dert edindiğimiz şeyleri elde etmek için bazı insanların hayatlarını seferber ettiğini görmektir. kuru bir ekmek parçasına bile muhtaç olan milyonları düşündükçe hayat daha da anlamsız hale geliyor.
insanın içinde büyük bir boşluk hissettiği andır. yapılan aktiviteler zevk vermez, aynanın karşısında geçirilen zaman azalır hatta insan çoğu zaman aynadaki yansımasıyla karşılaşmak bile istemez gözlerindeki acıyla yüzleşmekten korktuğu için. en sevilen şey tek kalmak olur ama tek kalmaktan kaçınmaya çalışır birey her tek kaldığında istemsiz olarak hayatı sorgular çünki. hayatı anlamlı kılan birşeyler bulup ona tutunmak ister birey çünkü tutunacak bir dalı olmayınca yaşayacağı şeylerin bir önemi olmuyor kişi için.
Aniden alınan bir ölüm haberi, tüm kavgaların anlamsızlığını hatırlatır.
Tıpkı bugün aldığım haber gibi. Biri ölünce ardında kalan bir iyi bir de kötü izleri.
iyi izler bırakın, onun gibi. Ölümün ne zaman geleceği belirsiz.
Allah rahmet eylesin güzel kardeşim. Annene sabır versin.
Her ölüm erken ama genç ölümü başka.
Umutlarını karartan, sorunlar çözülmesi imkansız değilken seni bu sorunların çözülmeyeceğine dair sikik bir psikolojiye sokan, direncini kıran, amını tipini siktiğimin dertlerini ama bilerek ama bilmeyerek daha da derinleştirdiğini görmeden şuursuzca hareket edip insanı daha da beter bir hale getiren cümle varlıkların sebep olduğu haleti ruhiyenin sonucunda gün içerisinde silsile şeklinde gelerek ruh çöplüğünde biriken anlardır bu anlar...kim anlar?
Hiç...
Haftada bir kaç kez oluyor bu durum kendime soruyorum neden yollardayım neden para kazanmak zorundayım böyle böyle nereye kadar gidecek ömrüm bir teneke parçasının üstünde geçecek diyerek hüzünleniyorum sonra amaaan kader deyip kendimi bir nebzede olsa rahatlatıyorum ama daha çok kendimi kandırıyorum sanki.
Senin bir ömür boyu hayalini kurduğun o şeyi bir başkasının umursamadan bir kenara attığı andır. O şey bazen soyut bazen somut olabilir muhim olan senin hayalinin bir başkasının fazlası olması halidir.
bi kaç saat önce bi yakınım bok yoluna öldü. sinirli miyim, üzgün müyüm, umursamadım mi bilmiyorum. sözlüğe bakıp, kitap okuyorum. duvarı falan izliyorum.
hayatin içinde mutluluk, neşe, aşk, stres yanında ölüme de derim kalınlaşmış.
Başarılı veya mutlu olmak için herhangi bir yol olmadığını düşünüyorum, çünkü hayat geçer ve tekrarlar. Yaşam sadece bir yaşam şekli ne olursa olsun hayatidir, bu nedenle hayatı farklı görmüyorum. Sokakta, konakta, villada ya da bir köşkte yaşıyor olabilirsiniz, aynı hayat olacak.
içimde tarifi imkansız bir kırgınlık vardı. Beni bırakışı, başkasını sevmesi, evden ayrılması anlatılabilir gibi değildi. Cüzdanımda bir resmî vardı her gün bakardım, öperdim. Onu öylesine özlerken onun başkasının kolunda nefes aldığını düşündükçe kahrolurdum. Hayatın her zerresi bana manasız gelirdi. Ölmeyi isteyip ölememek gibi bir acı.