle vasıfsızları bizleri kimler ile muhatap ediyorsun.
insan, hayat boş ve hayat hoş arasında gidip gelen, rüzgarda savrulan bir yaprak gibidir, yaprak! çocukluğu geç, yirmibeş yaş ile yani yetişkinlikle birlikte daldan kopuş ve yere düşüş süreci başlar. daldan kopma ve yere düşme arası kadar kısa bir süre rüzgarda savrulmanın adıdır hayat. hoştur. boştur. koştur.
felsefecileri okumaktır. adamlar resmen boş kavramlar yaratıp zihnini dolduruyor sonra da bu boş kavramların içinde yüzüp daha boş kavramlar meydana getiriyor. biz onları okuyunca da anlamıyoruz çünkü adamların kafasına ulaşabilmek için öncelikle o adamın kurduğu sistemi bilmek lazım. kafasına göre kelimeler de kuruyorlar çünkü mevcut kavramlar da adama yetmiyor. sonra vay efendim ben neden nihilist oldum. ee bıktın artık. o kadar kavramı bir araya getirip nasıl bir sonuca varacaksın?
resmen zihinlerimiz gereksiz kavramlar çöplüğü ve bunlar bizim gereksiz şeyleri düşünüp içinden çıkılmaz bir hale bürünmemize neden oluyor. bunun nedeni de felsefeciler. beynimi siktiniz ulan!