doğduktan sonra hemşireden yediği şaplağı galiba kimse hatırlayamadı. bir rivayete göre hemşirenin avuç içiyle attığı tokat kıçın eğrilik yarıçapında önemli bir etken.
ota boka karışmayıp, her şeye tamam demiş.
ömrü hayatında hiç kaşınmamış,
bi kenarda süs biberi gibi yetişmiş insanımsı olması muhtemelsede, ben ısrarla;
sadece bir tokatla da olsa mutlaka bir sekilde dayak yemis insandir, yalan söylüyordur.eger gercekten yememisse de bir an önce yemelidir ki cok simarmasin.
heryeri bağdat caddesi, nişantaşı, ankara 7. cadde falan sanan insan tipidir. bu tip arkadaşlar o habitat hayatında mutlu mesut yaşarken kimler ne dayaklar yiyordur kimbilir.
muhtemelen hiç dayak yemediği için kendini, vurduğunu indiren, herkül tarzında birşey zannediyodur. bu davranışlar malesef ki acı gerçekle yüzleştirir insanı.*
(bkz: başkasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanarmış)
herkesi dövebileceğini düşünen insanların çoğunun girdiği grup. ota boka ahkam keser, atıp tutar ve olası bir diklenme karşısında da tırsıp kalması kuvvetle muhtemeldir.
bazıları ise, hemen gaza gelirler, telefona sarılırlar ama aslında o kadar tırsaktır ki, gizli numaradan ararlar, sert konuşunca isimlerini bile söyleyemezler. telefonda kem küm diyip duyduğu küfürleri yutmak zorunda kalırlar...
baskasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu demir bilirmiş gibi bir söz de vardır böyle insanlar için.*
genellikle bu tipleri hiç kavga etmemis tipler olarak da bu kirli dunyandan soyutlayabılıriz, onlara masallar okuyabılıriz, el altindan incili midye vereceğimize pamuk helva alabiliriz.