bugün

Biraz çekirdek, bir kadeh şarap, bir kaç eğlenceli anı ve derin sessizlik. Ha bir de istanbulun ışıltısı.
Bu ayı nasıl geçireceğim diye düşünmekten uykuya dalamamak. Daha ne kadar, nereden sıkabilirim diye düşünüp bulamamak. Ama yine de ekonominin çok iyi biz insanların nankör olduğuna kendimi ikna etmeye çalışıp mutluymuş gibi yapmak!
Hasar almış binalar, yıkılmış şehirler, viran hayaller... Fakat bu hadsiz kepaze dünyanın yine de elimizden alamayacağı tek şey var: Umut... Keşke enkaz altında kalan körelmiş vicdanlarımız, hayvani zaaflarımız olabilseydi. Bugün üzgünüm, evet; ama yeni doğan Umut Bebek beni amca yaptı. Sevinsem mi üzülsem mi, bilemiyorum. Allah bizi nelerle sınıyor, görüyor musunuz? Öz kardeşim için içim içime sığmıyor, ana baba ayrı binlerce kardeşim için yaslara bürünüyorum. Yaşamak ne, anlayan beri gelsin!
Uykusuzluk.
Gönül muradı öyledir ki; attan boz aygır, yelesi tarak işlemez ak kısrak gibidir. Onunla yalçın kayalıklarda uçurum bitişiklerinde seğirtir, ayak basmadık nice çayırlarda ovalarda şaha kalkarsın. Yine de yanan ateşi ne kimse görür ne bir pınar söndürür. Mecnun'un divaneliğini, yürek yangınının müsebbibi Leyla bile söndürememiş. Farzımuhal çöle bir damla düşmüş; toprak suya doymuş mu oldu, a canım?
Neler kopar insanın içinden, kimbilir neler neler...
Dert vefalı yâr gitmez serinden, hep mi çile hep keder...
Tanrı buyruğu türlü biçimden, gün olur günden beter...
Felek ne bilecek acz halinden, yetti artık dur yeter...
Zor be! Ekmek yemek bile... Çiğnemeden yutamazsın. Zorluklarsa; bizi çiğnemeden yutuyor. Bereket versin, tadımız tuzumuz yerinde değil, insafına denk geliyoruz feleksizin, tükürüyor bizi öylece. Şekerli sakızın hükmü tadı geçinceye kadardır ya hani, işte öyle bi' şey.
Uyku ve kaygı.
Stres sözlük. Bana geliyorlar.
şarkılar. konuşmasanız da anlatır içinizdekileri.
Halimizi Kudret biliyor; O'nun önünde eğiliriz ancak. Keyfimize gelirse tabiki. Nefs... Sen öyle adi bir köpeksin ki çakallar sırtlanlar bile senin kadar leş yememiştir. itim kâfir!
Baş ağrısı.
çok güzel başlık.

pek bir şey yok. en azından benim için ya da belki de ben ne yaşadığımı, ne hissettiğimi bile bilmiyorum. geceye hiçbir şey biriktirememişim ya da biriktirdiklerimden uzak durmak istemişim gibi. iyice deli ettim kendimi.
Küçücük umuda da muhtacım; tutulmayacağı bariz sözlere de... Çocuklar gibi inanmalıyım. Gönüllü kandırılmak istiyorum. Tadılmamış lezzetlerin peşinde değilim. Ekmekten güzel katık, ab-ı hayattan ferah bezm-i muhabbet mi var? Su yangını söndürmez, vesiledir o. Bizi de söndürecek bi' sebep ver, ya çalap!
Mutluluğu ararken acıyı buluyoruz. Ayağımıza batan paslı çivi gibi... Ne huzur buluyor, ne korku duyuyoruz. Musalladaki mevtanın soğuk yüzü gibi...