Yıllarca dostluk yaptığın, aynı sofrayı paylaşıp dertleriyle dertlendiğin adamların bile gün gelip seni anlamadığını, onlarla kurduğun ortamda yalnızlık çektiğin an, anlıyorsun hayatın ne mal olduğunu.
Ya arkadaşlar ben sokakta ağlayan bir çocuk görsem içim parçalanıyor.Anlayamıyorum ,benim beynim almıyor.Çocuklara nasıl dokunabiliyorlar.Nasıl onların masumiyetlerine zarar veriyorlar? Biz çocuklarımıza sahip çıkmayarak psikolojisi bozuk nesiller yetiştiriyoruz.Sürekli çocuklar için bir şey yapmamız gerekirken , her gün taciz, tecavüz,çocuk gelin,darp gibi haber başlıklarının içinde görüyoruz onları.Hayat gerçekten çok acımaz.
üniversiteye hazırlanmaya başladığın o ilk dönemler sonrasında artarak devam eder bu farkındalıklar ben bu zamana kadar nasıl yaşadım ne yaşadım diye sorgulamaya başlarsın.
Kendini ağlamamak için deli gibi sıkarken o ilk akan gözyaşları ben gerçeklerin böylesine yüzüme vurulduğunu iliklerime kadar bu zamanlarda hissediyorum anlıyorum korkuyorum o acı veren sözleri olayları görmemeye çalışıyorum hatırlamamaya atmaya çalışıyorum kafamdan o son ana kadar ölecek gibi oluncaya kadar ağlamasam konuşmasam çatlayacakmışım gibi hissetiğim zaman bu şte bu anlar hayatın en acımazsız anları hiçbir şey hafifletilmiyor değiştirilmiyor siz acı çekiyorsunuz daha az hissetmenizi sağlayan bir şey yok ve gerçeği değiştiremiyorsunu artık kaçamıyorsunuz.