Hayatta olumsuz şeyler her daim var ve var da olacaktır çünkü yaşıyor olduğumuz bu hayat yalnızca bizim davranışlarımıza göre şekillenmiyor ve pekâlâ başkalarından da etkilenmiş oluyoruz. Öyle ki bir başkasının kendisi için iyi olduğunu düşünüyor olduğu şeyler bizlere, başkalarına olumsuz olarak dönebiliyor ama biliyoruz ki bu hayatta olumsuz şeyler kadar olumlu şeyler de var. Sadece bunu göremiyoruz. Hatta azınlıkta olan şeylerin gözümüze daha çok batıyor olduğunu da söyleyebilirim. Sonuçta her daim üzgün olan ve acı çeken birisi mutlu olduğu o tek günde mutluluğundan mı bahseder yoksa her gün yaşamış olduğun o acılardan mı? Bizlerde de böyle işte. Evet, kötü şeyler yaşamış, hâlihazırda yaşıyor ve ileride de yaşayacak olabilirim/z ama ya o güzellikler? Bunların hiç mi değeri yok?
Çok klasik olacak belki ama başkaları için mucize olan o yürüme eylemini gerçekleştirebiliyoruz. Koşuyoruz. Görebiliyoruz. Konuşup kendimizi açıklayabiliyoruz. Yemeği kimseye muhtaç olmadan yiyebiliyoruz. Siz hiç daha önce sadece birkaç adım için inanıyor olduğunuz kişiye yalvardınız mı? Yürümek ya da koşmak da değil. Sadece adım atmak. Siz, daha önce hiç aniden keşke görebilsem de şu gökyüzünü, biraz olsun çevremdeki bu güzellikleri hissedebilsem dediniz mi? Renklerin insanda yaratıyor olduğu o hisleri, göremediği için yaşayamayan insanların boşluklarını hissettiniz mi? Hiç aniden bir durup şöylece gökyüzüne de mi bakmadınız? Çevremizdeki tüm olumsuzluklara rağmen parıldayan o güzelliklere? Peki ya siz, Konuşamadığınız/duyamadığınız için işaret diline muhtaçken sırf birisi sizi o an dinlenmeye değer görmediği için sırf yüzünü çevirdi diye kendinizi açıklamaya çalışıyor olsanız da susmak zorunda kalmış kadar oldunuz mu? Evet, çok aptalca gelecek sizler bunları okuyunca ama sesimiz çıkabiliyor diye bile iyi hissetmeliyiz. Bunlar bahsettiğimiz olumsuzlukların tam zıttı olan şeyler. Yani, hayattaki olumsuz şeyler kadar olumlu şeyler de var ve bizler başkalarının mucize diye görüyor olduğu tüm bu şeylere sahibiz. Üstelik kesinlikle daha azına değil, fazlacasına. Fazlasıyla. Tabii bunlar demek değil ki "Ne yani diğer güzel şeyleri yaşayamaz mıyız?". Yaşarız, elbette yaşanacak pek güzel şey var ama çağımızın bir sorunu da var: yetinememe. hep daha fazlasını istemek. Hep harcamak. Daha bitirmeden/kullanmadan bir şeyi atıp aslında pek benzerini almak. Sevgiyi yaşatamamak. Sadece almak istiyor olmak ve kendinden bir şey vermemek... Aslında hayattaki olumsuz çoğu şey, bir yetinememeyle başlar.
Hayatın her dönemi birçok farklı anlarda birçok farklı olumsuzluklar oluyor ve olacaktır da mühim olan bununla nasıl başa çıkabildiğindir.
Ama son zamanlarda öğrendiğim bir şey varsa da bu bazı şeyleri olduğu gibi kabul etmek, üstelememek ve baş kaldırmamak..
Her şeye karşı direniş gösterip, çabalamak da olmuyormuş.
Ben mesela bir şeyin eğer oluru yoksa başka bir yola devam etmem gerektiğini 1-2 senedir öğrenmiş bulunuyorum. önceden ister ve umut ederdim ama bunun yaşamda yerinin olmadığının, istediğin şeyin üzerine gidip eğer tüm çabalara rağmen olmadıysa gardını düşürmeyip başka şeylere yönelmenin faydasını kavradım.
bu benim hissizliğime hissizlik kattı ama en azından hayatın o kadar tozpembe olmadığını öğrenmiş oldum.
ne insanlar, ne zaman, ne de başka bir şey size acımıyormuş çünkü..
Geçmişte oldu, bugün oluyor, yarın da olacak. bu sene hazmetmesi, sindirmesi daha zor durumun içerisindeyim. Geçen yıl dert diye ağladıklarım geliyor aklıma. içinde bulunduğum durum için Şikayet etmeye, isyan etmeye korkuyorum, daha kötüsüyle sınanırım diye. Aylardır gözyaşı dökmediğim tek günüm yok. Allah'ım kolay, güzel şeylerle imtihan etsin edecekse. Dayanıklı olmakla övünmüyorum artık. Değilim çünkü. Ne kadar derim kalınlaştı zannetsem de hayatın şamarı alt üst ediyor beni. Hayırlısı zorsa hayırlısıyla da imtihan etmesin Allah beni. iyiyle, güzellikle, huzurla mutlulukla imtihan etsin. Hayattaki olumsuz şeylere karşı yapabilecek bir şeyimiz de yok. Cehennemin içinden geçeceğiz ve yürümeye devam edeceğiz bilmiyorum. Kendimize nazik olmayı elden bırakmadan devam edeceğiz. Ta ki yara kabuk bağlayana kadar. En kötüsü demeye korkar hale getirdi bu sene yaşadığım şey beni.
hayatımızda karşılaşılan olumsuz ve kötü durumları belirtir.
aslında hayata pozitif bakabilen insanlar için çok önemli değildir ama asıl sorun şurada başlıyor, hayata ne kadar pozitif bakmaya çalışırsak çalışalım sürekli yeni bir dert güncellemesi geliyor, bizim işlemcide maşallahı var sürekli destekliyor bu güncellemeleri hemde kasmadan.
adaletsizlik,eşitsizlik,ırkçılık,dışlama(ötekileştirme),insanların ahlaksız davranışları,kibir(çalım),haklı insanların ezilmesi-güçlü insanların rağbet görmesi,kıskançlık-çekememe,fitne-fesat,iki yüzlülük-riyakarlık,yalan-üçkağıt,bir çok orospu,orospu çocuğunun etrafta olması.