niçin ne istediğini bilmeden, bir plan cizmeden ve dogaclama yasamayi bilmeyenlerin daha dogru hayattan korkanlarin basina gelen bir olgudur.
bu kişilere zorba tekme tokat dalsa belki jetonlari dink düsecektir.
madem ki bu hayata bir kez meteor gibi düstün amio, kısın soguktan yazın sicaktan sikayet etmeyeceksin.
baharin takipcisi yaz, yazin takipcisi sonbahar, sonbahar takibi ise kıstır.
o kış aylarina bakıp ah vah etmeyeceksin.
ah vah edeceğine baharin ve yazin yemişlerini hafif bir hüzünle farz ve yad edip gececeksin.
zaten bir girdapta dönmüyor muyuz yaşarken?
dakikalarin, saate, saatlerin gün, günlerin ay, aylarin yillar oldugu bu carki felekte hiç bir halt yiyemiyorsan, yenilgiler seni bezdiriyorsa, ömür denilen bir nefes süresi batiyorsa sana, o vakit yak bir cigara farz et.
ne nicin nasıl oldu diye arada iki kadeh parlat.
kadeh parlatmaktan dünyan parlasin.
parlasin ki içinde bulıundugun harebenin esasta saray oldugunu gör.
ama fazla pollyanna olma amigo cilde zararlidir.
yaradan akıl denilen melekeyi üzerine bagdas kur diye vermedi ki...
calistir diye verdi.
aklin en yakın ahbabi olan hissedebilmeyi ise ona yoldas kıldı.
birinin eksikliği insani saksi eder.
ya düsünen saksı, ya hisseden.
vel hasıl-ı kelam; ol mahiler ki derya içindedir, deryayi bilmezler....
hayatta bir türlü istenilenlere kavuşamamak. aşkı, işi, huzuru bir türlü bulamamak.
insan hayal ettiği müddetçe yaşar ve hayalleri onu biçimlendirir. profesyonellik ve mecburiyetlerin engelini hayallerine sığınarak aşar. yine de bazen hayat ona karşı acımasız davranır, istediklerine kavuşmasına izin vermez.